Barkod (çizgi im veya çubuk kod); verilerin, görsel özelliği olan makineler tarafından kolayca okunabilmesi için, değişik kodlama yöntemleriyle sunulması işlemidir. İlk dönemlerde barkod, veriyi paralel çizgilerin boşlukları ve genişlikleri arasında saklıyordu, fakat günümüzde iç içe daireler, görüntü içerisinde gizli ve noktasal şekiller gibi farklı türlerde de olabiliyor. Barkodlar, barkod okuyucu olarak tanımlanan optik okuyucular vasıtasıyla okunabilir ya da özel yazılımlar ile görüntü içinden taranabilir. Barkodların, otomatik tanıma ve veri toplama uygulamalarında geniş bir kullanım alanları vardır.
Genel olarak barkod kodlaması yalnızca rakamları simgelerken, yeni kullanılan barkodlara bütün ASCII karakterler eklenmiştir. Basit barkodlarda ihtiyaç duyulan bölgeye daha çok bilgi sığdırma gereksinimi, çizgiler yerine kare hücreleri içeren matrix kodların geliştirilmesine neden olmuştur. İç içe kodlar, tek veya iki boyutlu kodların karışımıdır. Tek boyutlu barkodlar ikili bir koddan oluşur (sıfırlar ve birler). Boşluk ve çizgiler, farklı kalınlıklarda olurlar ve değişen kombinasyonlarda basılırlar. Okunabilmeleri için, boşluk ve çizgiler arasında yeterli kontrast ile iyi bir baskı olması gerekir.
Tarayıcılar ise bu kodları okuyabilmek için değişik teknolojiler kullanır. En yaygın olan iki teknoloji; kamera ve lazerdir. Barkod, birçok farklı uygulamada gözle görülür bir başarı kazanmıştır. David Allais (Doktor) tarafından geliştirilen ve ilk başarılı barkodlar arasında olan Code 39, savunma ve lojistik sanayi uygulamalarında yaygın olarak kullanılmıştır. Yeni çıkan barkodlara göre daha az karmaşık olduğu için, günümüzde hala kullanılmaktadır.
Barkodun Tarihçesi
1940’ın sonlarında bir üniversite öğrencisi olan Bernard Silver (ABD), öğrenim gördüğü okula gelen bir market zinciri sahibinin, kasadaki bütün ürün bilgilerini otomatik olarak kaydeden bir sistem yapılmasını istediğini, ama üniversitenin konuyla pek ilgilenmediğini gördü. Bu olay Silver’ın ilgisini çekti ve arkadaşı Norman Woodland’a bundan bahsetti. Daha sonra konu üzerinde birlikte çalışmaya başladılar. İlk olarak akıllarına, floresan mürekkeple oluşturulacak ve kızılötesi ışığın altında parlayacak desenleri kullanmak geldi, fakat bunun çok yüksek maliyetli ve kullanışsız olduğu ortaya çıktı. Norman Woodland, tarayıcıya okutulabilecek ve Morse kodu prensibiyle çalışacak bir etiket düşündü. Mors kodundan farkı, noktaların yerine ince ve kalın çizgilerin kullanılması olacaktı.
Barkodun yapım aşamasında öne sürülen bu görüş, modern barkod düşüncesine çok yakındı, fakat Silver ve Woodland çizgileri tarayıcıya okutabilmenin güç olacağını düşünerek fikirlerini daha da geliştirdiler. 1949 yılında hedef tahtasındaki gibi, iç içe geçen halkalar şeklinde bir veri kodu için patent müracaatında bulundular. Bu sayede tarayıcının barkoda paralel tutulması zorunluluğu olmayacaktı. Daha sonra, tarayıcının prototipini yaptılar. Bu prototip, okuduğu kodları yakıp küle dönüştürmeden önce fikrin gerçekten işe yaradığını gösterecekti.
1970 yılında IBM firmasında çalışan Woodland, George Laurer (ABD) ile birlikte 12 basamaklı karmaşık kodu geliştirdi. Bu kod 1973’te onaylanan Evrensel ürün koduydu. 26 Haziran 1974’te ABD’nin Troy şehrindeki bir markette satılan bir paket sakız, dünyada satışı barkodla yapılan ilk ürün oldu.
Barkod Kullanmanın Faydaları Nelerdir?
- POS (satış noktası) yönetimine göre barkod kullanımı, önemli konular hakkında çok detaylı güncel bilgiler sağlayarak, kararların daha güvenli ve hızlı bir şekilde alınmasına imkan veriyor.
- Barkod kullanımı ile hızlı satılan malzemeler çabuk belirlenir ve müşterilerin talebini karşılamak için tekrar sipariş edilir,
- İstenmeyen stokların oluşması engellenir ve yavaş satılan malzemeler belirlenir,
- Hızlı satılan karlı ürünler en iyi yerlere yerleştirilir ve bir malzemenin mağaza içinde yer değişimi kolayca takip edilebilir,
- Geçmiş bilgilere ait dönemsel değişimlerin, kesin bir doğrulukla tahmin edilmesi için de kullanılabilir.
Yorumlar - Yorum yapmak için tiklayin