Bilim

Heyelan Nedir? Nasil Olusur? Belirtileri Nelerdir?

Heyelan Nedir? Nasil Olusur? Belirtileri Nelerdir?

Başlıklar

Heyelan Nedir?

Heyelan nedir? Heyelan büyük ölçüde kaya kayması ve toprak kaymasıdır. Genelde bir yamacın eteklerinde bulunan kesim fazla oranda aşınır ise, bir zaman sonra üstünde bulunan ağırlığı taşıyamaz hale gelir ve burada heyelan meydana gelir. Tonlarca ağırlığa sahip olan kaya, toprak yamaçlarından aşağı doğru yuvarlanmaya başlar. Yer kaymaları ve yer göçmeleri gibi hareketler kütle hareketleri olarak bilinmektedir. Mağara gibi yer altı boşluklarının tavanlarının göçmesi olayına yer göçmesi denmektedir. Bu olay oldukça nadir görülmektedir. Heyelan ise ülkemizde sıklıkla karşılaşılan bir olaydır. Yer kaymaları, tabakaların, taşların ve toprağın bulundukları yerden yamaç aşağısına doğru kayması olayıdır.

Yer kayması olayında hem küçük boyutta hem de büyük boyutta kütleler beraber hareket eder. Toprak örtüsünün bulunduğu yerden koparak bir yamaç boyunca kayması ve aşağıda bir yerde birikmesi olayına toprak kayması denmektedir. Toprak kayması olayına heyelan da denmektedir. Yamaçları kaplayan toprağın içine sızan kar suları ve yağmur suları su geçirmeyen özellikte olan bir tabakaya rastlayınca burada birikmeye başlar.

Heyelan Nedir?

Birikmiş olan sular, üstte bulunan toprak tabakasının altında kaygan bir zemin oluşturup heyelanın oluşmasına yol açar. Suyu içine almış, ağırlığı oranı artmış ve şişkin hale gelmiş olan toprak tabakası belli bir noktadan sonra yavaş ya da hızlı olarak aşağı doğru kaymaya başlar. Kayan kitle bazen büyük bir toprak kütlesi halinde bazen de bir çamur biçiminde yamaç aşağı akar ve bir yerde birikir. Bazen yaşanan deprem felaketinin sonucunda da heyelan meydana gelebilmektedir.

Heyelan sonucu bahçe, bağ ve tarla gibi tarım alanları taş, çakıl ve kum benzeri maddeler ile kaplanır. Heyelanlar can kaybına neden olmanın yanında binalara ve tarım alanlarına da büyük ölçüde zarar verir. Bazen de demir yolları ve kara yolları ile tünel ve köprülere zarar verir ve ulaşım sisteminin bozulmasına yol açar. Türkiye’de en çok heyelanın meydana geldiği yer, Doğu Karadeniz bölgesidir.

Bunun sebebi ise Doğu Karadeniz bölgesinde yağışların fazla olması ve yamaçların dik şekilde olmasından dolayıdır. Ayrıca Türkiye’de en çok heyelan olaylarının meydana geldiği dönem ise ilkbahar dönemidir. Bunun sebebi ise Türkiye’de ilkbahar mevsiminin çok fazla yağışlı geçmesidir. Taş ocağı ve maden ocağı açılması, yol yapımı, kum gibi inşaat malzemelerinin alınması yamaçlarda bulunan dengeyi bozmakta ve heyelanın oluşmasına neden olmaktadır.

Heyelan Çeşitleri

Heyelan terimi ile ifade edilen bu hızlı kütle hareketleri toprak kaymaları, göçmeler ve asıl heyelanlar olmak üzere üç çeşide ayrılırlar.

  1. Asıl Heyelanlar. Bunların ortaya çıkmasında su hazırlayıcı bir etkendir. Ancak asıl heyelan kütlesi, su ile hamurlaşmış halde değildir. Kuru bir kütle halinde ama kaynamaya elverişli bir zemin üzerinde yer değişmiştir. Bu tip heyelanlar Türkiye’de sık sık meydana gelmektedir. Asıl heyelanların en büyük olanları, genelde dik eğimli ve bol yağışlı sahalarda, özellikle nemli, kuvvet ile ayrılmış ve litoloji açısından da elverişli olan Kuzey Anadolu dağlık alanlarında meydana gelmiştir. Trabzon’da ortaya çıkan Sera heyelanı, Of’da ortaya çıkan Sürmene heyelanı, Trabzon’un ilçesi olan Maçka’da ortaya çıkan Maçka heyelanı, Sinop çevresinde ortaya çıkan heyelan, Sinop’un ilçesi olan Ayancık’da ortaya çıkan heyelan ve Sakarya’nın ilçesi olan Geyve’de ortaya çıkan heyelanlar bunların başında yer almaktadır. 1950 yılında Trabzon şehrinin 10 km batısında bulunan Sera Köyü yakınlarında Sera Heyelanı meydana gelmiştir. Heyelanın oluşmasından yaklaşık 1 hafta önce, Sera vadisinin dik yamaçlarında derin yarıklar oluşmuş ve küçük ölçüde topografyada pek çok değişiklikler yaşanmıştır. Ancak asıl heyelan, 1-2 dakika gibi bir süre içerisinde ve şiddetli bir gürültü ile beraber ortaya çıkmıştır. Bir bölümü akış şekilleri gösteren, ama asıl olarak kayma yüzeyleri boyunca yer değiştiren kütlenin ortalama uzunluğu 650 metre, genişliği 350 metre, kalınlığı da 65 metre ölçülerindedir. Böylece Sera heyelanı sonucunda 15 milyon metreküp hacminde döküntü ve kaya yer değiştirmiştir. Bu heyelan kütlesi Sera Vadisini tıkamış ve burada yaklaşık 4 km uzunluğunda, ortalama 55 m derinliğinde ve 150 m genişlikte büyük bir set gölü ortaya çıkarmıştır. Araştırmalar, bu heyelanın meydana gelmesinde, normalden daha fazla yağışlı olarak geçen kış mevsimi ile karların hızla erimesini sağlayan Föhn karakterinde güneş rüzgarlarının büyük ölçüde etkisi olduğunu göstermiştir. Bu yol ile zemine çok fazla miktarda su sızmıştır. Zaten bu alanda çözülme çok derinlerde olduğu gibi, yastık lavlar ve andezitik kayalar derin diyaklazlar ile yarılmış, arasında bulunan bağlar pek sıkı değildir. Bu durum ayrıca su ile yoğunlaşan arazinin kaymasını kolaylaştırmıştır. Bundan başka, yamaç eğimlerinin çok fazla olması ve özellikle Sera deresinin yamacın alt kısmını oyması heyelanın oluşumunda büyük oranda rol oynamıştır.
  2. Göçmeler. Heyelanın hareket açısından farklı başka bir çeşidini oluştururlar. Bu tip heyelan bir kaşığı andıran konkav kopma yüzeyleri boyunca dönerek yer değiştiren kısımlardan ortaya çıkar. Kayan kısımlardan her biri, geriye doğru çarpılır. Bu olayın sonucunda, kayan kütlelerin yüzeyleri kopma yarasının olduğu yere doğru yeni bir eğime sahip olur ve ilksel eğimleri değişir. Göçme şeklinde olan heyelanların başlıca sebebi yamaçların alt kısımlarının dalgalar ve akarsular gibi etkenler tarafından fazla miktarda oyulmasıdır. Göçmeler, menderes haklarının büyümesi, yamaçların ve falezlerin gerilemesi, esnasında alttan oyma süreci ile ilişki olarak sık sık meydana gelmektedir. Göçmüş bloklar ya da göçmüş kütleler büyük oldukları zaman, bunlar arasında yamaçlarda taraçalara benzer sahanlıklar ya da küçük göller ortaya çıkar. Büyük Çekmece ve Küçük Çekmece göllerinin kenarlarında ve bu iki göl arasında bulunan deniz kıyısı boyunca bu tür göçmelerin çeşitli örnekleri oldukça yaygın şekilde görülür.
  3. Toprak Kaymaları. Bunlar heyelanın bazı açıdan çamur akıntılarına benzeyen bir çeşididir. Ancak çok yavaş oluşmaları, belli bir yatağa bağlı olmamaları ve içerdikleri suyun çok daha az olması gibi farklar ile çamur akıntılarından daha farklıdırlar. Geriye doğru eğimlenme göstermediklerinden dolayı da, yukarda anlatılmış olan göçmelerden farklı oldukları görülür. Su ile doygun şekle gelen ve bu şekilde bütünü ile kayganlaşmaya başlayan yüzeysel depoların, toprakların ya da döküntü örtüsünün yer aldığı yamaçlarda toprak kaymaları ortaya çıkar. Bu şekilde bir kopma yarası ve kıvamlı bir hamur gibi yer değiştiren bir heyelan kütlesi ortaya çıkar. Bu bilgilerden de anlaşılacağı üzere, toprak kaymaları asıl heyelandan daha yüzeysel şekilde meydana gelir. Aslında toprak tabakasını ve onun altında bulunan döküntü örtüsünü ilgilendirir. Bu kütle hareketinin en yaygın olduğu alanlar, litoloji bakımından da uygun olmak şartı ile nemli iklim bölgeleridir.
Heyelan Çeşitleri

Heyelan Tipleri ve Yamaç Hareketleri

Heyelanları sınıflandırmak için kullanılan parametrelerin en önemlileri şunlardır:

  • Hareketin türü, hareketin hızı ve hareketin miktarı,
  • Hareket eden maddenin türü, maddenin yaşı ve maddenin dizilişi,
  • Hareket eden kitlenin şekli,
  • Su miktarı,
  • Hareket eden ile altta bulunan temel arasında oluşan bağıntı,
  • Hareketin sebepleri,
  • İçsel sürtünme ve kohezyon karakteristikleridir.

Heyelan ve Yamaç Hareketlerinin Sınıflandırılması

  • Düşme
  • Devrilme
  • Yanal Yayılma
  • Kayma
  • Akma

Düşme

Düşme, dik bir şevde (vadi, göl ve deniz kenarlarında bulunan dik falez türü) ve yamaçlarda, bölünmüş kütle ve blokların ana kayaya göre hareketleri sonucunda, yüzey bölgesinde ortaya çıkan formasyon ve çatlakların sebep olduğu ve ihmal edilebilecek kadar küçük olan kesme kuvvetinden ortaya çıkan hareket tipidir. Düşme nedenleri şunlardır:

  • Kayaçların içermiş olduğu çatlaklar,
  • Bu çatlaklarda birikmiş olan suların sahip olduğu hidrostatik basınç,
  • Suların donması ve çözünmesi,
  • Yamaçların topuk kısımlarında yapılan kazı çalışmaları,
  • Akarsu, dalga ve rüzgarların aşındırma ve oyma işlevleri,
  • Katmanların sahip olduğu eğim…

Akma

Toprak ya da taş ve toprağın karışımından ibaret yüzeysel örtüde, yüzeysel kayaların ayrışması sonucu oluşmuş kumlu ve killi zeminlerde, su muhtevasının artması sonucu bazen gözle fark edilemeyecek kadar yavaş, bazen de oldukça hızlı akmalar olarak ifade edilir. Akma malzeme hızına göre ikiye ayrılır;

  • Yavaş akma
  • Hızlı akma

Akma ve Yavaş Akma Heyelan

Yavaş Akma (Krip)

Krip, yamacın yüzeysel kısmının çok yavaş ve sürekli olarak yer değiştirmesine verilen isimdir. Krip başta yer çekimi olmak üzere, bitki köklerinin büyümesi, yeraltı ve yerüstü sularının etkisi, yüzeysel kısımda bulunan malzemenin ıslanması ve kuruması, ıslak olması durumunda donması ve erimesi gibi olayların etkisi sonucunda ortaya çıkar. Kripte hareket oldukça yavaştır. Hareketleri yılda 3 cm ile 5 cm kadardır. Krip oluşturduğu malzemeye kaya kripi, moloz kripi ve toprak kripi gibi isimler alır.

  • Toprak kripinde en etkili olan faktör tanelerin su ile ıslanıp bir süre geçtikten sonra kurumasıdır. Bu sırada su alıp şişmeye başlayan taneler yerçekiminin etkisi ile yamaç eğimine dik olarak hareket ederler.
  • Moloz kripinde en etkili faktör ise iri parçalar ve molozu oluşturan blok arasında bulunan suyun donması ve erimesidir. Bu sebeple moloz kripi çok soğuk bölgelerde daha sık şekilde görülür. Sıcak bölgelerde görülen hareketin sebebi ise gece ve gündüz arasında olan ısı farkından ötürü molozu oluşturan maddelerin büzülmesi ve genleşmesidir.
  • Yamaçlarda bulunan bloklu kayaçların, içermiş olduğu yamaç dışına doğru eğimli düzlem üzerinde, bu düzlem boyunca eğim aşağı yavaşça hareket etmesine kaya kripi adı verilir. Kaya kripinde de hareketin sebebi iklim şartlarına bağlı olarak süreksizlerde bulunan suyun erimesi ve donması, büzülmesi ve genleşmesi ile bitki köklerinin büyümesi olarak ifade edilmiştir.

Yavaş akma (Krip) belirtileri şu şekildedir;

  • Ağaçlarının gövdelerinde ortaya çıkan eğilme,
  • Telefon direklerinin, duvarların ve yapıların düşeyden kaçması,
  • Duvar, çit ve yol gibi yapıların yer değiştirmesi,
  • Tabaka uçlarının dışarıya doğru kıvrılması,
  • Tabakaların aşağıya doğru akması,
  • Topografya yüzeyinin küçük basamaklı bir yapıya sahip olması…

Hızlı Akma

Akma, göz ile fark edilecek düzeyde hızlı bir hareketle gerçekleşir. Yavaş akmanın ortaya çıktığı zeminle ilişkilidir. Ayrışarak gevşemiş olan kısımlarda su gittikçe artar, bu boşluklara suyun dolmasıyla beraber basınç yükselir. Yoldan geçen yüklü ve ağır araçların olması ya da deprem gibi titreşime neden olan faaliyetler neticesinde, alt kısımdaki daha sağlam olan yapının üstünden hızlı bir şekilde akma gerçekleşir.

DEvrilme ve Düşme Heyelan

Devrilme

Blok ya da birimlerin bir nokta çevresinde öne doğru dönmesi sonucu ortaya çıkan harekete devrilme adı verilir. Düşeye yakın çatlak sistemli kaya blokların devrilmesinden düşey kazılarda toprağın göçmesine kadar değişik karakter gösteren devrilme olayının kökeni blokların ağırlık vektörünün taban dışına düşmesi olarak ifade edilmiştir.

Kayma

Bir ya da birkaç yüzey boyunca, kütle içinde uyanan kayma direncinin azalması sonucunda ortaya çıkan, düzlemsel ya da dairesel özellikli göçmelere kayma adı verilir. Kayma ikiye ayrılır;

  • Düzlemsel kayma
  • Dairesel kayma

Düzlemsel Kayma

Düzlemsel kaymalar ya ortamda bulunan çatlak ve fay gibi süreksizlik düzlemleri boyunca ya da sağlam katmanlar arasında bulunan kil tabakası gibi zayıf yüzeyler boyunca ortaya çıkmaktadır. Deformasyon az miktarda ortaya çıkmaktadır.

Dairesel Kayma

Zemin ortamlarda ve kaya ortamlarda konkavlığı bulunan göçme yüzeyleri boyunca dairesel kayma meydana gelmektedir. Genellikle birbirine paralel birden fazla kayma yüzeyi gelişebilir. Kütlede büyük oranda şekil değişiklikleri ortaya çıkmaktadır.

Yanal Yayılma

Yanal yayılma, kayma ve çekme deformasyonlarının beraber görüldüğü heyelan çeşididir. Belirgin bir kayma bölgesi ya da yüzeyinin olmaması yanal yayılmayı kaymadan ayıran bir özelliktir. Bu denge kaybı kayaçta, altta ortaya çıkan kilin kayma direncinin azalması ile beraber, üstte bulunan kayaç tabakalarının yanlara doğru hareket etmesini, hassas killerde ise, su, titreşim gibi ortamın sıvılaşarak yayılması gibi aşırı etkiler ortaya çıkmaktadır.

Dairesel ve Düzlemsel Kayma

Heyelanı Etkileyen Faktörler Nelerdir?

Heyelanı ya da diğer adıyla yer kaymalarını etkileyen bazı faktörler şu şekildedir:

  • 1-) Kuvvetli eğim. Eğim, toprak kaymaları ve heyelanı oluşturan en önemli etkenlerdendir. Çünkü yamaç eğimi arttıkça yamaçta bulunan kütleler daha kolay yer değiştirir. Doğu Anadolu bölgesi, Karadeniz bölgesi ve Akdeniz bölgesi eğim ve yükseltinin fazla olması sebebi ile heyelanın sık şekilde görüldüğü yerlerin başında gelir. Eğiminin az ve yer şekillerinin daha sade olduğu Marmara bölgesi, İç Anadolu bölgesi ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde ise heyelan görülme oranı çok daha düşüktür.
  • 2-) Yağış. Yağış miktarının fazla olması toprak kayması riskini de arttırmaktadır. Çünkü yağışlarla ya da buz ve kar erimesi sonucu tabakaların içerisine sızan sular sürtünmeyi azaltarak kütlelerin kaymasına yol açmaktadır. Türkiye’deki heyelan olaylarının büyük bir kısmı yağış miktarının ve toprak neminin fazla olduğu mevsimlerde meydana gelir.
  • 3-) Kaya yapısı. Plastisite, likdite sınırları malzemenin yapısına sıkı bir şekilde bağlıdır. Bazı kil türlerinde plastisite birbirine yakın fakat likidite değerleri birbirinden çok farklıdır. Bu konuda kaolin kili, en düşük likidite değerine sahiptir, en az su ile heyelana yani likidite sınırına ulaşan uygunluk miktarı en az olan kil çeşididir. Bazı depolarda az ya da çok miktarda kil bulunmaktadır. Bunun oranı ve türü heyelan olayını arttıran ya da azaltan yani heyelanların yayılış alanlarını belirleyen başlıca faktörler arasında yer almaktadır. Bu sebeple killi formasyonların, tüf, fliş ve marn gibi depoların yaygın olduğu sahalarda heyelan oldukça fazla görülür. Buna karşılık bazalt ve kalker gibi kayalarda heyelan görülme ihtimali oldukça düşüktür.
  • 4-) Tektonik yapı. Heyelan ile tektonik yapı arasında çok sıkı bir ilişki bulunmaktadır. Tabakaların yamaç eğimine paralel olarak dalmaları, heyelanların meydana gelmesini kolaylaştırır. Özellikle killi seviyenin tabakalar arasındaki varlığı önemli rol oynar. Yağmur ya da kar sularının toprağa sızması sonucunda likit ya da plastik hale geçen kil tabakasının üzerinde bulunan kütleler çekim gücüne uyarak, toptan aşağıya doğru kayabilirler. Kayaların diyaklazlar ile sıkı ve derin bir şekilde parçalanmış olması da heyelanı kolaylaştıran şartlar arasında yer alabilir.
  • 5-) Yerçekimi. Yamaçta bulunan kütleler yer çekimine bağlı olarak aşağıya doğru çekilir. Çekim gücü sürtünmeyi aştığı anda kütleler hareket etmeye başlar.
  • 6-) Doğal afetler ve beşeri faktörler. Sel ve deprem gibi doğal etkenler de heyelanı arttırmaktadır. Ayrıca baraj, yol ve tünel yapım çalışmaları yamaçların doğal dengesini bozup heyelana yol açar.

Heyelan bu sebeplerin birisi ya da birkaçının etkisi ile meydana gelirler ve bazen topografyada çok önemli değişikliklere yol açarlar. Kayan kütlenin kopmuş olduğu yerde genelde hilal şekline benzer bir kopma yarası ortaya çıkmaktadır. Buradan ayrılmış olan maddeler pek çok kez üzerinde kapalı çanakçıklar olan ve genelde akış hareketine benzer şekiller gösteren bir yığın halinde aşağıya doğru yer değiştirirler ve heyelan kütlesinin gövdesinin oluşmasını sağlarlar. Bu kütle bazı zamanlarda bir akarsu yatağını tıkayıp heyelan seti gölü oluşmasına neden olur. Bu olaya Tortum vadisinin tıkanması sonucunda meydana gelen Tortum Gölü örnek verilebilir. Ayrıca yamaçlarda heyelandan dolayı taraçalara benzer basamaklar ortaya çıkabilir.

Heyelanı Etkileyen Faktörler Nelerdir?

Heyelanın Belirtileri

Heyelanın belirtileri şu şekildedir:

  • Arazide daha önce olmayan su sızıntılarının, suya doygun alanların ve kaynak suların ortaya çıkması,
  • Arazide ya da yollarda açılmaların, yarıkların ya da çatlakların ortaya çıkması,
  • Bina temellerinin altında ayrılma, yarılma ya da çatmalar ile duvarlarda ve bina döşemelerinde sürekli genişlemeye devam eden çatlakların görülmesi,
  • Kanalizasyon kanallarında çatlak ve kırıkların oluşması, yeraltı su borularında sızıntıların ortaya çıkması…
  • Ağaçlarda, çitlerde ve telefon direklerinde yamaç aşağı yatma ve eğilmelerin ortaya çıkması,
  • Ahşap ya da tel çitlerde yer değiştirmelerin görülmesi,
  • Daha önce o bölgede heyelanın ortaya çıkmış olması.
  • Özellikle sağanak ya da sürekli yağışların ortaya çıktığı aylarda, evlerde ve arazilerde bu belirtilerden herhangi biri görüldüğünde, evler en kısa sürede boşaltılmalı ve ilgili birimlere haber verilmelidir.
  • Heyelanlar genellikle yavaşça ortaya çıkan afetlerdir. Ancak yamaçların altında bulunan evler ve çok dik yamaçların üzerine inşa edilen evler ani gelişen heyelanlara maruz kalabilir.

Heyelana Karşı Duyarlı Alanlar

  • Heyelanın eskiden ortaya çıktığı bölgeler
  • Doğal yamaçların topuk ya da üst kesimleri
  • Eski dolguların topuk ya da üst kesimleri
  • Çok derin ve dik yamaçların topuk ya da üst kesimleri
  • Yerleşimin geliştiği tepelik alanlar ya da atık sistemlerinin kullanıldığı alanlar

Heyelan Bakımından Güvenli Alanlar

  • Burun şekline benzer çıkıntılı sırtların üstü ya da çevresi
  • Yamaç eğiminde ani değişimlerin ortaya çıkmadığı nispeten düşük eğimli araziler
  • Geçmişte herhangi bir hareketin ortaya çıkmadığı masif ve sert kayaların oluşturduğu yamaçlar

Heyelan Oluşma İhtimali Varsa Ne Yapılmalı?

  • Yapıların içerisi boşaltılmalıdır.
  • Heyelandan etkilenebilecek çevreye bilgilendirmeler yapılmalıdır.
  • Derhal yerel yönetim ile iletişime geçilmelidir.

Heyelan Oluşma İhtimali Varsa Ne Yapılmalı?

Heyelan Anında Yapılması Gerekenler

Eğer kapalı alandaysanız;

  • Binadan çıkmak ve heyelan bölgesinden uzaklaşmak için yeterli zamanınız yoksa içerde kalmaya devam edin.
  • Sağlam eşyaların altında ya da yan tarafında hayat üçgeni oluşturarak çök, kapan ve tutun hareketlerini uygulayın.

Eğer açık alandaysanız;

  • Tehlike anında çamur ya da heyelan akıntısının yolundan uzak durarak acilen mümkün olduğu kadar yüksek yerlere doğru uzaklaşmaya çalışın ve çevrenizde yaşayan insanları toprak kaymasına karşı uyarın.
  • Moloz ve çamur akmasından kaçabilecek zamanınız ya da çevrenizde arkasına saklanacağınız sağlam bir yapı yok ise çök, kapan ve tutun hareketi yaparak başınızı ve boynunuzu koruyun.

Heyelan Sonrasında Yapılması Gerekenler

  • İlk olarak tamamen güvende olduğunuzdan emin olun. Gerekiyorsa tehlikeli bölgeden biraz uzaklaşarak kendinizi güvenceye alın.
  • Yakınınızda bulunan su, gaz ve elektrik kaynaklarını hemen kapatın. Çevrenizde gaz kaçağı olmadığından emin olana kadar bulunduğunuz yeri kibrit ya da diğer yanıcı maddeler ile ve elektrikli aletler ile aydınlatmaya çalışmayın. Aydınlatmak için sadece fener kullanın.
  • Etrafınızda yardıma ihtiyacı olan ya da yaralı kişiler var ise, yangın ve yeni bir heyelan oluşma ihtimali yoksa onları yerlerinden kaldırmayın.
  • Tehlikeli bacalar, çatılar ve duvarlara karşı çevrenizde bulunanları uyarın ve bunların çevresinde çok fazla dolaşmamaya çalışın.
  • Radyo ve televizyon gibi kitle iletişim araçları ile size yapılacak olan uyarıları dikkate alın ve uygulayın.
  • Cadde ve sokakları acil yardım araçlarının rahat şekilde hareket etmesi için boş bırakın.
  • Eşya almak için ya da içerdeki insanlara ulaşmak için zarar görmüş olan binalara kesinlikle girmeye çalışmayın.

Heyelan Sonrasında Yapılması Gerekenler

Heyelanların Ortaya Çıkardığı Zararların Minimuma Düşürülmesi Konusundaki Sorumluluklar

Bireylerin üzerine düşen sorumluluklar;

  • Yaşanılan bölgede bulunan potansiyel jeolojik afetler hakkında yeterli bilgi edinmek,
  • Heyelan bakımından sorunlu alanlar ile ilgili olarak yer bilimcilere ve mühendislere danışmak,
  • Dik yamaçların topuk kesimlerinde desteği kaldırıcı kazı işlemlerinden ve dik yamaçların kenarlarında ya da tabanında yapı inşasından kaçınmak, ayrıca eğimi fazla olan yamaçların üzerine dolgu malzemesi dökmemek,
  • Arazi paylaşımından, arazi satın alınmasından ve inşaat malzemelerinden önce ilgili kurum ve kuruluşlardan konu ile ilgili bilgi almak ve buna karar vermek.

Yerel yönetimlerin ve teknik elemanların üzerine düşen sorumluluklar;

  • Yerleşim alanında yeteri kadar mühendislik ve yerbilimleri araştırmaları ve incelemeleri yapılmalıdır.
  • Yerel yönetimler yeni yerleşim alanlarını belirlerken değerlendirmeler ve arazi çalışmaları yaptırarak, heyelana ve diğer afetlere maruz kalmış ve afetlerin beklenebilecek alanların belirlenmesi ile hazırlanacak duyarlılık haritaları yaptırmalı. Bu haritalar aracılığı ile kent planlamacılarına ve mühendislere yüksek riske sahip alanlardan uzak durulması konusunda gerekli veriler sunulmalıdır.

Heyelanın Etkileri ve Sonuçları

Heyelanlar yerleşim yerlerinde meydana geldiğinde hayatı büyük ölçüde riske atabilir ve ciddi mal kaybına neden olabilir. Örneğin 1995 yılında Isparta’nın ilçesi olan Senirkent’te meydana gelen heyelan afetinde 74 kişi, 1988 yılında Trabzon’un ilçesi olan Maçka’da meydana gelen heyelan afetinde ise 64 kişi hayatını kaybetmiştir. Heyelanlar, fabrikalarda ve yerleşim alanlarında bulunan meskenlerde büyük ölçüde maddi kayba neden olmaktadır. Heyelanlar yolları kapatarak taşımacılık hizmetlerinin hızının yavaşlamasına ve ulaşımın engellenmesine yol açmaktadır. Heyelanın meydana gelmesi ile birlikte yer şekillerinin biçimleri büyük ölçüde değişir. Örneğin Trabzon’un batısında meydana gelen heyelan afeti Sera Gölü’nün oluşmasına neden olurken Tortum çayı üzerinde meydana gelen heyelan da Tortum gölünün oluşmasını sağlamıştır.

Heyelan ile Erozyon Arasındaki Farklar

Heyelan ile Erozyon Arasındaki Farklar

Heyelan ile erozyon sürekli birbirine karıştırılan ya da aynı şeymiş gibi bilinen iki farklı olaydır. Aslında yol açtığı sonuçlar, süreleri ve oluşumları birbirinden farklıdır. Heyelan ve erozyon arasında bulunan farklar şu şekildedir:

  • Erozyonda aşınma meydana gelirken heyelanda ise toprak kayması meydana gelir.
  • Erozyonun oluşması için uzun bir zamanın geçmesi gereklidir ancak heyelan ani bir şekilde meydana gelebilir.
  • Heyelan insanların ölümüne yol açarken erozyonda bu durum dolaylıdır.
  • Erozyonun önüne geçebilmek için ağaç dikmek doğrudan bir etken iken heyelanda ağaç dikmek dolaylı etkilidir.
  • İki doğal olayın etki alanı farklıdır. Erozyon kurak alanlarda daha belirgin şekilde görülürken heyelan en çok yağış alan yerlerde ortaya çıkar.
  • Erozyonun ortaya çıkmasında insanlar doğrudan bir etkiye sahipken, heyelanda ise insanların dolaylı bir etkisi vardır.
  • Heyelanın ortaya çıktığı yerlerde killi topraklar bulunurken erozyonda bu durum etkili değildir.
  • Tabakaların uzanış yönü heyelan için önemli bir etkenken erozyon için etkili değildir.

İlginizi çekebilir: Müsilaj (Deniz Salyası) Nedir, Neden Dolayı Olur? Zararları Nelerdir ve Nasıl Temizlenir?

İlgili yazılar

Yorumlar - Yorum yapmak için tiklayin

YORUM BIRAKIN