Genel Bilgi

Ölmek Üzere Olan İnsan Neler Görür?

Ölmek Üzere Olan İnsan Neler Görür?

Başlıklar

Ölmek Üzere Olan İnsanlarda Neler Olur?

Ölüme, ölüye, ölüm anına dair konular çok fazla merak edilmektedir. Çünkü ölüm her ne kadar bilimsel, dini ve mistik temellerde çeşitli şekillerde açıklanmaya çalışılmış olsa da bir bilinmezdir. Özellikle de ölmek üzere olan insan neler görür, insan öleceğini hisseder mi, ölüm anında melekler görülür mü gibi sorular fazlaca akıllara gelir.

Ölmek özere olan insanın neler gördüğüne ve neler hissettiğine dair birçok araştırma mevcuttur. İslam dinine göre ölecek olan insana son anında her şey gösterilmektedir. Cennetlik bir kişi ise cennetteki yeri, cehennemlik bir kişi ise cehennemdeki yeri gösterilmektedir. Hatta Hz. Ali, ölecek kişinin ahiretteki yerini görmeden can vermeyeceğini belirtir.

Halk arasında da ölen bir kişinin üzerine beyaz bir ışık yağdığı, etrafındakilerce bunun görüldüğü belirttirilir. Bu beyaz ışık, nur olarak adlandırılır. İnsanların dünyadaki yaşamlarına göre bezen nura benzer beyaz bir ışık demetinin yaklaştığı, bazense kapkaranlık bir görüntünün insanı sardığı kabul edilir. Bir gün son nefesini veren bir sahabe, yanında yer alan Hz. Peygamber’e (sav); Ya Resullullah üzerime siyah bir ışık geliyor, der. Bunun üzerine Hz. Peygamber dua eder ve siyah ışık kaybolur.

Ölmek üzere olan insanın aynı zamanda ölüm meleğini de gördüğü belirtilir. Bu yüzden ölmek üzere olan insanların son anlarında gözleri korkuyla, telaşla etrafı süzer. Yanındakiler etrafta bir şeyler görmese de ölen kişi adeta görüyormuşçasına gözlerini etrafta gezdirir. İmam-ı Gazali Dürre-tül Fahire fi-keşf-i ulum-il ahire adlı eserinde bu durumu açıklarken insanın eceli gelinceye kadar dünyada tutulduğunu, belli olan eceli gelince rızkının tükendiği belirtir. Ölüm yaklaştığında dört meleğin geldiğini, bunlardan birinin ruhu sağ ayağından, birinin sol ayağından, birinin sağ elinden, birinin sol elinden çektiklerini, çoğu kez ölmek üzere olan kişinin bu esnada melekleri, yaptıklarını, kendi alemlerindeki duruşlarını gördüklerini söyler. Dili söyler ise bunları haber verdiğini, ancak çoğu kez bunun şeytanın bir işi zannedildiğini, dili tutuluncaya kadar da hareketsiz kaldığını, meleklerin bu halde yine ruhu çekmeye devam ettiklerini ifade eder. Bu sırada ölmek üzere olan kişinin soluğu hırıl hırıl duyulur. İnsan cesedi terler, gözleri süratli şekilde etrafa gider, soluğu kabarır ve benzi sapsarı kesilir.

Ölmek Üzere Olan İnsanlarda Neler Olur?

İslam dinine göre insanların ölüm anı daha önceki yaşantısının bir tezahürüdür. İyiliklerle dolu bir yaşam sürülmüşse ölüm anında da güzellikler görülmekte, kolay bir ölüm gerçekleşmektedir. Fakat zalimlerin ise ölüm anının kolaylaştırılabileceği, bunun da az bir iyilikleri var ise bunun karşılığının ahirete kalmayıp dünyada verileceğine yorumlanmaktadır.

Sadece İslam dininde değil, diğer dinlerde de ölmek üzere olan kişinin ışık gördüğü, bu ışığı gözleriyle takip ettiği kabul edilmektedir. Bütün bu hususlar dışardan değil, daha çok ölen ile alakalı olduğu için net ifadeler kullanılamamaktadır. Ancak ölmek üzere olan insanda bazı değişimler olmaktadır.

Ölüm bütün canlılar için kaçınılmaz sondur. Bütün dinler ölümü kabullenip farklı bir evrende, yeni bir yaşama geçiş olarak kabul etmekle birlikte neredeyse bütün inanışlar ölümün varlığını kabul eder. Farklılıklar daha çok öldükten sonrasıyla alakalıdır. Bununla birlikte ölüm, hepimizi korkutan, düşüncesi dahi içimizi ürperten bir olaydır. Bu yüzden de ölmek üzere olan insanlarda neler olur, ölüm nasıl gerçekleşir gibi soruların cevapları da fazlaca merak edilir.

Ölümün korkutucu olması pek çok nedene dayanabilse de sevdiklerimizden ayrılmak, daha yapmak istediklerimizin olması, bir bilinmeyene yolculuk gibi düşünceler en temel nedenlerdir. Her ne kadar ölüm bir anda geliyor gibi olsa da araştırmalara göre aslında ölüm kendini günler, aylar öncesinden belli etmektedir. Kişinin kendisinin ya da çevresindekilerin gözlemleyebileceği bazı detaylar ölümün habercisi olarak okunabilir.

Ölüm Nedir?

Ölmek üzere olan insanlarda neler olur sorusunun cevabından önce ölümün ne olduğunu tanımlamakta fayda var. Ölüm, bir canlının hayati faaliyetlerinin tamamıyla son bulmasıdır. Ayrıca canlı bir dokunun canlılığını kaybetmesi de ölüm olarak telaffuz edilebilir.

Ölüm özellikle bayılma ile mukayese edilir. Ancak canlının ölümünden bahsedebilmek için hayati faaliyetlerinin geri gelmemek üzere sonlanmasıdır. Boğulma, donma, zehirlenme, kalp krizi gibi çeşitli durumlarda suni teneffüs, kalp masajı gibi eylemlerle durmuş gibi olan hayati fonksiyonların yeniden geri kazandırılması mümkündür.

ABD’deki bir kanun maddesinde de ölüm tarif edilmiştir. Buradaki tarife göre; dolaşım ve nefes alma fonksiyonlarının geri döndürülemez biçimde durduğu zaman kişi ölü kabul edilir. Aynı şekilde beyindeki (beyin sapı dahil) fonksiyonların tamamı durduğunda kişi ölü kabul edilir.

Bitkisel hayatta beynin kortikal faaliyetleri durur. Ancak beyin sapı faaliyetleri devam eder. Dolayısıyla kişi konuşmaz, görmez, duymaz, hareket etmez. Yine de solunum, dolaşım, sindirim, uyuma gibi bazı faaliyetler otomatik şekilde sürer.

Ölüm Nedir?

Ölümün bir de hukuki tanımına değinmekte fayda var. Hukuki olarak insan hayatının tamamen tükenmesi olan ölümle birlikte hukuki şahsiyet de sonlanır. Ölen kişi artık hiçbir hak sahibi olamaz ve herhangi bir borç altına da giremez. Ölümün ispatı nüfus sicilindeki kayıtlarla gerçekleşir. Bir kişi nüfus sicilinde ölü görünmekteyse bunu ileri süren tarafın adli makamlara bu kayıtları delil olarak göstermesi yeterlidir. Aksini iddia edenin ise çeşitli delillerle iddiasını ispat etme hakkı vardır. Ölüme dair siciller nüfus memurlarınca tutulmaktadır. Ölen herkesin ölüm sicilinin tutulması adına en fazla on gün içinde nüfus memurluğuna bildirilmesi gerekmektedir. Yine hâkim tarafından gaib kararı verilen kişi de ölüm siciline artık ölü olarak kaydedilir.

Spiritüalizmde ölüm kavramı dezenkarnasyon ile ifade edilir. Tanımında ise ruh ile fiziksel beden arasındaki ilişkinin kesin olarak kesilmesi biçimindedir. Ancak buradaki etten ayrılma ifadesi vücudun içinden çıkıp gitme değildir. Ruhun vücut üzerindeki hakimiyetini durdurması, vücudu etki altında tutmayı sonlandırması şeklindedir. Bunun nedeni ruhun madde dışı bir varlık olması ve bu nedenle mekanla alakalı olan girmek, çıkmak fiillerinin ruh terimine uygun olmamasıdır.

Ölüm teşhisinde çeşitli metotlar kullanılır. Hekimler ölüm belirtilerini bazı hususlara dayandırırlar. Bunlardan birisi solunumun durmasıdır. Solunumun durup durmadığının teşhisi için ölünün göğsüne bir bardak su konulur. Solunum varsa bardak titrer ve su dalgalanır. Yine ölünün ağzına ayna tutulur ve solunum var ise aynada buğulanma olur. Ancak ölüye ayna tutma eski bir usul olup cesedin kokuşması da buğulanmaya neden olabilmektedir.

Bir diğer belirti kalbin durmasıdır. Vücudun hiçbir yerinde nabız hissedilmiyorsa ve kalp sesi işitilmiyorsa, elektrokardiyogramda düz bir çizgi varsa ölüm teşhisi konulur. Bir diğeri kanın tetkikidir. Canlı haldeki kanda bazik reaksiyon ortaya çıkarken ölümden 2-3 saat sonra kan asidik reaksiyona geçer. Ayrıca ölümden sonra deri elastikiyetini kaybederek beyaz ve sarımtırak bir renge bürünür. Gözdeki bütün refleksler de kaybolur ve göz bebekleri genişlemez, ışığa cevap vermez olur.

Ölümü Yaklaşan Kişilerin Vücudundaki Değişimler

Ölümü Yaklaşan Kişilerin Vücudundaki Değişimler

Ölmek üzere olan insanlarda neler olur sorusu bilim dünyasının da ilgisini çekmektedir ve bu alanda hem araştırmalar hem de çeşitli gözlemler yapılmıştır. Buna göre son birkaç haftada, günde, kimi zamansa son saatlerde olduğuna işaret eden bazı belirtiler bulunmaktadır. Bunlar bilinirse sevdiğiniz kişiyle vedalaşmak, onu da hazırlamak mümkün olabilir.

Belirteceğimiz işaretlerden sadece birisinin gözlemlenmesi illa ki ölümün yaklaştığını göstermemekle birlikte birden fazlası kişide gözlemleniyorsa ölümün yaklaştığı şeklinde izah edilebilir. Ölmek üzere olan insanlarda meydana gelen değişimleri şöyle sıralayabiliriz:

  • İştah azalması: İnsanlarda yaş arttıkça enerji ihtiyacı azalır. Günlük aktiviteleri yerine getirmek için çok fazla enerjiye ihtiyaç olmadığından dolayı yeme, içme eğilimi azalır. Ölüme yakın zamanlarda en sevdiği yiyecekler dahi ilgisini çekmeyebilir. Ölümden birkaç gün önce kişi yemek yemeyi veya bir şeyler içmeyi tamamıyla bırakabilir. Yine ölüm yaklaştıkça kişi daha az hareket eder. Vücut hareketsizliği arttıkça enerji ihtiyacı da azalır. Gittikçe yeme ya da içme tamamen bırakılabilir. Bu durumlarda kişinin en azından susuz kalması sağlanmalıdır. Dudakları ıslatılarak, dudak kremi sürülerek bu konuda yardımcı olunabilir.
  • Uyku halinin artması: Ölümden önce kişi normalden daha fazla uyumaya başlayabilir. Ölüm yaklaştıkça metabolizma düşecek, buna bağlı olarak da uyku isteği yükselecektir. Enerjisi düştükçe daha fazla uyumak isteyecektir. Eğer kişi uykulu ise rahatsız etmeden uyumasına izin verilmelidir. Zaten yeterli enerjiyi kendinde bulduğunda uyanık kalacak, yataklarından dahi çıkmak isteyeceklerdir.
  • Sosyalliğin azalması: Yine enerjilerine bağlı olarak daha az sosyal olacaklar, diğer insanlarla normal zamanlardaki kadar vakit geçirmek istemeyeceklerdir. Ölmek üzere olan bir kişi daha az sosyalleşiyorsa bunu rahatsız etmemek gerekmektedir.
  • Hayati belirtilerde değişmeler olması: Ölüm yaklaştıkça nabız azalır, hatta yok olur. Solunumda belirgin değişiklikler yaşanır. Kalp atışları düzensiz olur ve kalp atışlarının tespiti zorlaşır. Tansiyon düşer ve böbrekler çalışmaz olur. Kahverengi ya da pas rengi idrar oluşabilir. Bir insan ölüme yaklaştığında kan basıncı düşer. Solunum değişiklikleri ortaya çıkar. Kalp atışı düzensizleşir ve kalp atışını tespit etmek zorlaşır. Bütün bu değişiklikler ölmek üzere olan kişinin sevenleri tarafından üzücü olabilir. Fakat olağan durumlardır ve aşırı odaklanmamaya çalışılmalıdır. Sonuçta ölüm herkesin başına gelecektir ve bunun bazı işaretleri vardır. Bu işaretler aslında ölümün farkında olmak ve hazırlanmak için birer fırsattır.
  • Tuvalet alışkanlıklarında değişimler: Ölüme yaklaşan kişi daha az yiyip içtiğinden bağırsak hareketleri azalır. Katı atıklar daha az geçer ve daha az idrara çıkma isteği olabilir. Yeme içmeyi tamamen bırakmaları tuvalete gitmeyi tamamen bırakmalarına da neden olabilir. Bütün bunlar tanınıp sevilen bir kişide görülmesi üzücü olabilse de beklenen durumlardır.
  • Kaslarda zayıflama: Ölüme yaklaşan zamanlarda kişinin kasları zayıflayabilir. Kasların zayıflaması daha önce rahatlıkla yapılan ufak işleri dahi kişinin yapamamasına neden olabilir. Yatakta hafif hareket etmek ya da bir bardak su içmek dahi mümkün olmayabilir. Bu gibi durumların yaşanması halinde yanında bulunduğunuz kişilere yardımcı olmanız gerekir.
  • Vücut ısısında düşüş: Başta eller olmak üzere vücut ısısında düşüş gözlemlenir. Bunun nedeni kan akışının daha az olmasıdır. Bir insan ölmeden önceki günlerde kan dolaşımı azalır. Kan iç organlara odaklandığı için ellerde, ayaklarda ya da bacaklarda daha az kan akışı olur. Kan akışı daha hayati organlara odaklandığı için ölmek üzere olan kişinin cildine dokunulduğunda buz gibi olabilir. Derileri soluk görünebilir ya da mor, mavi lekeler, benekler oluşabilir. Ölmek üzere olan kişi de üşüyebilir. Bu durumda üzerinin örtülmesi gerekir.
  • Kafa karışıklığı: Bir insan ölürken dahi en aktif organı beyindir. Fakat zaman zaman karışıklıklar, gelgitler olabilir. Hatta etrafta olan biteni dahi izlemekte zorlanabilirler. Ölmek üzere dahi olsa kişiyle konuşmaya devam etmeli, ziyaretçileri tanıtmalı, etrafta olan biteni anlatmalı, bir nevi işlerini kolaylaştırmalısınız. Eğer kafa karışıklıklarını onlara anlatmaya, sorunu dile getirmeye çalışırsanız daha fazla rahatsızlık verebilirsiniz.
  • Solunum zorluğu: Ölmek üzere olan kişilerde nefes almada zorluk oluşabilir. Nefes hızları çok ani değişebilir. Nefes alınırken arada duraklamalar yaşanabilir. Eğer bunu fark ederseniz endişelenmemelisiniz. Solunumunu düzeltmek için bazı girişimlerde bulunulabilir. Bunun için doktorunuza danışabilir, son anlarının daha rahat geçmesi adına tavsiyeler alabilirsiniz.
  • Ağrılarda artış: Ölüm anı yaklaştıkça ağrı seviyesi artabilir. Bu durumla yüzleşmek zor olabilse de olağandır. Eğer sevdiğiniz kişinin acı çektiğini görürseniz doğru ağrı kesicileri kullanmak için doktorunuza danışabilirsiniz. Böylece kişiyi olabildiğince rahat ettirirsiniz.
  • Halüsinasyon başlangıcı: Ölmek üzere olan kişilerde bazı çarpık vizyonlar ya da halüsinasyonlar olabilir. Eğer bu tür durumlarla karşılaşılırsa düzeltmeye çalışmak yerine akışına bırakmak önerilir. Çünkü onları düzeltmeye çalıştığınızda daha fazla sıkıntı olabilir.  Eğer ölmek üzere olan insan monitöre bağlı ise ölümün gerçekleştiği monitörde görülebilir. Yine ölen insanın nabzı durur, nefes almaz olur, kas gerginliği olmaz. Sabit kalan gözler, bağırsak ya da mesane bırakma, göz kapaklarının kısmen kapalı olması diğer belirtilerdir.

Ölümü Yaklaşan Kişilerin Beyninde Olanlar

Ölümü Yaklaşan Kişilerin Beyninde Olanlar

Ölmek üzere olan insanın vücudunun diğer alanlarında olduğu gibi beyninde de bazı değişimler olmaktadır. Bilim insanları uzun yıllardır bu alanda araştırmalar yapmaktadır ve son olarak ölmek üzere olan insan beyninin aktiviteleri kayıt altına alınmıştır.

Bilim insanları 87 yaşındaki bir epilepsi hastasının kalp krizi geçirmesi ve sonrasında ölümü esnasında incelemelerde bulunmuşlardır. Hastanın beyin hareketliliği elektroansefalografi (EEG) sayesinde incelenmiştir. Buna göre ölen bir insanın beyninde gerçekleşenler tıpkı rüya gören, geçmişi hatırlayan ya da meditasyon yapan insanın beyniyle aynı reaksiyonları göstermektedir.

87 yaşında hayatını kaybeden kişinin beyin aktivitelerinin kaydı 15 dakika boyunca devam etmiştir. Böylece ölüm anında neler yaşandığının bilinmesine de ışık tutulmaktadır. Araştırma ekibinin bir parçası olan Dr. Ajmal Zemmar ölümden önce beyinin kaydedilesinin insan ömrünün en önemi anlarının son kez hatırlanabileceğine vurgu yapmaktadır. Yine Zemmar beyin hareketliliğinin hayatın ne zaman sona erdiğini ve organ bağışının zamanlamasının yapılabileceğini tespit etmede de belirleyici olabileceğine vurgu yapmaktadır.

Araştırmacılar beyin dalgalarında ölüm esnasında büyük bir artış olduğunu gözlemlemişlerdir. Beyin dalgalanmalarındaki artış insanların bilinç düzeyinin artmasına da yol açmaktadır. Beyin, ölüm sırasında son derece aktif çalışmakta, bilinmeyen bu durumda aşırı şekilde uyarılmaktadır.

Ölümden Sonraki İlk Anlarda Olanlar

İnsan öldükten sonraki ilk anlarda bazı değişimler olur. İnsan vücudunda ilk ortaya çıkan değişimlerden birisi renktir. Kişinin vücudu morarır. Özellikle de ilk 12 saatte morarma gözlemlenir. Hatta kişinin vücudunun morluğuna göre kişinin yaklaşık ölüm saati yorumlanır. Buna livor mortis denir.

Bir diğeri rigor mortis; yani ölümden sonra kişinin vücudunun katılaşması, sertleşmesidir. Vücut kasları biyokimyasal değişimler nedeniyle ölümden sonraki 48 saat içinde sertleşir.

Ölüm esnasında idrar ve dışkı yapma olayına rastlanabilir. Bunun nedeni vücutta enerji kaynağı olan ATP’nin ölümle beraber kalan depoları kullanması ve dışkının bırakılması, tutulma eylemini yerine getiren sfinker kasının boşalması şeklinde açıklanabilir.

Kalbin atmayı kesmesi ile birlikte vücutta soluk bir renk meydana gelir. Özellikle açık renkli kişilerde bu daha belirgindir. Soluk rengin nedeni kalbin artık vücuda kan pompalamayı bırakmasıdır. Aynı zamanda gözler de göz çukurlarına doğru kayar. Kulak ve şakak bölgelerinde uçuk renkler gözlemlenir. Kişinin yüzündeki bütün bu değişimler literatürde Hipokrat Yüzü olarak yer alır.

İlgili yazılar

Yorumlar - Yorum yapmak için tiklayin

YORUM BIRAKIN