Genel Bilgi

Asimile Ne Demek? Asimile Olmak Nedir? Tarihte Asimilasyon

Asimile Ne Demek? Asimile Olmak Nedir? Tarihte Asimilasyon

Başlıklar

Toplumsal farklılıklara sahip iki grubun karşı karşıya gelmesi ile oluşan sosyo-kültürel karşılaşmanın sonucunda asimilasyon ortaya çıkmaktadır. Bir kişi, toplumun ya da devletin kendi kültürüne ait olan gelenek ve göreneklerini, sahip olduğu değerlerini kaybederek başka bir kişiye, topluma ya da devlete ayak uydurması ile zamanla özünü kaybetmeye başlar. Asimile ne demek? Asimile olmak nedir? Tarihte asimilasyon uygulanmış toplumlar nelerdir? Bu yazımızda bunlardan bahsedeceğiz.

Asimile Nedir? Asimile Kelimesinin Anlamı Nedir?

Teknolojinin gelişmesiyle beraber değişen dünya düzenine ayak uydurmak amacıyla birçok insan farklı kültüre ve yaşam tarzına sahip olan insanlardan oluşan topluluklara girmektedirler. Alışılmışın dışında ve farklı bir düzene sahip olan toplulukların içine giren insanlar, zamanla çoğunluğa ayak uydurmaya ve onlar gibi davranmaya başlamaktadırlar. Bu durum kişinin kendi iradesi ile gerçekleşebileceği gibi, dış güçler tarafından zorlayıcı bir şekilde de yürütülmektedir.

Bu durum çoğu insan tarafından “değişim” olarak kabul görse bile asimile, kelime olarak “benzeşmek” ve “uyum sağlamak” anlamına gelmektedir. Bu sebeple kendi kültüründen ve değerlerinden giderek uzaklaşan, yabancı ve yeni bir kültürü benimseyen bu insanlar için asimileden bahsederken, asimile olma süreçlerine sadece “değişim” demek yanlış olur.

Asimile Nedir?

Asimile Etmek Nedir?

Kelime olarak “kendine benzetmek, benzeşmek ve benzeştirmek” gibi birçok anlama gelmektedir. Politik anlamı olarak da bir topluluğun, içinde var olan başka bir alt topluluğa uygulamış olduğu eritme ve kendine benzetme politikasına asimile etmek denir.

Alt topluluğun sahip olduğu din, dil ve kültürel yaşam kimliği elinden alınarak değiştirilir. Kendi kimliği eritilen ve değerlerini zaman içerisinde kaybeden bu topluluklar, bir süre sonra kendi kimlikleri olarak aslında kendilerine ait olmayan bir toplumu benimserler. Onların din, dil ve kültürlerinden birçok olguyu zaman içinde kendi olguları olarak görmeye başlarlar.

Tarihte ve günümüzde hala topluluklar üzerinde uygulanmaya devam eden asimile politikalarının birçok örneği mevcuttur. Kişileri maddi-manevi olarak etkileyen bu politika oldukça uzun soluklu bir süreci kapsar. Hatta bu süreç kuşaklar boyu devam eden sistematik ve geri dönüşü çok zor olan bir süreç olarak da kabul edilir.

Asimile edilen topluluk sadece zanaat, üretim, ticaret teknikleri ve gündelik yaşamlarını kapsayan alışılagelmiş düzenleri üzerinde uygulanabileceği gibi ayrıca tarih, örf ve adet, dil, din gibi sadece manevi konular üzerinde de uygulanmaktadır.

Asimilasyonlar genellikle iki gruba ayrılır. Bunlar şu şekildedir:

● Zorla yapılan asimilasyonlar

● Gönüllü asimilasyonlar

Zorla Asimilasyon Nedir?

Zorla Asimilasyon Nedir?

Asimilasyonlar genellikle gönüllü olarak yapılan ve zorla yapılan asimilasyonlar olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. Zorla yapılan asimilasyonlar genellikle güçlü devletler tarafından tercih edilmektedir. Kendilerinden daha zayıf ve azınlık olan toplulukların din, dil ve kültürel kimliklerini eriterek ortadan kaldırmayı ve kendi kültürlerine ait olan olguları aşılamayı hedeflerler.

Zorla yapılan asimilasyonlar genellikle milliyetçi devletler tarafından tercih edilmektedir. Bu tarz düşünceye sahip olan devletler, toplumun tek bir dini inancı savunmasını, devletin kabul etmiş olduğu tek bir dili konuşmasını ve gelenek ve göreneklerin aynı olmasını istemektedirler.

Toprak bütünlüğünü korumak amacıyla toplumsal birçok farklılıkları ortadan kaldırmayı amaçlarlar. Zorla yapılan asimilasyonlar özellikle 19. ve 20. yüzyıllarda birçok devlet tarafından zayıf toplumlar üzerinde uygulanmıştır. Zayıf toplumlar üzerinde birçok baskı ve yıldırma politikası adı altında çeşitli işkence ve zulümler ile kişiler güçlü devletler tarafından asimile edilmiştir.

Gönüllü Asimilasyon Nedir?

Tarihte daha çok zorlayıcı asimilasyonlar ön planda olsa bile birçok insan bizzat kendi istekleri ile asimile olmayı tercih etmişlerdir. Gönüllü asimilasyonların en belirgin sebebi göçlerdir.

Yaşam kalitesini korumak, güvenli ve rahat bir hayat sürmek amacıyla yüzyıllar boyunca milyonlarca insanlar doğup büyüdükleri topraklardan göçmüşlerdir. Göçlerin birçok nedeni olabilir. İnsanları göç etmeye zorlayan etkenler genellikle şu şekildedir:

● Ekonominin zayıflaması ile yetersiz kalan maddi durum

● Doğal afetler

● Savaşlardan kaynaklı can güvenliğinin tehlike altına girmesi

● Sosyal ve sağlık olanağının yeterli olmaması

İnsanların yabancı topraklara göç etmelerinin daha birçok farklı nedeni olabilir. Kendi istekleri ile yabancı toplumlara asimile olan kişilere batı ülkelerinde sıklıkla rastlanmaktadır. Özellikle Amerika kıtasına yapılan göçlerin sonucunda göç eden insanların yıllar içinde Amerikan kültürüne asimile oldukları görülmektedir.

Gönüllü asimilasyonlar çoğunlukla insanların kendi istekleri doğrultusunda ve zamana yayılan uzun bir süreç içerisinde kendiliğinden gerçekleşmektedir. Herhangi bir başka güç tarafından zorlama veya baskılama gibi durumlar söz konusu değildir. Bu tarz asimilasyonlar tamamen kişinin kendi iradesi doğrultusunda ilerlemektedir.

Tarihteki Asimilasyon Örnekleri Nelerdir?

Geçmişten günümüze kadar tarihte birçok topluluk üzerinde asimilasyon politikalarına başvurulmuştur. Devlet tarafından toplumu bir arada tutmak ve çeşitli birçok konudaki ayrılıkları ortadan kaldırmak amacıyla, belirli bir düzen ve bu düzeni korumak amacıyla çeşitli kurallar oluşturulmaktadır. Farklı toplulukların bir devlet etrafında toplanmasıyla beraber devlet, farklılıkları eriterek ortadan kaldırmak adına asimilasyon politikasına başvurmaktadır.

Rusya Çarlık Dönemi Asimilasyonları: Rusya Çarlık döneminde Orta Asya Türk halkına uygulanan Rus kültür politikası, sert ve şiddetli bir asimilasyon politikası olarak tarihte sarsılmaz bir yer edinmiştir. Kadınların ve işçilerin başlatmış olduğu grevlerin sonrasında Bolşevikler tarafında bir Devrim gerçekleştirilmiştir. Bu devrim tarih kitaplarında Ekim Devrimi ya da Ekim Ayaklanması olarak da bilinmektedir.

Kendisini kadın ve işçi sınıfı hareketi olarak tanıtan Ekim Devrimi, kadınlara sağlamış olduğu yasal haklar ile kadınların bu konuda en büyük destek ve savunucuları olacaklarını düşünmüşlerdir. Bolşevikler, Rusya da hayata geçirdikleri politikaları Orta Asyalı kadınlar üzerinde de kullanmaya çalışmışlardır.

Öncelikli olarak kullanmış oldukları yumuşak ve sakin politikaları zaman içerisinde bir karşılık bulamayınca, kadınlara karşı saldırgan bir politikaya geçmişlerdir. Kadın ve aile üzerinde uygulanan bu sert tutum bölge halkı tarafından asimilasyon politikası olarak kabul görmüş ve halk kendi gelenek ve değerlerine karşı daha bağlayıcı bir tutum sergilemiştir.

Saldırı ve baskıların giderek arttığı bu dönemde Müslüman kadınlar hem Bolşevikler hem de bölge halkı tarafından ikili bir saldırıya maruz kalmıştır. Baskılara rağmen çarşafını çıkarmayan kadınlar Bolşevikler tarafından, çıkaran kadınlar ise bölge halkı tarafından birçok saldırıya uğramıştır.

Avrupa Devletleri Kültürel Asimilasyonları: 19. ve 20. yüzyıllarda özellikle sömürgecilik dönemlerini kapsayan süreç içerisinde Avrupa Devletleri tarafından asimile edilmiş zayıf devletlerin dili, dini, toplumsal değerleri ve ekonomileri de dahil olmak üzere birçok kültürel olguları kendilerine benzetilmiştir. Günümüzde Afrika ülkelerinde İngilizce başta olmak üzere Fransızca ve İspanyolca gibi Avrupa dilleri ana dil olarak kabul edilir. Günümüze kadar yansıyan toplumsal benzeşmeler, asimilasyonların toplum üzerindeki etkisini en net haliyle göstermektedir.

Asimilasyon Tarihi

İngiltere Tarafından Hindistan’a Uygulanan Asimilasyonlar: Hindistan toprakları, İngilizlerin yönetimine geçmesiyle beraber Hindistan halkı da zaman içerisinde Avrupa kültürü ile asimile olmuştur. Bu asimilasyonların en belirgin nedenleri arasında İngilizce konuşabilen Hintlilere karşı duyulan ilginin artması olmuştur. İngilizce konuşabilen Hintliler toplum arasında yüksek zümreden kişi olarak kabul görmeye başlamıştır.

Ayrıca kriket ve rugby gibi Avrupa kültürüne ait olan sporların zaman içerisinde toplumda birçok kişi tarafından ilgi görmesi de bu asimilasyonun en belirgin nedenleri arasındadır. Günümüzde Hint dilinde sıklıkla kullanılan İngilizce kelimelerin kalıplaşması da bu asimilasyonun bir sonucudur.

Çin Hükümeti Tarafından Uygur Türklerine Karşı Uygulanan Asimilasyonlar: Tarih kitaplarında Uygur Soykırımı olarak geçen ve hala günümüzde de devam etmekte olan bu asimilasyonlar, insan haklarını tamamen ihlal etmektedir. Çin Komünist Partisi tarafından Uygur halkına uygulanan bu asimilasyonlar çoğunluk tarafından şiddetli ve dayanılmaz işkenceleri ile bilinmektedir. Uygur halkının dil, din, örf ve adetleri başta olmak üzere kültürel kimliklerini tamamen ortadan kaldırmayı ve Uygur Türklerinin soyunu bitirmeyi amaçlamaktadırlar.

Dini ve etnik kimlikleri sebebiyle Çin Hükümeti tarafından toplama kamplarında akıl almaz işkencelere maruz bırakılarak asimile edilmeye çalışılan Uygur halkı, II. Dünya Savaşı’ndan günümüze kadar tarihteki en uzun zorla uygulanan asimilasyonlara maruz kalan topluluk olmaktadırlar.

Fransa Tarafından Cezayir’e Uygulanan Asimilasyonlar: Cezayir’in Fransa tarafından işgal edilmesiyle beraber bölgede başlayan ayaklanmalar, Fransa’nın şiddete başvurması ile kısa süre içerisinde bastırılmıştır. Cezayirlilerin ana dilleri değiştirilmiş ve Halk Fransızca konuşmaya zorlanmıştır. Ayrıca Cezayir halkının dini özgürlüklerine de çeşitli kısıtlamalar getirilmiştir.

İşgal altındaki Cezayirli vatandaşlara kendi kanunlarından vazgeçip, Fransız medeni kanunlarını kabul etmeleri şartıyla Fransız vatandaşı olabilme hakkı sunulmuştur. Nüfusu değiştirmek ve halkı kolay bir şekilde asimile edebilmek amacıyla Avrupa’dan Cezayir’e göçleri teşvik etmeye başlamışlardır.

Cezayir halkı asimilasyonlara direnip bağımsızlık mücadelesinde geri adım atmayınca, havadan ve karadan olmak üzere birçok saldırılara maruz kalmışlardır. Kimyasal saldırılar, tecavüzler ve çeşitli işkenceler ile bir çeşit yıldırma politikası halk üzerinde uygulanmıştır. Fransızlar, Cezayir halkını alt tabakadan görerek küçümsemekteydiler. Bu sebeple kendi kültürlerini onlara aşılamanın bir lütuf olduğunu düşünüyorlardı. Günümüzde de Cezayir’in birçok yerinde Fransızcanın hala kullanıldığını görebilirsiniz.

İnsanlık tarihi boyunca güçlü devletler tarafından, zayıf topluluklara birçok baskı ve işkenceler ile asimilasyon politikaları uygulanmıştır. Tarihin tozlu sayfaları arasında kaybolup giden binlerce etnik ve kültürel yapılar bir daha geri dönüşü olmaksızın unutulmaktadır. Kuşaklar boyu devam eden asimilasyonların birçoğu da günümüze kadar ulaşmış ve hala da devam etmektedir.

İlgili yazılar

Yorumlar - Yorum yapmak için tiklayin

YORUM BIRAKIN