Fyodor Dostoyevski 1821 yılının 11 Kasım’ında Moskova’da dünyaya gözlerini açmıştır. Sinirli ve alkol bağımlısı bir babaya sahip olan Fyodor Dostoyevski ailenin ikinci çocuğudur ve 6 kardeşli bir ailede büyümüştür. Babası eski dönemde orduda cerrahlık yapmış ve o günlerde yoksullar hastanedisin de çalışan bir adamdı, annesi ise bir tüccarın kızıydı. Annesinin de destek olması ile özel bir okulda eğitimine başlayan ünlü yazar, yaz aylarında vaktini çiftlikte geçirdiği için babasının olumsuz ve sıkıntılı olan davranışlarıdan belli bir ölçüde kurtuluyordur. 15 yaşına geldiğinde annesini kaybetti, annesini erken kaybetmesi ise eserlerine bile yansımıştır. Okul yaşamına annesinin ölmesinden de kaynaklı olarak Askeri Mühendislik Okulu’nda devam etmeye başladı.
Babasının ünlü yazara yaşattıkları ve ilgisizliği yüzünden bir gün babasına mektup yazan Fyodor Dostoyevski içinde var olan tüm hareketleri yazdı ama babası bu mektuba yanıt veremeden öldü. Bu olay Fyodor Dostoyevski’nin hayatında hep var olacak olan sara nöbetlerinin ilkini geçirmesine olanak sağladı. Okulunun bitiren ünlü yazar asteğmen rütbesi ile 1 yıl boyunca görev yaptı. Nefret ettiği mesleğinden istifa ederek yazar olmaya karar verdi ve kurgusal roman yazamaya başladı. 1846 yılından ilk romanı olan ve genç yazarların içinde gelecek vadeden olarak görülen İnsancıklar piyasaya sürüldü. Zamanın ünlü eleştirmeni Belinsky, Dostoyevski’nin ünlü bir yazar olabileceği konusunda açıklamalar yaptı. Belinsky aracılığı ile birçok önemli kişi ile tanıştı ve bu camiada nasıl davranılması, ne yapılması gerektiği konusunda dersler almaya başladı. Bu başarısı kısa süren Dostoyevski’nin diğer çıkarmış olduğu romanlar oldukça kötü eleştirilere maruz kaldı ve Belinsky’den uzak durmaya başladı.
1847 yılında Ev Sahibi isimli roman piyasaya sürüldü ama bu romanda diğerleri gibi kötü eleştirilerin odağı oldu. Bunca kötü ve olumsuz eleştiriye rağmen Dostoyevski yazarlığı bırakmayı 1 saniye bile aklından geçirmedi. Bir Yufka Yürekli ve Beyaz Geceler isimli romanları yazıp piyasaya süren Dostoyevski bu romanlarında da beklenen ilgiyi göremeyince yazarlıktan soğumaya ve ruhsal açıdan çöküntüye girmeye başladı. Yazarlığı bir kenara bırakıp politika ile ilgilenen ünlü yazar genç libreallerin grubuna dâhil oldu. 1848 ile 1849 yıllarında devlete komple kurma ve tepki dalgası ile alakalı olarak kendisi, ağabeyi ve 8 arkadaşı Omsk’ta bulunan ceza kolonisine gönderilerek ölüm cezasına çarptırıldı. Ceza evinde kaldığı sürede sara nöbetleri artmaya başladı ve birçok kez hastaneye kaldırıldı. İncil’i hastalığın artması ve ceza evinde bulunan kişilerin iyimserliği görmesi ile keşif etmeye başladı.
Sekiz ay boyunca burada yatan Dostoyevski ve arkadaşları idam edilecekleri sırasında af çıktı. İdam cezası mahkeme tarafından kürek cezasına çevrildi. 1854 yılından kalan cezasını tamamlaması için asker kimliği ile Semipalitinsk’e gönderildi ve 5 yıl sonra da arkadaşlarının yardım etmesi ile cezası ortadan kaldırıldığı zaman Petersburg'a geri döndü. Döner dönmez Ezilenler ve Ölüler evi adlı romanları yayına soktu ve aynı zamanda ağabeyi olan Mikhail ile beraber bir dergi kurdu. Bu dergi oluşan yanlış anlaşılmalar sonucunda 1863 yılında devlet tarafından hemen kapatıldı. Yeni bir dergi kurup ağabeyi ile yaşamına devam eden ünlü yazarın ağabeyi vefat etti. Dergiyi devam ettirmeye çalışsa da zaman içinde kapatmak zorunda kalan yazar, hem ağabeyin ailesinin geçimi hem de kendi borçları ile alakalı birçok sıkıntının içinde kaldı. Hasta olan Maria Dimitrievna Isaev ile yaşamına birleştiren Dostoyevski’ye evlilik mutluluk kapılarını aralamadı.
Yaşamında var olan başarısızlıklar ve mutsuz bir evlilik ünlü yazarı yoksulluğa, kumara ve sara nöbetlerine itti. Maddi açıdan yayıncılar ile arasında oldukça yıkıcı sözleşmeler imzaladı. Bu sayede Kumarbaz ve Suç ve Ceza gibi romanları hızlı şekilde yazamaya başladı. Bu romanların yazılması ile alakalı olan dönemde kendine bir sekreter tutu ve onunla dünya evine girdi. Bu esnada yayınlanan romanları borçlarının bazılarını kapatsa da geri kalan için sıkıntılar yaşanmaya devam etti. Bundan dolayı da yaşadığı St. Petersburg’tan hemen ayrılmak zorunda kaldı. Yurtdışında kaldığı dönem ünlü yazarın en verimli çalıştığı dönem oldu. Ecinniler, Dresden’de Ebedi Koca, Vevey’de Budala ve Cenova adlı romanlar bu dönemde ortaya çıktı. 1881 yılının başlarında ciğerlerinde bir kanama oluştu ve yatağa düştü. Bundan 1 ay sonra da gözlerini yaşama kapattı. Ünlü yazarın cenaze töreninde yaklaşık olarak 30 bin kişi bulundu.
Dostoyevski’nin Ünlü Sözleri
- Bir ağacın önünden onu sevmeden, onun var oluşundan mutluluk duymadan geçilebileceğini aklım almıyor.
- Çocuklar insanın ruhunu iyileştirir.
- İnsan yaşamla ölümü aynı şey kabul ettiği zaman hürriyete kavuşur.
- İnsanların birbirini tanıması için en iyi zaman, ayrılmadan hemen öncedir.
- İnsanoğlu, kendini feda etmekte bulduğu mutluluğu başka hiçbir şeyde bulamaz.
- Herkes her şeyden sorumludur.
- Dünyadaki pek çok üzüntünün kaynağı şaşkınlık ve söylenmesi gerekenlerin söylenmemesidir.
- Hakkında yeni bir şey söylenemeyecek kadar eski bir mevzu yoktur.
- Gerçekçi insanlar araştırmalarının sonuçlarından korkmazlar.
Dostoyevski’nin Eserleri
- İnsancıklar – 1846
- Öteki – 1846
- Netochka Nezvanova – 1849
- Ezilmiş ve Aşağılanmışlar – 1861
- Ölüler Evinden Anılar – 1862
- Yeraltından Notlar – 1864
- Suç ve Ceza – 1866
- Kumarbaz 1867
- Budala – 1869
- Ecinliler – 1872
- Delikanlı – 1875
- Karamazov Kardeşler – 1881
Dostoyevski’nin Kısa Öyküleri
- Dokuz Mektupları Romanı – 1847
- Mr. Prokharçin – 1847
- Ev Sahibesi – 1847
- Polzunkov – 1848
- Bir Yufka Yürekli – 1848
- Kıskanç Koca – 1848
- Namuslu Bir Hırsız – 1848
- Bir Noel Ağacı Ve Düğün – 1848
- Beyaz Geceler – 1848
- Küçük Kahraman – 1857
- Amcanın Rüyası – 1859
- Stepançikovo Köyü – 1859
- Tatsız Bir Olay 1862
- Timsah – 1865
- Ebedi Koca – 1870
- Bobok – 1873
- Uysal Bir Ruh – 1876
- Köylü Marey – 1876
- Mesih'in Noel ağacı Boy de – 1876
- Bir Adamın Düşü – 1877
Yorumlar - Yorum yapmak için tiklayin