Sanat

Üflemeli Çalgılar Nelerdir? Nasıl Çalışırlar ve Özellikleri Nelerdir?

Üflemeli Çalgılar Nelerdir? Nasıl Çalışırlar ve Özellikleri Nelerdir?

Başlıklar

Üflemeli Çalgılar Nelerdir?

Müzik insanların duygularını ifade etmek için kullandıkları en önemli araçlardan biridir ve insanlar arasında evrensel kabul edilmektedir. Müziğin günümüzdeki haline gelmesi çok uzun zaman alan bir süreçle meydana gelmiş, bu süreç içerisinde yeni müzik aletleri icat edilmiş, mevcut müzik aletleri ise farklı değişim ve gelişimler yaşamıştır. Milattan önce 43.000 yılına tarihlenen üflemeli çalgılar araştırmacılar tarafından dünyanın farklı yerlerinde keşfedilmiştir. Bu tarih insanların tarım ve hayvancılığa başlayıp yerleşik hayata geçmelerinden 30.000 yıl kadar öncesini işaret etmektedir. Üflemeli çalgılar nelerdir ve neden ortaya çıkmıştır soruları özellikle arkeologlar ve müzik tarihçileri tarafından cevabı hala aranan sorulardır.

Üflemeli müzik aletlerinin ortaya çıkışının insanların bağırma yöntemi ile uzakta bulunan aile ve kabile bireylerine ulaşabilmesi olduğu düşünülmektedir. Yine aynı şekilde insanlığın ilk dönemlerinde müziğin yalnızca insan sesi kullanılarak yapıldığı düşünülmektedir. Bundan sonra zaman içerisinde önce vurmalı sonra ise üflemeli (nefesli) çalgıların ortaya çıktığına dair birçok arkeolojik kayıt mevcuttur. Bu bağlamda müziğin tarihi insanlık kadar eski kabul edilmektedir.

Kural olarak kontrollü ses çıkartabilen her cisim müzik aleti olarak kabul edilse de pratikte her nesne ile müzik yapmak mümkün değildir. Gelişen insan toplulukları ile değişen ihtiyaçlarla gelişen üflemeli müzik aletlerini diğer müzik aletlerinden ayıran en önemli detay, sesin ortaya çıkması için gereken gücün basınç ile sağlanmasıdır.

Üflemeli Çalgılar Nelerdir?

Üflemeli Çalgı Nedir? Nasıl Çalışır?

İlk olarak içi boş olan hayvan kemiklerinden yapıldığı düşünülen bu enstrümanlara zaman içerisinde farklı delikler açılarak farklı sesler elde edilmesi sağlanmıştır.

Birçok farklı üflemeli çalgı tipi olmasına rağmen, hepsinin temel tasarım ve kullanım biçimleri benzerdir. Üflemeli müzik aletleri müzisyen tarafından alet içine hızla üflenen havanın aletin iç yüzeyine veya çeşitli mekanizmalara yaptığı basınç ile ses üretir. Çıkan sesin tonu, frekansı ve özellikleri müzik aletinin yapımında kullanılan malzeme, hava üflenen yerin uzunluğu ve genişliği ile aletin toplam uzunluğuna göre değişir. Bazı aletlerde bunun için mekanik düzeneklerde bulunmaktadır.

Üflemeli çalgı üretimi sanat ile bilimin bir araya geldiği bir iştir. Üretimi makinelerle yapılan malzemelerle imal edilen üflemeli çalgılar bir araya getirildikten sonra doğru sesi verebilmeleri için uzun testlerden ve ayarlardan geçirilmektedirler. Özellikle gövde imalatı sırasında yapılan bir hata enstrümanın doğru ses vermesini engellemektedir. Buna rağmen el yordamıyla müzik aleti üretimi hala devam etmektedir. Endüstriyel olarak müzik aleti üreten şirketler ise aletlerin test ve ayarlarını yapmaları için konservatuar mezunu müzisyenler ve ses teknisyenleri ile çalışmaktadırlar.

Üflemeli Çalgıları Diğer Çalgılardan Ayıran Detaylar Nelerdir?

Üflemeli müzik enstrümanları telli ve vurmalı enstrümanlardan ayıran birçok detay bulunmaktadır. Bunlar üretim, kullanım, amaç ve kullanım ömrü olarak ayrılabilmektedirler.

  • Üflemeli çalgılar özellikle telli müzik aletlerine göre çok daha yüksek seviyede ses üretebilmektedirler. Bu özellikleri onları açık alanlarda düzenlenen konser, kutlama, kortej gibi etkinlikler için ideal hale getirmektedir.
  • Birçok üflemeli müzik aleti akort ayarı gerektirmez. Aynı üretici tarafından üretilen aynı iki müzik aletinin sesini birbirinden ayırmak mümkün değildir. Kullanım açısından müzisyenlere büyük rahatlık sağlayan bu durum üretimin ve üretim sonrası kontrollerin daha dikkatli yapılmasını gerektirmektedir.
  • Trompet, trombon, korno, klarnet, obua gibi mekanik aksama sahip üflemeli çalgılar hariç, birçok üflemeli çalgı telli ve vurmalı müzik aletlerine göre çok daha uzun ömürlüdürler. Özellikle iyi bakıldıkları durumlarda üflemeli çalgılar çok uzun yıllar ses kalitelerini kaybetmeden kullanılabilmektedir. Telli enstrümanlarda kullanılan tellerin enstrüman üzerinde yarattığı stres zaman içerisinde deformasyonlara yol açabilmekte, bu da ses kalitesini olumsuz olarak etkilemektedir.

Üflemeli Çalgı Nedir? Nasıl Çalışır?

Üflemeli Çalgılar Nelerdir?

Günümüzde dünyanın her köşesinde birçok üflemeli çalgı farklı amaçlarla kullanılmaktadır. Dünya genelinde kullanılan müzik aletlerinin yanında bölge ve kültürlere ait yerel birçok üflemeli çalgı da bulunmaktadır. Üflemeli çalgılar genel olarak ikiye ayrılmaktadır. Bunlar;

  • Tahta üflemeli çalgılar,
  • Bakır üflemeli çalgılardır.

Bunun yanında plastikten üretilen bazı flüt türleri de bulunmakla beraber, bu enstrümanların ses kalitesi çok düşük olduğu için yalnızca okullarda eğitim amacıyla veya amatör çalışmalarda kullanılmaktadırlar.

Aşağıda bulabileceğiniz liste dışında birçok üflemeli çalgı bulunmaktadır. Zaman içerisinde unutulan, yetersiz kalan, farklı kültürlerin hakimiyeti altına girince yasaklanan yüzlerce müzik aleti bulunmaktadır. Aynı zamanda dünyanın çok farklı noktalarında, farklı kültürler tarafından kullanılan tasarım, ses ve çalınma prensipleri birbirine çok benzeyen birçok müzik enstrümanı da bulunmaktadır. Kaval ve borazan bunlara en güzel örneklerdir.

Tahta Üflemeli Çalgılar

Tahta Üflemeli Çalgılar

Tahta üflemeli çalgılar gövdeleri ahşaptan üretildiği için bu isimle anılmaktadırlar. Bir kısmında bakır, çelik ve diğer metallerden aksesuarlar bulunabilmektedir. 

  • Flüt: Flüt ailesi üflemeli çalgılar içerisindeki en geniş ailedir. Ayrıca bilinen en eski üflemeli çalgılardır. Dünyanın her bölgesinde farklı biçimlerde ve materyallerden üretilen flütler kullanılmaktadır. En önemli kullanım alanları konserler, bandolar, orkestralardır. Uçtan ve yandan üflemeli olarak farklı biçimleri vardır. Altü, bas, pikolo ve yan flüt günümüzde en fazla flütlerdir. En fazla kullanılan türü olan yan flütünün ataları Orta Asya, Antik Yunan ve Latin Amerika gibi birbirinden uzakta bulunan bölgelerde kullanılmıştır. Bulunan ilk flüt örnekleri çeşitli hayvanların kemiklerinden ve mamut dişlerinden imal edilmiştir.
  • Obua: Gül veya abanoz ağaçları kullanılarak üretilen Obuanın geçmişi 12.yüzyıla kadar dayanır. Jean Hotteterre ve Michel Philidor isimli iki Fransız müzisyen tarafından icat edilmiştir. Orkestralarda la sesinin akordu için bu çalgı referans olarak alınmaktadır. Geleneksel olarak üç parça halinde üretilen çalgı ebonit isimli plastikten üretilen versiyonları da bulunabilmektedir. Obuanın aksesuarları gümüş veya nikelden de üretilebilmektedir.  “İngiliz Kornosu” da bir obua türüdür. Standart obuadan farkı boyutlarının daha uzun ve geniş olmasıdır. Ağırlığından dolayı müzisyenler boyunlarına taktıkları bir kordon yardımıyla bu çalgıyı çalmaktadırlar. Genellikle hüzünlü, dokunaklı temaların seslendirilmesinde kullanılır. Ses genişliği 2.5 oktavdır.
  • Klarnet (Gırnata): Ebonit ve metallerden yapılan çeşitleri olsa da abanoz ve benzeri sert, dayanıklı ağaçlardan yapılanları en fazla tercih edilen üflemeli çalgıdır. Silindir biçimli enstrüman beş parçadan oluşmaktadır. Günümüzdeki haline 1860’lı yıllarda ulaşan çalgının gelişim süresi 200 yıl civarında sürmüştür. Günümüzde oda müziğinin yanında pop ve caz müzik türlerinde performans sunan orkestralarda mutlaka klarnet yer almaktadır. Dokuz ayrı çeşidi vardır. Hepsinin çalınma biçimi aynıdır ancak notaların farklı tonlarını vermektedirler. Ses genişliği 4 oktavdır. Hızlı pasajlar, arpejler ve tremorların klarnet ile çalınması oldukça kolaydır ancak hızlı tekrarlanan seslerin çalınması zordur. Orkestralarda her türlü temanın çalınması için kullanılabilinmektedir. Sesi duru ve diğer enstrümanlarla ile kolay örtüşmektedir. Hem sololarda hem de arka plan armonileri için uygun bir çalgıdır.
  • Fagot: Ses aralığı 3.5 oktav olan bu enstrüman genellikle ahşaptan imal edilmektedir. Metal ve ebonitten de imal edilebilen boru formundaki enstrüman 4 kısımdan oluşmaktadır. Üflemek için enstrümanın ucu kullanılmaz, kalak kısmı S şeklinde bir borunun ucunda bulunur ve Fagot boyuna takılan bir aparat yardımıyla çalınır. Hızlı ses değişimlerine uygun olan enstrüman orkestralarda genellikle yaylı çalgıların baslarını vurgulamak veya atmosferi farklılaştırmak için kullanılır. Kontrfagot ise hızlı ses değişimleri için uygun değildir. Fagot ve kardeşi Kontrfagot’un sesleri orkestra içinde diğer enstrümanlar tarafından kolaylıkla bastırılabilmektedir. Çok az eserde bu enstrümanlar için sololar bulunmaktadır.
  • Kaval: Şimşirin, meşe, gürgen ve benzeri sert yapılı ağaçlardan yapılmakla beraber en kaliteli sesi erik ağacından üretilenler vermektedir. Metallerden de üretilebilmektedir. Kültürümüzde önemli yeri olan çalgılardan biridir. Solo veya diğer çalgılarla beraber kullanılabilmektedir. Dilli ve dilsiz olmak üzere iki türü bulunmaktadır. 
  • Zurna: Yedi delikli, genellikle ahşaptan üretilen bir çalgıdır. Özellikle güneydoğu bölgemizde yoğun olarak kullanılmaktadır. Yüksek ses üretebilen Zurna genellikle davulla beraber kullanılmaktadır. Erik, dut, söğüt ve ceviz ağaçlarından yapılmaktadır. Üzerinde yer alan yedi deliğin yanında bir adette altta delik bulunmaktadır. Kutlamalarda ve halk oyunu gösterilerinde kullanılır. Çin ile Fas arasındaki coğrafyada ufak değişiklikler ile kendine yer bulan enstrümanın yaklaşık 4000 yıldır kullanıldığı tahmin edilmektedir.

Tahta Üflemeli Çalgılar

  • Ney: Tasavvuf müziğinin önemli bir parçası olan Ney’in yaklaşık 5000 yıldır kullanıldığı tahmin edilmektedir. Kaşgarlı Mahmut’un Divân-ı Lügati't-Türk eserinde cenaze ve benzeri üzüntü verici olaylarda çalındığı belirtilmiştir. İsmi Farsçada kamış anlamına gelen “nay” sözcüğünden gelmektedir. Kargı ismi verilen kamış cinsinden üretilen neyin üzerinde altı, altında ise bir delik bulunmaktadır. Naturel Si perdesi için (buselik makamı) alt tarafa fazla bir delik açılabilmektedir. Üretilecek neyin akorduna göre boyu da değişiklik göstermektedir. İsim benzerliği dolayısıyla zaman zaman balaban olarak da bilinen mey ile karıştırılabilmektedir. Bunun yanında ney ile müzik yapılma işine “çalmak” yerine üfleme denmektedir.
  • Mey: Genellikle 28-30cm boyunda üretilen bu çalgının çapı 20-22mm’dir. Babalan ismiyle de bilinen çalgı daha çok Güney Kafkasya’da ve Orta Asya ülkelerinde kullanılmaktadır. Yüksek seviyede ses çıkartamadığından dolayı daha çok kapalı ortamlarda kullanılmaktadır, orkestra kullanımına uygun değildir. Kamış denilen gövdesi üzerindeki kıskaç kullanılarak ses tonu değiştirilebilmektedir.
  • Sipsi: Daha çok Akdeniz ve Ege Bölgelerinde kullanılan bir çalgıdır. Alt tarafında beş, üst tarafında bir delik bulunur ve kamıştan imal edilir. 15-25cm aralığında olabilen sipsiler genellikle çift parçadan oluşmaktadır. Sipsinin akordu boyuna göre değişmektedir. Ses aralığı 1 oktavdır. Yapımı oldukça kolay olan çalgının kamış dışında kartal kanat kemiklerinden imal edilenleri de bulunmaktadır.
  • Tulum: Şimşir ağacından yapılan nav ile ve kuzu veya koyun derisinden yapılan bir torbanın bir araya getirilmesiyle yapılır. İskoçların kullandığı gayda ile çok benzerdir ancak bas seslerin kontrolü mümkün değildir. Gümüşhane, Artvin, Ardahan, Rize gibi Anadolu’nun kuzeydoğu kısımlarında yoğun olarak kullanılmaktadır. Bu enstrüman Yunanistan’a göçen Karadeniz Rumları tarafından da hala çalınmaktadır. Gürcistan, Bulgaristan, Makedonya, Ermenistan, Macaristan ve Azerbaycan’da da kullanılmaktadır.
  • Çığırtma: Kartalların kanat kemiklerinden yapılan bir, kavalla benzerlik gösteren bir çalgıdır. Daha çok Elâzığ ve Batı Toroslar civarında kullanılan çalgının boyu 15-30cm arasında değişmektedir. Tahtadan da üretilebilen Çığırtmanın önde altı veya yedi, arkasında ise bir adet delik bulunmaktadır. Zaman içerisinde çatlamaması için yapılırken bir bağırsak parçası içine konulan ve kurutulan enstrüman daha çok çobanlar tarafından kullanılmaktadır. Ses aralığı 1 oktav olan Çığırtma günümüzde unutulmaya yüz tutmaya başlayan kültürel değerlerimizden biridir.
  • Argun: Kökeni antik Mısır’a dayanan müzik aleti biri delikli diğeri deliksiz iki kavalın birleştirilmesinden oluşmuştur. Günümüzde Mısır’ın yanında Filistin ve İsrail’de de yoğun olarak kullanılan müzik aleti ülkemizde en fazla Hatay’da kullanılmaktadır. Yöresel oyunlarda ve kutlamalarda tercih edilen müzik aleti hem iç mekân hem de dış mekân kullanımına uygundur.

Bakır Üflemeli Çalgılar

Bakır Üflemeli Çalgılar

Bakır üflemeli çalgıların geçmişleri çok daha yakın zamana dayanmaktadır. Bu enstrümanlar üretildikleri malzemelerinde etkisiyle tahta enstrümanlara göre daha endüstriyel biçimde üretilmektedirler.

  • Borazan: Metal kullanılarak üretilen en eski üflemeli çalgıdır. Yapımında bakır veya pirinç kullanılmaktadır. İlk örnekleri hayvan boynuzları kullanılarak yapılan borazan sonradan günümüzdeki biçimini almıştır. En önemli kullanım alanı askeriyede çeşitli emirlerin iletilmesi ve selamlama olan enstrüman bu işlevine özellikle batı ordularında hala devam etmektedir. Uzun süre müzik aletinden ziyade iletişim aracı olarak kullanılan borazan günümüzde orkestralarda ve bandolarda yoğun olarak kullanılan bir üflemeli çalgı haline gelmiştir.
  • Düdük: Genel olarak işaret vermek, dikkat çekmek için kullanılan düdükler teknik olarak üflemeli müzik aleti olarak kabul edilmektedirler. Akort edilememeleri, yalnızca tek bir ses verebilmeleri sanat alanında kullanımlarını engellemektedirler.
  • Korno: Kökeni hayvanların kıvrımlı diş ve kemiklerinden üretilen ilkel müzik aletlerine dayanan kornonun ismi de Latince boynuz anlamına gelen “cornu” kelimesinden gelmektedir. Günümüzdeki biçimine 17.yy’da kavuşmayan başlayan enstrümanın gelişmesinde bilimsel araştırmalar ve madde biliminin önemli rolü olmuştur. Salyangoz kabuğunu andıran bir yapısı olan enstrümanda delik veya dil yer almaz. Çıkacak sesin ton ayarı dudakların pozisyonu ile ayarlanır. Avcı kornosu olarak da bilinen doğal korno yalnızca kıvrımlı boru ve üfleme kısmından oluşur. Modern valfli kornoda ise ikili veya üçlü pistonlu tipleri vardır. Bu pistonlar kullanılarak korno çalınmaktadır. Bas sesler için daha uygun yapısıyla orkestralarda da yer bulan enstrüman çalınması en zor nefesli çalgılardan biridir.
  • Trombon: 15.yy’dan beri kullanılmakta olan trombon, trompet ile benzerlik göstermektedir. Alto, tenor ve bas olmak üzere üç tipi bulunan enstrümanın geniş bir kullanım alanı bulunmaktadır. Başta caz olmak üzere birçok müzik türünde kendine yer bulabilen enstrüman sahne orkestraları ve açık alan organizasyonlarında, bandolarda da kullanılmaktadır. Üzerinde bulunan ve “kulis” ismi verilen sürgü benzeri kolu kullanılarak farklı sesler çıkartılabilmektedir. Kulis uzadıkça çıkan ses pesleşir, kısaldıkça tizleşir. Trombon farklı orkestralarda, bandolarda kullanılabilen bir üflemeli çalgı olup, gelişimini sürdürmektedir.
  • Trompet: Natural ve pistonlu (kromatik) olarak ikiye ayrılan bu enstrümanın geçmişi milattan önce 15.yy’a kadar dayanmaktadır. Natural trompetler ilk kullanılmaya başlanan üflemeli çalgılardan biridir. Bu enstrümanlardan farklı sesler almak mümkün olmadığı için müzisyenler farklı sesler için farklı trompetler kullanmak zorundaydılar. Bu trompetlerin en önemli kullanım alanı geniş kitlelerin dikkatlerini bir noktaya çekmek veya savaş gibi gürültülü, karmaşık ortamlarda emirlerin iletilmesi idi. 1826 yılında Alman müzisyenler Heinrich Stölzel ve Friedrich Bluhmel tarafından icat edilen pistonlu trompet üzerinde yer alan üç piston ile üflenen havanın etkin bir biçimde yönlendirilmesine yaramaktadır. Bu sayede bütün notaları üretebilen trompet günümüzde birçok müzik türünde, açık ve kapalı alanlarda kullanılan bir enstrüman haline gelmiştir.

Bakır Üflemeli Çalgılar

  • Kornet: Görünüş olarak pistonlu trompete benzemesine rağmen başta boru kısmı olmak üzere farklılıkları bulunmaktadır. İki enstrümanın üretim biçimlerinin de farklı olması, aralarındaki en önemli farktır. Kornet çalım tekniği ile trompet, trombon ve korno ile çok yakındır. Genellikle bakırdan üretilmesine rağmen pirinçten de üretilebilmektedir. Ses tonu olarak trompetten daha dikkat çekicidir. Orkestra ve bandolarda trompet ile beraber kullanılırlar.
  • Saksafon: Günümüzde özellikle caz müziğin vazgeçilmezi haline gelen saksafon 19.yy’da Belçikalı enstrüman imalatçısı Adolphe Sax tarafından tasarlanmıştır. S şeklinde bir gövdeye sahip olan enstrümanın verdiği ses tonu üzerinde yer alan pistonlarla ayarlanmaktadır. Farklı ses aralıkları için üretilen dokuz farklı çeşidi bulunmaktadır. Günümüzde kullanılan saksafonlar 1950’li yıllarda Amerika Birleşik Devletleri’nde geliştirilmiştir. Kullanım alanı çok geniş olan enstrüman kısa zamanda birçok orkestra, bando ve müzisyen tarafından benimsenmiştir. Solo performansa da uygun olan enstrüman birçok önemli eserde kullanılmış, birçok önemli müzisyenin dünya çapında üne kavuşmasına yardımcı olmuştur.
  • Tuba: İsmini Latince tüp anlamına gelen “tubus” sözcüğünden alan tuba üflemeli çalgılar arasında en kalın sese sahip olan çalgıdır. Orkestralarda bulunan tuba sayısı genellikle biri geçmezken, bandolarda bu değişebilmektedir. Trompet gibi bir boru ve piston düzeneği olan çalgının birçok alt türü bulunmaktadır. İlk tuba 1835 yılında Alman çalgı imalatçısı Carl Wilhelm Mortiz ve bando şefi ve besteci olan Wilhelm Wieprecht tarafından üretilmiş ve patenti alınmıştır. Beş pistonu bulunan tuba günümüzden en fazla orkestra ve bandolar tarafından kullanılmaktadır.
  • Euphonium: İlk olarak 1843 yılında Ferdinand Sommer tarafından icat edildiği düşünülen euphoniumum (okunuşu – yufoniyum) ortaya çıkışı biraz karmaşıktır. Euphoniumum icadı için Carl Mortiz ve Adolphe Sax’inde çalışmalar yaptığı düşünülmektedir. Özellikle euphonium ile Adolphe Sax’in icat ettiği saksafon ve çeşitleri arasında büyük benzerlikler bulunması bu ihtimali güçlendirmektedir. Tubayı da andıran tasarımı ve ses özelliklerine rağmen iki enstrüman profesyoneller tarafından kolaylıkla birbirinden ayrılabilmektedir. Üç, dört ve beş pistonlu versiyonları bulunmaktadır. Üç pistonlu versiyonu daha ziyade hareket halinde müzik çalan bandolar tarafından tercih edilirken dört ve beş pistonlu versiyon ise orkestralar tarafından tercih edilmektedir.
  • Flügelhorn: Heinreich Stölzel tarafından 1828 yılında satışa sunulan enstrüman trumpet ve korna ile büyük benzerlik göstermektedir. Üç ve dört pistonlu versiyonları bulunan çalgının ağız kısmı trumpet ve kornadan çok daha yuvarlak bir yapıya sahiptir. Bandolarda ve orkestralarda trumpet ve korno arasında kalan ses boşluğunu kapatmak için kullanılan çalgı aynı zamanda caz müzikte de tercih edilmektedir. Özellikle yüksek frekanslı seslerde çalması zorlaştığından dolayı solo olarak kullanılmaz.

Diğer Üflemeli Çalgılar

Diğer Üflemeli Çalgılar

Yukarıda gördüklerinizin dışında birçok üflemeli müzik aleti bulunmaktadır. Bunların birçoğu belirli coğrafi bölgelere özel, orada yetişen ağaçlardan veya hayvanların kemiklerinden yapılan enstrümanlardır ve geniş kitlelere hitap etmemektedirler. Geniş kitleler tarafından bilinen ancak yukarıdaki ayrımın dışında kalan üflemeli çalgılardan bir kaçını aşağıda bulabilirsiniz.

  • Vuvuzela: 2009 yılında Güney Afrika Cumhuriyetinde düzenlenen konfederasyon kupası ile dünya gündemine gelen vuvuzela, turnuvaya katılan sporcular tarafından şikayet edilen belki ilk müzik aleti olarak tarihe geçmiştir. 2010 yılında aynı ülkede düzenlenen dünya futbol şampiyonasına da damgasını vuran üflemeli çalgı aslında bir müzik aleti olarak değil, uzak mesafeler arasında iletişim kurmak amacıyla kullanılıyordu. Günümüzde genellikle plastikten üretilen vuvuzelanın ilk örnekleri antilop derisi kullanılarak üretilmekteydi. Üzerinde herhangi bir delik veya ayar, akort mekanizması olmayan çalgı, üfleyenin üfleme hızı ve ritmine göre ses çıkartmaktadır. Tek bir vuvuzela 135dB seviyesine kadar ses çıkartabilmektedir. Bundan dolayı kısa vadede duyma bozukluklarına, uzun vadede ise duyma kaybına neden olabilmektedir.
  • Armonika: Mızıka olarak da bilinen armonika nefes vererek ve dilin hareketleri kullanılarak çalınan bir enstrümandır. Özellikle kuzey Amerika kıtasında çok yaygın olarak kullanılmaktadır. Diatonik armonikaların tonları sabittir ve akort edilemezler. Bundan dolayı farklı tonlarda şarkılarda farklı armonikalar kullanılması gerekmektedir. Diğer üflemeli çalgıların aksine armonikalar nefes çekildiğinde de ses üretebilmektedir. Dudakları büzme, dili kapatma ve kıvırma hareketleri en önemli tekniklerdir. Farklı delik sayılarına sahip armonikalar üretilmektedir. 10 delikli diatonik modeller 3 oktav, 16 delikli kromatik modeller 4 oktav ses aralığına sahiptirler. 12 ve 14 delikli armonika modelleri de mevcuttur.
  • Alp Borusu: Dünyanın en büyük üflemeli çalgılarıdır. Türüne göre boyu 3.5 metreyi bulabilmektedir. Geleneksel olarak çam ağacından oyularak üretilmektedir. Aslında bir müzik aletinden ziyade uzak mesafeler için iletişim aracı olarak kullanılan Alp Borusu aynı zamanda selamlamalar ve törenlerde de kullanılmıştır. Üzerinde herhangi bir delik veya mekanizma bulunmayan enstrüman kullanıcının dudak ve nefes hareketlerine göre ses üretmektedir. Dünya çapında Alp Borusuna benzeyen birçok çalgı bulunmaktadır. Bunlardan en çok dikkat çekenler Avusturalya yerlisi olan Aborijinlerin kullandığı Didgeridoo, Arjantin’in kuzey batısında kullanılan Erke ve Tibetli ve Moğol Budist rahiplerin törenlerde kullandıkları Tibet Borusudur.

İlginizi çekebilir: Trombon Nedir?

İlgili yazılar

Yorumlar - Yorum yapmak için tiklayin

YORUM BIRAKIN