Genel Bilgi

Jeomorfoloji Nedir? Türkiye’nin Jeolojik Geçmişi

Jeomorfoloji Nedir? Türkiye’nin Jeolojik Geçmişi

Başlıklar

Jeomorfoloji Nedir?

Jeomorfoloji nedir? Yeryüzünde bulunan her çeşit şekli inceleyen bilim dalına jeomorfoloji denir. Bazı bilim insanlarına göre jeomorfoloji coğrafyanın bir alt kümesi iken bazı ekollere göre ise jeolojinin bir alt dalı olarak kabul edilir. Türkiye’de genel olarak jeomorfolojinin coğrafya ile ilgili olduğu kabul edilmektedir. Jeomorfolojinin Türkçede çevirisi yüzey bilimi şeklindedir. Bu bilim dalı yeryüzünde yer alan her türlü şekli incelemektedir. Mağaralar, dağlar, fiyortlar, platolar, kıyılar, vadiler, deltalar, akarsular, vadiler, denizler, tepeler, ovalar ve daha pek çok yeryüzü şekli bu bilim dalının çalışma alanında yer almaktadır. Jeomorfolojinin sağladığı katkılar sayesinde insanlar doğayı daha iyi şekilde anlamaktadır. Bu sayede birçok mühendislik uygulaması çok daha uygulanabilir bir hale gelmiştir.

Jeomorfolojinin Kökeni

Anlamı Antik Yunanca’ya dayanan Jeomorfoloji kelimesi, Yunanca’da bulunan ge (yer), morfo (şekil) ve bilim (logos) kelimelerinin bir araya gelmesinden ortaya çıkar ve oldukça köklü bir tarihe dayanır. Belirli bir refah düzeyine erişmeyi başaran toplumlar, doğayı kontrol etmek ve onu daha iyi şekilde anlamak için uzun yıllar boyunca çok çabalamışlardır. Antik Yunan toplumları da bu kaygıları güttükleri için binlerce yıl önce jeomorfolojinin tohumlarını ekmişlerdir. Antik Yunan toplumları, çevrelerinde bulunan doğal şekilleri anlayarak onlardan fayda elde etmeyi ya da onların teşkil ettiği riskleri en aza indirmeyi amaç edinmişlerdir. Aradan geçen uzun yıllardan sonra bilim daha da çok gelişince jeomorfolojinin dirilişi gerçekleşmiş ve bu çalışma alanı her geçen gün daha da yaygın hale gelmiştir. Dünyanın geçmişi hakkında bilgi almayı sağlayan bu bilimin pek çok işlevi bulunmaktadır.

Jeomorfoloji Nedir?

Jeomorfolojinin Ortaya Çıkışı

Eski zamanlardan beri var olan jeomorfolojik çalışmaların ilk resmi modeli 1884 ile 1899 yılları arasında Amerikalı coğrafyacı William Morris Davis tarafından önerildi, ayrıca bazı kitapları da vardı. Morris Davis’in jeomorfik döngü modeli, yeryüzü şekillerinin gelişimini kendince teorize etmeye çalışmış ve tek biçimlilik teorilerinden ilham almıştır. Davis’in teorileri o zamanlar arazilerin şekil özellikleri açıklamanın en yenilikçi yolu olarak kabul edildi ve jeomorfoloji tarihinin başlangıcı için oldukça önemliydi.

Davis’in önerdiği model, oldukça ilkel bir bakış açısı ile hazırlanmış olması ve günümüzdeki araştırmalar kadar kapsamlı olmaması nedeni ile günümüzde artık kullanılmamaktadır. Fakat ne olursa olsun, Davis’in teorileri, jeomorfoloji biliminin meydana gelmesinde aracı olduğu için önemi çok büyüktür. Morris Davis’in modelinden bu yana, arazi şekillerinin süreçlerini açıklamak için pek çok model geliştirildi. Bu modellerden birisi Avusturalyalı coğrafyacı Walter Penck’in 1920 yılında yaptığı erozyon oluşumunu ve toprak yükselmesini açıklayan modelidir. Ancak bu model, pek çok arazi şekillerinin özelliklerini açıklayamadığı için geçerliliğini maalesef koruyamadı. Jeomorfoloji derneği ise yeni modeller geliştirmektedir ve günümüzde bu modeller kullanılmaktadır.

Jeomorfoloji Neyi İnceler? Önemi Nedir?

  • Yeryüzü kütlelerin hareketi ile şekil alır. Yer şekilleri, kara parçalarına büyük oranda etki eden kaya-kütle hareketi, su erozyonu süreçler ile birlikte oluşur ve şekillenir.
  • Jeomorfolojik süreçleri etkileyen çeşitli faktörler vardır. Jeolojik, klimatik, ekolojik ve tektonik etmenler, jeomorfolojik süreçleri ve kütle hareketini ciddi ölçüde etkiler.
  • Jeomorfolojik süreçler farklı objektifler ile ilişkilidir. Dünyada ve Türkiye’de jeomorfolojik süreçleri etkileyen jeolojik, klimatik, tektonik ve ekolojik faktörler çeşitli yerlere ve zamanlara göre pek çok farklılık gösterebilir.
  • Yeryüzü oldukça dinamik bir yapıya sahiptir. Yeryüzü bilinenin aksine durağan değildir, sürekli olarak yavaş bir şekilde hareket eder ve milyonlarca yıllık zaman zarflarında ciddi bir değişime uğrar.
  • Yeryüzü, geçmişe arşiv görevi görür. Yeryüzü, yer şekillerinin değişimine ait kayıtları ve kanıtları içeriğinde bulundurur. Bu kanıtlar, uzun incelemeler sonucu gün yüzüne çıkarabilecek izlerden meydana gelir.
  • Küresel ısınma gibi etmenler, jeomorfolojik süreçleri etkiler. Deniz seviyelerinin yükselmesi, küresel ısınma, sera gazları ve iklim değişimi gibi durumlar sebebi ile çöller daha da sıcak hale gelmekte, buzullar erimekte ve kıyı erozyonu oluşmaktadır.
  • İnsani faaliyetler jeomorfolojik süreçlerde ciddi bir etkiye sahiptir. Jeomorfolojik süreçler ve yer şekilleri, insani faaliyetlerden direkt etkilenir. Teknolojik gelişmeler yaşanırken çevreye zarar vermek, ormansızlaşma ve canlı türlerinin azalmasına neden olan etmenlerdir.
  • Dünya yaşamı her geçen gün daha tehlikeli bir hale gelmektedir. Ekolojik sistemlerin ve yeryüzünün dengesi, pek çok sebepten dolayı olumsuz etkileniyor. Sosyo-ekonomik etkilerin rol oynadığı her zamanda ve her yerde, küresel değişiklikler ve insani faaliyetler sebebi ile jeomorfolojik riskler artmaktadır.
  • Çevre yönetiminde başarı için jeomorfolojiyi bilmek oldukça önemli bir etkendir. Jeomorfoloji, dünyanın yapısal ve fiziksel özelliklerinin korunması, ekosistemlerin zarar görmemesi ve yeniden inşa edilmesi, dünya mirasının zarar görmemesi gibi çevre koruması için önemlidir.

Jeomorfolojinin Uygulama Alanları

Jeomorfolojinin kullanıldığı çalışma alanları şu şekildedir:

  • Dünyanın geçmişi hakkında bilgi sahibi olmayı sağlayarak geleceğin öngörülmesi konusunda yardımcı olur. Hatta bazı jeomorfolojik alanda yapılan çalışmalar uzay alanında yapılan çalışmalara büyük ölçüde katkı sağlamaktadır.
  • Jeomorfoloji, arkeolojik çalışmalar esnasında çalışma sahalarının gelişimi hakkında kişilerin fikir sahibi olmasını sağlar.
  • Jeomorfoloji Belediye’nin yaptığı çalışmalarda da yer almaktadır. Erozyon oluşumunun varlığını tespit etmek ve önüne geçebilmek için kullanılır.
  • Heyelan oluşumunun öngörülmesinde yardımcı olur. Alanlarda incelemeler yaparak bölgenin geleceği konusunda tahminde bulunma ihtimali yüksektir. Bu sayede heyelana karşı etkili önlemler alınmasını sağlar.
  • Jeomorfoloji, her türlü inşaat işleminde kendine yer bulur. Yol yapımı (karayolu, demiryolu ve marina) da bunların arasında yer almaktadır.
  • Taşkın ovalarında, taşkın sırasında su altında kalabilecek yerlerin tespit edilmesini sağlamak için kullanılır.

Jeomorfolojinin Uygulama Alanları

Jeomorfolojinin Alt Dalları

Jeomorfolojinin alt dalları şu şekildedir:

  • Buzul Jeomorfolojisi: Dünyanın kutup bölgelerine yakın olan yerlerde sık sık talep gören bir çalışma alanıdır.
  • Akarsu Jeomorfolojisi: Nehirler üzerine çalışmalar ve incelemeler yapan bir çalışma alanıdır.
  • Biyo Jeomorfolojisi: Canlıların yeryüzü üzerinde yaratmış oldukları etkiyi inceler. Bu canlılar arasında bitkiler, hayvanlar ve diğer her çeşitte olan organizmalar yer alır.

Jeomorfoloji ile Jeoloji Arasında Bulunan Farklar

Jeomorfoloji ile jeolojinin arasında bulunan farklar şunlardır:

  • Jeomorfoloji, sadece yüzey ile ilgilenirken jeoloji ise dünyanın fiziksel özelliklerinin tamamı ile ilgilenir.
  • Jeomorfoloji, yüz şekillerinin tarihçesini ve yüz şekillerinin oluşumunu kapsar. Tortular, kayalar, akarsular, dağlar, rüzgârın etkileri, buzullar ve su kaynaklı doğal afetler çalışma alanının kapsamına girer. Jeoloji ise kayaçların oluşum süreçleri, fosiller ve dünyanın diğer fiziksel özellikleri ile ilgilenmektedir. 

Jeomorfoloji çoğunlukla jeolojinin bir alt dalı ya da jeoloji ile beraber yürüyen bir bilim dalı olarak görülmektedir.

Jeomorfoloji Terimleri

Jeomorfolojinin kullanmış olduğu terimler şunlardır:

  • Hidrografya
  • Biyocoğrafya
  • Klimatoloji
  • Jeolojik yapı
  • Kartografya

Hidrografya

Sular coğrafyası olarak Türkçe diline çevrilen ve su kaynaklarının özellikleri ile ilgilenen bilim dalına Hidrografya denir. Nehirler, okyanuslar, denizler, göller, akarsular ve kaynaklar dahil olmak üzere her türlü su birikintisini incelemektedir. Suya ev sahipliği yapan yeryüzü şekillerini ve suyun davranışını iyi bilen bilim insanları, bu sayede suyu kullanarak yenilenebilir enerji elde etmeyi sağlayabilir. Su bazen pek çok tehdidi de bünyesinde barındırır. Sel ve heyelan gibi felaketleri engellemek için su birikintilerini detaylı şekilde incelemek ve bazı araştırmalar yapmak gerekir.

Biyocoğrafya

Canlıların yeryüzünde olan dağılımını inceleyen alt bilim dalına Biyocoğrafya denir. Biyocoğrafya, hangi türde olan canlıların nerelerde yoğunlaştığını ve bu yoğunlaşmanın nasıl sonuçları meydana getireceğini etkili bir şekilde inceler. Biyocoğrafya, Zoocoğrafya ve Fitocoğrafya olmak üzere iki sınıfa ayrılır. Zoocoğrafya, hayvanların yeryüzünde olan dağılımını incelerken Fitocoğrafya, bitkiler üzerine çalışmalar yapmaktadır. Canlı varlıkların dünyanın yüzeyinde değişiklikler yaratabilecek güce sahip olduğunu bilen jeomorfoloji, bu sebepten ötürü Biyocoğrafyadan sık sık faydalanmaktadır. Canlı toplulukların hareketleri, dağılışları ve davranışları bazen büyük sonuçlar doğurabilir ya da bu durumlar büyük olayların yakın zamanda meydana geleceğine işaret ediyor olabilir.

Jeomorfoloji Terimleri

Klimatoloji

Klimatoloji iklim bilimi olarak da bilinmektedir. Atmosfer içerisinde ortaya çıkan hava olaylarını ve bu hava olaylarının yeryüzüne olan etkisini incelemektedir. Yüzey şekilleri ve hava olayları arasında doğrudan bir bağlantı bulunmaktadır. Dolu, kar, yağmur ve rüzgâr gibi hava olayları bu şekillerin fiziksel yapısını ve geleceğini değiştirmektedir. Bu neden ile jeomorfoloji üzerine çalışmalarını sürdüren kişiler için iklim olaylarının önemi oldukça büyüktür. Yeryüzü şekilleri ile ilgili çalışmalar yapan ve alanında uzman bir bilim insanına ihtiyaç duyulduğu zaman, hava olaylarını yorumlayabilmeli ve yeryüzüne olan etkilerini doğru hesaplayabilmelidir.

Jeolojik Yapı

Yeryüzünde doğal olarak ortaya çıkmış olan her çeşit yapıya verilen isim jeolojik yapıdır. Jeolojik yapı, jeolojik formasyon olarak da bilinmektedir ve yeryüzünde yer alan yapıların içeriklerine odaklanılmasını kapsar. Örneğin bir dağ jeolojik formasyon olarak görülmektedir. Bu dağ çeşitli katmanlardan oluşmuştur ve oluşma süresi binlerce yıldır. Bu katmanları analiz etmek, tanımlamak ve buradan doğa bilimlerine dair yararlı bilgiler elde etmek jeolojinin ya da jeomorfolojinin çalışma alanına girmektedir.

Kartografya

Çeşitli fiziki haritaların ortaya çıkarılmasını sağlayan çalışma alanına Kartografya denir. Bazı kişilere göre Kartografya bir bilim dalıdır. Haritaların nitelikli bir şekilde ortaya çıkarılması için yeryüzü şekillerinin fiziksel özelliklerinin daha hassas bir şekilde ölçülmesini ve kâğıda aktarılmasını sağlamaktadır. Bu sayede pek çok bilgiyi geniş kitlelere sunmak mümkün hale gelir. Her gün pek doğa olayının meydana geldiği dünyanın daha net anlaşılmasını sağlayan bu çalışma alanı sayesinde mühendisler ve bilim insanları oldukça pratik bir şekilde çalışma yaparlar.

Jeomorfolojinin Amacı

Jeomorfolojinin amacı ekolden ekole ve toplumdan topluma değişkenlik göstermektedir. Batı ülkelerinde Jeomorfoloji, genelde yeryüzünün anlaşılması ve bu anlama çabası esnasında elde edilen bilgiler ile inovatif çalışmalar yapılması üzerinedir. Bazı uzay istasyonları elde ettikleri sonuç sayesinde Mars ve Ay gibi gök cisimleri ile ilgili çıkarımlar yapmaya çalışır. Volkanik hareketler sonucunda elde edilen kayaçlar ile yeryüzünün geçmişi hakkında çeşitli bilgilere ulaşmaya çalışan bilim insanları da vardır. Kolektif bilinç ile beraber ilerleyen bu çalışmalar farklı disiplinlerden elde edilen bilgileri harmanlayıp ortaya yeni şeyler koymaya çalışır. Yüzey bilimi, doğu toplumlarında genellikle mühendisliğe hizmet etmektedir. Yapısal bir çalışma anlayışına sahip olan bu toplumlarda jeomorfolojik bilgiler genelde saha çalışmalarında kendine yer bulur. Bu kaynakların başında da çeşitli doğal kaynakların tespit edilmesi gelmektedir.

Jeomorfolojinin Amacı

Jeomorfolog Mesleği

Jeomorfologlar, yer şekillerinin oluşum ve gelişimlerini açıklayan, yer şekillerini inceleyen, bunları kendi içerisinde sınıflandıran, coğrafî gruplandırılmalarını ve dağılımı neden-sonuç ilişkisi ile beraber analiz ederler. Ayrıca yeryüzü şekillerine ve geçmişe ait jeomorfolojik rekonstrüksiyon, geleceğe ait jeomorfolojik öngörü üreten, yeryüzü dinamik süreçleri, doğa kökenli tehlike, risk ve potansiyel analizleri yapan kişidir. Jeomorfolog mesleğinin gerektirdiği bazı özellikler vardır:

  • Üst düzeyde akademik yeteneğe sahip olmak gereklidir.
  • Jeomorfolog olabilmek için az lisans mezunu olmak gereklidir.
  • Coğrafya, biyoloji, jeoloji gibi doğa bilimlerine ve sosyoloji gibi toplum bilimlerine ilgi duyan, bu konuda çalışmaya çok hevesli olmak gereklidir.
  • Açık havada çalışmaya mental ve fiziksel durumu uygun olan ve ekip çalışmasını seven kimseler olmaları gerekir.

Jeomorfologların çalışma ve iş bulma ihtimali çok kısıtlıdır. Öncelikle özel sektörde çalışma gibi bir seçenekleri yoktur. Çalışma yerleri şunlardır:

  • Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü’nde çalışabilirler.
  • Devlet Su İşleri Bakanlığı’nda çalışabilirler.
  • Doğal Afetler’de çalışabilirler.
  • İmar İskan Genel Müdürlüğü’nde çalışabilirler.
  • Elektrik İşleri Etüd İdaresi Genel Müdürlüğü’nde çalışabilirler.
  • Karayolları Genel Müdürlüğü’nde çalışabilirler.
  • Etibank’da çalışabilirler.
  • Meteoroloji’de çalışabilirler.
  • Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nde çalışabilirler.
  • Ortaöğretim Alan Öğretmenliği Tezsiz Yüksek Lisans Programını ya da Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Öğretim Kurulu işbirliği ile açılan Pedagojik Formasyon Programını bitirenler ise lise ve dengi okullarda Coğrafya Öğretmeni olarak çalışabilirler.

Jeomorfolog meslek eğitimi bazı üniversitelerde bulunan fen ve edebiyat fakültelerinin Coğrafya programında verilir. Coğrafya bölümünü okuyarak son sınıfına gelen öğrenciler iki tür branşa ayrılır ve jeomorfolog unvanına sahip olurlar. Jeomorfologların görevleri çalıştıkları kuruma göre farklılık göstermektedir:

Maden Teknik Arama Enstitüsü’nde çalışmalarını sürdüren Jeomorfolog;

  • Araştırma alanlarındaki jeomorfolojik birimlerin özelliklerini, oluşum ve gelişimlerini, dinamik etken ve süreçleri inceler. Ayrıca araziden faydalanma yeterliliklerini, yeryüzü özelliklerine ait doğal kaynak potansiyelini, eksojenik süreçlere ait doğa ile ilgili tehlike ve risklerini, zarar azaltma yöntemlerini belirler.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığında çalışmalarını sürdüren Jeomorfolog;

  • Tünel, köprü, yol yapımı gibi inşaat işlerinde jeomorfolojik açıdan en uygun güzergâh ve alan belirlenmesi, Jeosit ve Jeopark alanlarını, korumaya yönelik alanları saptama görevlerini yapar. Ayrıca farklı amaçlar için yer seçimini Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama tekniklerinden de faydalanarak belirler.

Turizm ve Kültür Bakanlığı’nda çalışmalarını sürdüren Jeomorfolog;

  • Arkeo-coğrafya araştırmaları, yer altı mağaralarının, göl, kıyı, akarsu gibi ortamların korunması ve bunların uygun olanlarının sürdürülebilir kullanımla açılması imkânlarını araştırır. Bu araştırmaları yaparken de Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama tekniklerinden faydalanır.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nda çalışmalarını sürdüren Jeomorfolog;

  • Erozyonun meydana geldiği yerlerde ne gibi önlemler alınarak etkinin azaltılabileceğini hakkında tespit, öneri ve projeler yapar. Akarsu ve göl havzalarının sürdürülebilir yöntemi stratejilerine katkıda bulunmak, çalışmalarında arazi uygulamalarının yanında Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama tekniklerinden yararlanır.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nde çalışmalarını sürdüren Jeomorfolog;

  • Klimatoloji tabanlı çalışmalar içinde yer alır ve uzun süreli verilere dayalı analizler ile iklim özelliklerini ve farklılıklarını saptamak ve iklim değişikliği konusunda geleceğe yönelik projeksiyonların hazırlanmasında çalışır. Ayrıca Klima-Jeomorfoloji araştırma ve değerlendirmelerinde bulunur.

Belediyelerde çalışmalarını sürdüren Jeomorfolog;

  • Kentsel ve bölgesel planlama çalışmalarında doğal çevrenin fiziksel özelliklerinin araştırılmasına katkıda bulunurlar. Doğal ortam koşullarını belirleyerek bunlara uygun kentsel ve bölgesel planlama projelerinde Coğrafi Bilgi Sistemleri’nden ve Uzaktan Algılama tekniklerinden yararlanarak çalışırlar.

Hava, Kara ve Deniz Kuvvetleri’nde çalışmalarını sürdüren Jeomorfolog;

  • Harita, hava fotoğraflarından yararlanarak veri üretme, haritalama çalışmaları yapmak, harita, hava fotoğrafı ve uydu görüntüleri ile topografik, batimetrik, kıyı haritalarını hazırlar. Bunu hazırlarken Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama tekniklerinden yararlanır. Ayrıca askeri alanların ve operasyonların planlanmasında yardımcı olur.

Türkiye’nin Jeomorfolojik Özellikleri

Türkiye’nin Jeomorfolojik Özellikleri

Türkiye 5000 metreyi aşan yükseltileri, 1132 metrelik ortalama yükseltisi ve iç tarafının denizler ile kaplı olması nedeniyle çok zengin yer şekillerine sahip bir ülkedir. Bu çeşitlilikte dış ve iç kuvvetlerin etkisi çok büyüktür. Dış kuvvetler enerjisini güneşten alan, yeryüzünü taşıma, biriktirme ve aşındırma yolu ile şekillendiren kuvvetlerdir. Dış kuvvetler iklim şartlarına göre etkisini gösterir. Göllerde rüzgâr, yağışlı bölgeler akarsular, soğuk iklimlerde ise buzullar etkili olur.

Türkiye’nin jeomorfolojik haritası, ülkemizin sınırları içinde bulunan yer şekillerinin taranması yolu ile gösterilmiş haritalardır. Kolay bir şekilde ayırt edilebilmeleri için renklendirmeler ile yapılır. Türkiye’de jeomorfoloji çok fazla gelişmemiştir. Arkeolojik saha evriminin gösterilmesinde rol oynar; heyelan riski tespiti, erozyon tespiti, yol yapımında çalışma göstermesi ve su altına kalma ihtimali olan yerlerin tespit edilmesi.

Türkiye’nin Jeolojik Geçmişi

  • Türkiye’nin jeolojik geçmişi araştırıldığı zaman bütün jeolojik zamanlara ait arazilere sahip olduğu görülmektedir. Farklı jeolojik zamanlarda oluşmuş linyit yatakları ve taş kömürünün bir arada bulunması örnektir.
  • Türkiye güneyinde Afrika ve Arabistan Levhaları, kuzeyinde ise Avrasya Levhası ile çevirilidir. Arabistan Levhası Türkiye’yi her yıl 20 mm kadar kuzey yöne doğru iterek Anadolu’nun yükselmesine ve 1 yıl içerisinde 20 mm – 30 mm batıya doğru hareket etmesine neden olur.
  • Masif araziler 1. jeolojik zamanda oluşmuş oturmuş ve sert tabakalar olduğu için deprem riski çok düşüktür.
  • Türkiye’nin genç jeolojik zamanda oluşması; jeotermalin yaygın olması, depremlerin sık yaşanması, engebe ve yükseltinin fazla olması, aşındırmanın ve akarsu akış hızının fazla olması, volkanik arazilerin geniş yer kaplamasına yol açmıştır.
  • Paleozoyik (I. Zaman): Bu dönemde Alanya, Anamur, Aydın, Mardin, Zonguldak, Bitlis masif arazileri ve Yıldız Dağları oluştu. Nemli iklim koşullarında meydana gelen ormanlar yer altında kalarak Zonguldak Taşkömürünü oluşturdu.
  • Mesozoyik (II. Zaman): Türkiye’de sualtı volkanizması Kuzey Anadolu Dağları’nda etkili oldu. Deniz altındaki Anadolu’nun pek çok yerinde deniz canlılarına ait fosiller oluştu.
  • Senozoyik (III. Zaman): Boğazlar ve Ege Denizi oluştu. Boğazların oluşması ile göl olan Karadeniz deniz özelliğine sahip oldu. Epirojenez ile Anadolu’nun tamamı yükseldi. Anadolu’nun oldukça büyük bir bölümü kara haline geldi. Kuzey Anadolu Dağları ve Toros Dağları oluştu. Volkanik dağlar ortaya çıktı.

İlgili yazılar

Yorumlar - Yorum yapmak için tiklayin

YORUM BIRAKIN