Hayvanlar Alemi

Yarasaların Özellikleri Nelerdir? Yarasa Ne Yer?

Yarasaların Özellikleri Nelerdir? Yarasa Ne Yer?

Başlıklar

Ön ayakları kanat olarak uyum sağlamış ve uçma yeteneğine sahip olan Chiroptera takımında yer alan memeli hayvanlara yarasa denir. Yarasaların parmaklarının üzerleri patagium ve zar ile kaplı çok uzun ve geniş olması sayesinde kuşlardan daha kolay şekilde manevra yaparak uçabilirler. Yabanarısı yarasaların özellikleri 29 mm ile 34 mm arası boya, 2 gram ile 2,6 gram ağırlığa ve 15 cm kanat açıklığına sahiptir ve yeryüzünde yaşayan en küçük memeli hayvan olduğu iddia edilmektedir. Pteropus yani uçan tilki adı verilen yarasalar ise en büyük boyuta sahip yarasa türüdür. Bu yarasaların Acerodon jubatus türünün kanat açıklığı yaklaşık olarak 1,7 metre ve ağırlıkları ise 1,6 kilogramdır.

Yarasalar, kemiricilerden sonra memelilerin ikinci en büyük takımıdır. 1200’den fazla türe sahip yarasalar, dünya içerisinde sınıflandırılmış olan tüm memelilerin yaklaşık olarak %20’sini meydana getirir.

Yarasaların özelliklerinden bazıları şu şekildedir:

  • Yarasalar yaklaşık olarak 20 yıl kadar yaşar ve yılda sadece birkaç kez yavrular.
  • Yarasalar bacaklarında bulunan özel yapılar sayesinde uzun süre boyunca tavanda asılı halde kalabilir. Hatta bu şekilde uyuyabilir.
  • Yarasalar uçma yeteneğine sahip olan tek memeli hayvan türüdür. Kuyruklu yarasalar uçarken yavaşlamak ya da dönmek için kuyruklarını kullanırlar.
  • Yarasaları kuşlardan ayıran özelliklerden bir tanesi de parmak aralarının bitişik şekilde olmasıdır.
  • Öğlen vakitlerinde belirli bir süre boyunca ağaç kavuğunda, mağaralarda ya da ormanlarda uyurlar.
  • Ortalama 1000 farklı yarasa türü vardır. Bu yara türleri içinden 3 tanesinin kan emici özelliği vardır. Bu yarasalara vampir yarasa denmektedir ve Güney Amerika’da yaşamlarını sürdürmektedirler.
  • Kuzey Amerika’da bulunan büyük kahverengi yarasalar ikiz yavru doğurabilirken, diğer yarasa türleri sadece bir tane yavru doğurma özelliğine sahiptir.
  • Yarasaların meyve ile beslenen türleri vardır. Bu türlere vejeteryan yarasa denmektedir ve Türkiye’de en çok Mersin ve Hatay bölgesinde yaşamaktadırlar.
  • Yarasaların türlerine göre farklı fiziksel özelliklere sahiplerdir. Bazı yarasaların sesleri burunlarından çıkmaktadır. Bazı yarasaların ise bedenlerinden büyük kulakları vardır. Ayrıca çok büyük kanatlara sahip yarasalar da bulunmaktadır.
  • Sesler sayesinde yönlerini bulan yarasalar, insan kulağının asla duyamayacağı frekans aralığında sesler çıkarırlar. Çıkardıkları seslerin etrafında bulunan nesnelere çarpıp geri gelmesi yöntemi sayesinde yönlerini ve avlarını kolayca bulabilirler.
  • Ortalama 1000 yarasadan oluşan yarasa kolonileri yılda 4 tona yakın böcek yemektedir. Türkiye’de ise yaklaşık olarak 35 bin yarasanın mağaralarda yaşadığı bilinmektedir.
  • Yarasalar böcek yedikleri için gübreleri tarım alanında kullanılmaktadır.
  • Yarasaların gece görüşleri, gündüz görüşlerine kıyasla kat kat daha iyidir. Bu nedenle yarasaların kör olduğu söylenmektedir fakat bu yanlış bir bilgidir.
  • Yarasalar, çiçeklerin tohumlarını yayma ve polenlerini taşıma gibi görevler yaparak ekosistem için yarar sağlarlar. Pek çok bitki türü bu özellikleri sayesinde yarasalara bağımlıdır.
  • Başta kuduz olmak üzere pek çok patojenin konak hayvanlarıdır. Uzun yaşadıkları, çok fazla hareket ettikleri ve sosyal hayvan oldukları için çok kolay bir şekilde hastalık yayabilirler.

Yarasa Ne Yer?

Yarasaların Ömrü Ne Kadardır?

Yarasalar yaklaşık olarak 20 yıl yaşarlar. Böcek ile beslenen memeli hayvanlar içinde en uzun süre yaşayabilen yarasaların bazı türlerinin araştırmalara göre 25 yıldan daha uzun süre boyunca yaşadığı da tespit edilmiştir. Yarasaların yaşam süresi; bağışıklık sistemlerine, türlerine ve bulundukları bölgeye göre değişkenlik göstermektedir. Yarasalar, yaygın olan bir enfeksiyonu taşıyarak bu enfeksiyonu kendi türünden olan yarasalara ya da başka türden canlılara bulaştırabilmektedir. Bu sebepten ötürü bazı yarasaların kısa ömürlü olduğu bilinmektedir. Günümüzde çeşitli sebeplerden dolayı bazı yarasa türlerinin nesli tükenmek üzeredir.

Yarasalar Nasıl Ürer?

Yarasalar çiftleşerek çoğalabilen canlılardandır. Dişi yarasalar, erkek spermlerini istediği süre boyunca zarar gelmeden muhafaza edebilir. Yarasalar depolanan spermi istediği zaman kullanarak üreyebilir. Sperm depolama özelliği, memeli hayvanlar arasında sadece yarasaların sahip olduğu bir özelliktir.

Soğuk iklimlerde yaşayan yarasalar kış zamanı, kuru ve soğuk bir alanda 3 ay boyunca kış uykusuna yatarlar. Yarasaların birçoğu kış uykusuna yatmadan önce çiftleşebilir. Çiftleşen yarasalar doğum gerçekleşene kadar yan yana görülmez. Dişi yarasalar doğum gerçekleşene kadar oluşturdukları doğum koğuşlarında doğumun gerçekleşmesini beklerler. Yarasalar çiftleştikten bir süre sonra, dişi yarasanın spermi kullanması ile doğum gerçekleşir. Dişi yarasalar spermi depolar ve istediği zaman bu spermi yumurta haline getirebilir. Döllenme yaşandıktan sonra dişi yarasa erkekten ayrı olarak bekler.

Yarasalar Ne ile Beslenir?

Yarasaların böcek yiyen ve meyve yiyen türleri olmak üzere iki çeşidi bulunur. Dünya üzerinde daha fazla sayıda bulunan meyve yiyen yarasalar, genelde tropikal bölgelerde yaşamlarını sürdürürler. Diğer yarasa çeşidine göre daha küçük olan böcek yiyen yarasalar, kalabalık bir şekilde gezer. Yarasaların sabit bir büyüklüğü ve ağırlığı yoktur. Her boyutta ve her ağırlıkta yarasa çeşidi bulunabilir. Yarasalar yalnız böcek ve meyve yemez. Aynı zamanda balık ve et yiyen yarasa çeşidi de vardır.

Herkes tarafından merak edilen vampir yarasalar ise kuş ve bazı hayvanların kanı ile beslenmektedir. Yarasalar su tüketen canlılardır. Su içme şekilleri farklı olan yarasalar, kanatları ile suya vurup havaya saçılan su damlacıklarını yutar. Yarasalar gündüze kıyasla gece çok daha aktif hayvanlardır. Bu nedenle yemek ihtiyacını da gece vaktinde giderirler. Yarasaların yavruları beslenme konusunda çok kolay şekilde eğitilebilmektedir. Dişi ve erkek yarasalar, yavruları beslenmeyi öğrenene kadar yaklaşık 6 ay boyunca ona yardımcı olmaktadırlar. Havanın karanlık olduğu zaman ortaya çıkan yarasalar, hem kendileri hem de yavruları için böcek ve meyve bularak besin ihtiyaçlarını gidermeye çalışırlar.

Yarasaların Yok Olma Tehlikesi

Çoğu yarasa türünün, yaşam alanlarının evler ve yollar gibi yapılar yapılarak tahrip edilmesi sebebinden dolayı yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Yarasalara bitki zararlısı gözüyle bakıldığı için pek çok kişi tarafından yok etmeye çalışılmaktadır. Bu sebeple birçok ülke vahşi yaşamı korumaya yönelik çıkarttığı yasalar ile yarasaları korumaktadır.

Yarasalar

Yarasalar ile İlişkili Hastalıklar

Dünya çapında büyük bir zoonatik virüs kaynağı olan yarasalarda 60’tan fazla virüs türü vardır. Bu virüs türlerinden 59 tanesi RNA virüsüdür. Kuduz ve kuduzla ilgili Lyssavirüsler, Ebola ve Marburg hemorajik ateşi flavovirüsler, Nipah, Hendra ve Rubulavirüsler gibi pek çok polimyxsovirüs gibi virüslerin kaynağıdır.

Yarasalar, evcil memelileri ve insanları hasta eden yoğun özelliklere sahip virüs barındırmalarına rağmen kendileri bu virüslerden genelde etkilenmezler. Yarasaların bu virüsleri kullanarak, uçtukları zaman vücut sıcaklıklarını 41 dereceye kadar yükselttiği tahmin edilmektedir. Yarasalar vücut sıcaklıklarını çok düşük derecelere kadar düşürmektedirler. Çok uç sıcaklıklarda bile yaşayabilen yarasalar vardır. Bu durumda yarasalarda bulunan virüs en düşük ve en yüksek sıcaklıklara kadar dayanabilen virüsler barındırmaktadır. Bu virüsler diğer memeli canlılar için ciddi patojenler haline gelmektedir.

Yarasaların patojenleri yayma yetenekleri:

  • 25 yıla kadar yaşayabilen uzun ömürlü türleri vardır.
  • Beslenmek için meyve ve böcek aramalarından dolayı uzun mesafeler uçabilirler.
  • Büyük ve yoğun nüfuslu çeşitleri vardır. Mesela bir mağarada 1 milyondan fazla yarasa aynı anda yaşayabilir.
  • Sosyal hayvanlar olduğu için virüsü kolay şekilde bulaştırabilirler.

İnsanlarda hastalığa yol açan yarasalardan izole edilen patojenler şunlardır:

  • Coronavirüs (COVID – 19)
  • Kuduz Virüsü (Rabies – Lyssa)
  • Hanta Virüs (Orthohanta Virüs)
  • Mammarenavirüs 
  • Paramyxoviridae
  • Filovirüs (Filoviridae)
  • İnfluenza Virüsü (Grip)

Yarasaların Sınıflandırılması

Dünya üzerinde 18 familyaya bağlı 986 adet tür bulunmaktadır. Türkiye’de ise son verilere göre 4 familyaya bağlı 30 adet farklı çeşitte tür bulunmaktadır.

Türkiye’de yaşayan yarasa familyaları şu şekildedir:

  • Büyük yarasalar (Pteropodidaa)
  • Nalburunlu yarasalar (Rhinolophidae)
  • Düz burunlu yarasalar (Vespertilionidae)
  • Kuyruklu yarasalar (Buldok yarasalar)
  • Geniş kanatlı yarasalar (Eptesicus serotinus)
  • Akdeniz beyaz şeritli cüce yarasası (Pipistrellus kuhlii)
  • Yaygın cüce yarasa (Pipistrellus pipistrellus)
  • Savi’nin cüce yarasası (Hypsugo savii)
  • Küçük nalburunlu yarasa (Rhinolophus hipposideros)
  • Büyük nalburunlu yarasa (Rhinolophus ferrumequinum)
  • Büyük farekulaklı yarasa (Myotis myotis)
  • Meyve yarasası (Rousettus aegyptiacus)

Büyük Yarasalar (Pteropodidae)

Pteropodidae

Büyük yarasaların her türü büyük boyutta değildir. En küçük türünün boyu yaklaşık olarak 6 cm uzunluğundadır. En büyük türlerin ise ağırlıkları 1,6 kilogram ve kanat genişliği 1,7 metre uzunluğundadır. Bu yarasalar genellikle büyük göz yapısına sahiptir. Bu sayede en karanlık yerleri rahatlıkla görebilirler. Büyük yarasaların koku alma derecesi çok iyidir. Küçük yarasalar alt takımında yer alan yarasalar gibi ekolokasyon kullanmazlar (Rousettus egyptiacus türü hariç).

Meyve yiyerek ve çiçeklerden nektar emerek besin ihtiyacını gideren büyük yarasalar, genelde meyvelerin sadece suyunu tüketmektedirler. Sert meyvelerin kabuklarını bile kolay şekilde ısırabilecek dişlere sahiptirler.

Nalburunlu Yarasalar (Rhinolophidae)

Rhinolophidae

Nalburunlu yarasalar daha çok subtropikal ve tropikal bölgeler olmak üzere Eski Dünya’ da ve Okyanusya, Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarında yaşarlar. 4 g ile 28 g arasındaki ağırlığa, 30 mm ile 70 mm ön kol uzunluğuna ve 35 mm ile 110 mm baş ve gövde uzunluğuna sahip nalburunlu yarasalar, küçük ya da orta boylu küçük yarasalar arasında yer almaktadır.

Kürkleri siyah, parlak turuncu ve kırmızı ya da kızıl kahverengi olabilir ve türlerinin çoğu yumuşak ve uzun kürke sahiptir. İsimlerini at nalı şekline benzeyen geniş ve ince zar katmanından oluşan deriden alırlar. Bu burun zarları sayesinde yönlerini kolayca bulabilirler.

nalburunlu yarasalar sabit frekanslı çağrılar kullanarak çok yoğun ve karmaşık çevrelerde bile kolayca avlanabilirler. Saklandıkları yerden aniden çıkarak örümceklerin ve böceklerin üzerine çullanırlar. Gebelik süreleri 7 haftadır ve tek yavru doğurabilir. Genellikle ömürleri 6 yıl ile 7 yıl arasındadır. Ancak türlerinden biri olan büyük nalburunlu yarasanın 30 yıldan fazla yaşadığı bilinmektedir.

Düz Burunlu Yarasalar (Vespertilionidae)

Vespertilionidae

Düz burunlu yarasalar uçan ve böcek yiyen memelilerden ortaya çıkan mikro yarasa ailesidir. Düz burunlu yarasaların yüzündeki özellikler, genellikle sesli şekilde yayılan ekolokasyona dayandıkları için genelde basittir. Kuyrukları, bacakların arasında bulunan alt uçuş zarları ile çevrili olan düz burunlu yarasalar, Antartika dışında her kıtada 300’den fazla çeşitli türü tüm dünya geneline yayılmıştır.

Düz burunlu yarasalar etoburdur ve pek çoğu böcek ile beslenir (balık ile beslenen Myotis ve Pizyonyx yaralar ve kuşları yakalayan Nyctalus türü hariç). Boyutları 3 cm ile 13 cm arasında değişmektedir. Genelde gri ya da kahverengi renklidirler ve parlak kürklere sahiptirler. Kürkleri turuncu, sarı ya da kırmızı olmaktadır ve bazı türlerinde desenler bulunur. Mağaralarda yaşayan türleri olduğu gibi içi boş ağaçlarda, kayalık yarıklarda ve hayvan yuvalarında da yaşayabilirler.

Kuyruklu Yarasalar (Buldok Yarasalar)

Kuyruklu yarasalar 2012’den beri yaklaşık 110 tür içeren dördüncü en büyük yarasa ailesidir. Kuyruk rüzgarlarını kullanarak güçlü şekilde uçabilirler. İrtifaya dayanıklı tek yarasa ailesi olma özelliği taşırlar. Antartika dışında her kıtada yaşamaktadırlar. Genelde terk edilmiş madenlerde, tünellerde ya da mağaralarda yaşarlar.

Genelde siyah, kahverengi ya da gri rengi olan kuyruklu yarasalar, 4 cm ile 12 cm arasında uzunluğa sahiptir. Türe göre değişkenlik gösterebilir ancak genellikle 8 g ile 220 g ağırlığındadır. Böcekle beslenirler ve yiyeceklerini kanatta yakalarlar.  Bazı türler yaklaşık 50 milyonluk koloni ile mağarada yaşarken bazı türler ise küçük gruplar halinde boş ağaçlarda ya da kayalık yarıklarda yaşarlar.

Geniş Kanatlı Yarasalar (Eptesicus serotinus)

Eptesicus serotinus

Geniş kanatlı yarasalar, ipeksi yarasa ve büyük kahverengi isimleriyle de bilinmektedir. Avrasya yarasası olan bu türün oldukça büyük kulakları vardır. Kanat açıklığı yaklaşık olarak 36 cm’dir. Genelde ormanlık alanlarda ve gece vaktinde avlanır. Küçük gruplar halinde ya da bireysel olarak binalarda baş aşağı asılı şekilde tüner.

Geniş kanatlı yarasaların sırtı dumanlı ve kahverengi, alt kısımları daha açık sarıya benzer kahverengi, üçgen şekilli kulakları ve burnu siyah ve kanatları siyah ya da kahverengidir. Genç geniş kanatlı yarasalar, yaşlı geniş kanatlı yarasaya göre daha koyu bir renge sahiptir. Geniş kanatları sayesinde yüksek manevra yeteneğine sahiptir ve yavaşça kısa süzülmelerle uçar.

Akdeniz Beyaz Şeritli Cüce Yarasası (Pipistrellus kuhlii)

Pipistrellus kuhlii

Ege ve Akdeniz kıyı şeridini izleyerek Marmara Bölgesi’ni de içine alan bir hat boyunca yayılış gösteren Akdeniz beyaz şeritli cüce yarasası, Doğu Karadeniz bölgesinde sadece Artvin ilinde görülmüştür. Koloniler halinde, sıvası yapılmamış olan binaların tuğla ve briket boşluklarında, çatılarda ve çatı aralarında ve içine sığabileceği pek çok aralık ve çatlak içinde yaşamaktadır.

Zararsız ve insanlara saldırmayan bu türün, Türkiye’de insanla teması oldukça yüksek ihtimaldir. Yerleşim yerlerinde ya da yerleşim yerine yakın yerlerde sivrisinek gibi çeşitli böceklerle beslenen bir yarasa türüdür.

Yaygın Cüce Yarasa (Pipistrellus pipistrellus)

Pipistrellus pipistrellus

Türkiye’nin en küçük yarasa çeşidi olan yaygın cüce yarasa, Türkiye dışında Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’ya kadar yayılan bir yarasa türüdür. Kanat açıklığı 19 cm ile 25 cm arasında, boyutu ise 3,5 cm ile 4,5 cm arasındadır. Genellikle kırsal bölgelerde ve ormanlarda yaşarlar, fakat şehirlerin içinde de tavan aralarında yaşayabilirler.

Savi’nin Cüce Yarasası (Hypsugo savii)

Hypsugo savii

Savi’nin cüce yarasası, Afrika, Kuzey Batı, Orta Doğu ve Akdeniz Bölgesi’nde bulunan bir vesper yarasası çeşididir. Gece vakitlerinde uçan böcekleri avlayarak beslenme ihtiyacını karşılar. Yazları ağaç çukurlarında, ağaç kabuğu altında, kaya yarıklarında ya da eski binalarda yaşar. Kışları ise derin kaya çatlaklarında, yer altı tonozlarında ya da mağara gibi daha sıcak olan yerlerde yaşar.

Savi’nin cüce yarasası, 1,75 mm ile 2 mm arasında vücut uzunluğuna, 1,25 mm ile 1,5 mm arası ön kol uzunluğuna sahip küçük bir yarasa çeşididir. Ağırlıkları yaklaşık olarak 8 gramdır. Yuvarlak kulaklara sahiptir. Kulaklar, kanat zarları ve yüzü siyah, başın ve vücudun üst tarafında bulunan kısa kürkü koyu kahverengidir. Alt taraftaki kürkleri soluktur ve boğaz, çene ve göğüs yarasanın sırtına göre zıt renklere sahiptir.

Küçük Nalburunlu Yarasa (Rhinolophus hipposideros)

Rhinolophus hipposideros

Küçük nalburunlu yarasa, Türkiye’de bulunan 5 nalburunlu yarasa türünün en küçüğüdür. Türkiye’de her ilde yaşamaktadır. Türkiye dışında Orta ve Güney Avrupa, Güneydoğu Asya ve Doğu Afrika’da görülebilir. Genelde ağaç bulunan alanlarda, parklarda yaşar ve şehir içinde dolaşırlar. Kışları mağaralar, kovuklar, harabeler ve bodrumlarda yaşarlar. Yazları ise büyük kır evlerinin çatı altlarında tünerler.

Küçük nalburunlu yarasaların kanat açıklığı 20 cm, boyu yaklaşık olarak 4 cm, ağırlığı ise 3 gr ile 10 gr arasındadır. Sırt kısımları kahverengi ya da gri, karın kısımları ise daha açık renktedir. Alçaktan ve kelebeklerin uçuşu gibi uçarlar. Hava tamamen karardıktan sonra ortaya çıkarlar ve şafağa kadar avlanırlar. Ortalama ömürleri 5 yıldır ve yavrularını ortalama 7 hafta boyunca emzirirler.

Büyük Nalburunlu Yarasa (Rhinolophus ferrumequinum)

Rhinolophus ferrumequinum

Büyük nalburunlu yarasa, Kuzey Afrika, Asya, Orta ve Güney Avrupa ve Türkiye’de yaşayan ve böcek ile beslenen bir yarasa türüdür. Türkiye’de Trakya, Kars ve Akdeniz kıyı şeridinde daha sıklıkla görülür. Boyu yaklaşık 6 cm ve kanat açıklığı 35 cm’dir. 16 g ile 28 g arasında ağırlığına sahip büyük nalburunlu yarasalar, mağara, tünel, bodrum ve ormanlarda yaşarlar. Gündüzleri ise ağaç kovuklarında asılarak dinlenirler.

Akşamın geç saatlerinde alçaktan ve kelebek gibi uçarlar. Ve bütün gece boyunca sabaha kadar avlanırlar. Sesi çok severler. Çok alçak frekansa sahip sesleri ile avlarının boyutunu ve mesafesini hesaplayabilirler. Bu sesleri insanlar duyamaz ancak özel cihazlar kullanılarak anlaşılabilir. Yazın çok fazla ses çıkarırlar. Ve ömürleri yaklaşık olarak 20 yıldır.

Büyük Farekulaklı Yarasa (Myotis myotis)

Myotis myotis

Yüz yapısı ve kulak şekli sebebiyle fareye benzetilen büyük farekulaklı yarasa, Türkiye’de bulunan yaygın türlerden birisidir. Genelde böcekçildirler. Ören yerlerinde, tarihi turistik yapılarda, mağaralarda, kaya yarıklarında ve kaya oyuklarında yaşarlar. Boyutlarına göre oldukça uzun yaşarlar.

Büyük farekulaklı yarasaların 13 türü 20 yıl, 4 türü ise 30 yıl belki daha fazla süre yaşarlar. Yaklaşık olarak 28 g ağırlığında ve zararsız bir türdür.

Meyve Yarasası (Rousettus aegyptiacus)

Rousettus aegyptiacus

Türkiye’de bulunan tek meyve yarasası türüdür. Türkiye’de Akdeniz Bölgesi’nde yayılış gösterirler. Terkedilmiş hangarlarda, kullanılmayan binalarda ya da mağaralarda koloniler halinde yaşarlar. Çok karanlıkta gözleri görmediği için yankı ile yönünü bulur. Çıkardıkları ultrasonik sesler ile çevreye uyum sağlarlar. Hamilelikleri 4 ay sürer ve 6 ay boyunca yavrularına bakarlar. Genelde tek yavru doğururlar çok nadir şekilde ikiz de doğurabilirler.

Meyve yarasalarının ömürleri 20 yıl kadar sürer. Kanat açıklığı 60 cm ve boyutu 15 cm’dir. Ağırlıkları ise ortalama 45 g ile 75 g arasında değişkenlik göstermektedir. Yüzü köpeğin yüzüne benzer. Türkiye’de bulunan diğer yarasalardan farklı, kanatta 2. parmağı da baş parmağı gibi tırnaklı bir yapıya sahiptir.

Muz, elma, erik, üzüm, Trabzon hurması, kayısı, portakal ve mandalina gibi olgunlaşmış ve sulu meyvelerle ve nektarla besin ihtiyacını karşılarlar. Polen gibi bitkisel şeylerle de beslenmektedirler. Meyve yarasası Afrika’da nesli tükenmek üzere olan hayvanlar listesinde yer almaktadır.

İlgili yazılar

Yorumlar - Yorum yapmak için tiklayin

YORUM BIRAKIN