Dini

Tevhid Nedir? Tevhid İnancı Nedir ve Çeşitleri Nelerdir?

Tevhid Nedir? Tevhid İnancı Nedir ve Çeşitleri Nelerdir?

Başlıklar

Son zamanlarda en çok sorulan ve merak edilen konular içerisinde İslam ve İslami terimler yer almaktadır. Bu terimler içerisinde İslam’ın temel taşı olan tevhid nedir? sorusu hem Müslümanlar hem de Müslüman olmayan bireylerce en çok araştırılan terimler arasında yer almaktadır.

Tevid kelimesi Arapça bir kelime olup “vahd” kelimesinden türemektedir. Kelime anlamı olarak “tek ve bir olmak” manasına gelmektedir. İslam literatüründe “Allah’tan başka ilah olmadığına, tek yaratıcının Allah olduğuna inanmaktır” şeklinde tanımlanmaktadır. Bu manaya gelen la ilahe illallah kelimesi İslam’ın ilk şartı olup, Müslüman olmanın ilk adımını oluşturmaktadır.

İslam dini, diğer birçok dini inanca nazaran tek tanrı inancı etrafında şekillenen bir dindir. Bu inanç biçimi, bütün âlem ve kâinatın tek bir yaratıcısı olduğunu savunmaktadır. Bu yaratıcı aynı zamanda kâinatın da yöneticisidir.

Tevhid’in Çeşitleri Nelerdir?

Kelime-i tevhid ile Fatiha suresinin 5. Ayetine bakıldığında tevhid kelimesini ulûhiyyette tevhid ve rubûbiyyette tevhid olarak iki farklı çeşit olarak değerlendirildiği görülmektedir.

  • Ulûhiyyette tevhid; Allah’ın bir yaratıcı olarak zatında, sıfatında ve fiillerinde tek bir olduğuna ve herhangi bir benzerinin olmadığını kabullenmektir. Allah’ın zatı kendisidir, zatının tek ve bir olduğunu benimsemektir. Allah’ın sıfatlarının bazıları onun zatına mazharken, bazıları ise sınırlı şekilde insana bahşedilmiştir. Allah’ın fiillerdeki tevhid anlayışı ise Allah’ın kâinat üzerinde ki yaratma, yaşatama ve değiştirme gibi müdahalelerinde tek olduğunun ve ondan başka yönetici olmadığını kabullenmektir.
  • Rubûbiyyette tevhid; Allah’ın zatı dışında herhangi bir başkasına tapmamak ve ona sığınıp yardım istememek gerektiği düşüncesinde olmaktır. Bu düşünce aynı zamanda amelde ve ibadette tevhidin sağlanılması olarak da kabul edilmektedir.

Bu iki tevhid çeşidinde anlaşılacağı üzere ulûhiyyette tevhid kişinin zihinsel bir fonksiyon olarak gerçekleştirdiği ve daha çok inancın bilgi yani teori kısmını oluşturduğu görülmektedir. Rubûbiyyette tevhid ise inancın amele yansıması olarak değerlendirilmektedir.

Tevhid Kavramının Zıddı Nedir?

"Tevhid nedir?" sorusu kadar “Tevhid kavramın zıddı nedir?” sorusu da merak edilen konular arasındadır. İslam kaynaklarına bakıldığında, tevhid kavramının zıddı olarak şirk kelimesinin ele alındığı görülmektedir. Şirk koşmak olarak da terimlendirilen şirk kelimesi; Allah ile yaratılmış bir varlığı eş koşmak olarak tanımlanmaktadır. Yani ilahi yaratıcıya inanıyor ancak herhangi bir obje veya kişiyi ilahi yaratıcı ile denk veya eş tutmak anlamında kullanmaktadır.

İslâmiyet’in ve diğer ilâhî dinlerin inanç esaslarına göre Allah’tan başka bir varlığa ilahi bir değer vermek, ona hayatında veya ölümünden sonra ilahi bir saygı gösterilmesi tevhit ilkesini bozan davranışlardandır. Bu tevhid inancı ve İslam dini ile bağdaşmayan bir durumdur. Bundan dolayı tevhid kelimesinin zıddı olan şirk, kişiyi dinden çıkarmaktadır.

İslam inancının ana kaynağı olan Kur’an’da tevhid vurgulanırken, Allah’ın birliğini konu edinen kavram ve ifadelerin yanında O’nun şerikinin bulunmadığını belirten beyanlar da vardır. Şirk kavramı Allaha ortak koşmak anlamında kullanılırken, şerik kavramı ise Allah’a ortak olan şey olarak değerlendirilmektedir. Dolayısıyla birbiriyle bağlantılı olan bu iki kavramı doğru anlamak, tevhid kavramını daha iyi anlamaya katkı sağlamaktadır.

Tevhidin özü İhlas Suresi

Tevhid İnancı Nedir?

Kur’ân-ı Kerîm’e bakıldığında tevhid kelimesinin doğrudan geçmediği görülmektedir. Ancak birçok yerde aynı anlama karşılık gelen “vahd” kökünden gelen vâhid, ahad, vahde(hû) yer aldığı bilinmektedir. Tevhid inancı İslam dinin temel taşı olduğu için Kur’an ve Sünnette en fazla yer alan ve önem gösterilen konuların başında gelmektedir. Bu bağlamda Kur’an’da yer alan ve tevhidin özünü oluşturan İhlas suresi;

 “Kul hüvellâhü ehad, Allâhüssamed, Lem yelid ve lem yûled, Ve lem yekün lehû küfüven ehad.”

“De ki: "O, Allah’tır, tektir. Allah sameddir. Doğurmamış ve doğmamıştır. O’nun hiçbir dengi yoktur." 

Görünüşte kısa ve öz olan bu sure, mahiyette tevhid inancını anlatan derin ayetlerden oluşmaktadır. Bu nedenle tevhid inancının anlaşılması için bu sure de belirtilen hususları iyi kavramak gerekmektedir. Bunun bir yansıması olarak tevhid inancı sorulduğunda tanımların bu sure üzerinde şekillendiği görülmektedir.

İslam dinin son peygamberi olarak kabul edilen Hz. Muhammed (s.a.s) tevhid kelimesini vurgularken;

 "Zikrin (Allah’ı anmanın) en faziletlisi "La ilahe İllallah" demektir." (Tirmizi) şeklinde vurgulamaktadır.

İslam dininde ilk insan Hz. Âdem’den, son peygamber Hz. Muhammed’e kadar bütün peygamberler tevhid inancını insanlara iletmek için büyük çaba göstermişlerdir. Ancak Hz. Muhammed’e kadar gönderilen peygamberlerin vefatlarından sonra tevhid inancı yerini şirk almıştır ve gönderilen emir ve yasaklar tahrif edilmiştir. Bu nedenle tek bir yaratıcıya inanmanın yansıması olarak görülen tevhid inancı İslam dininde sürdürülmektedir.

İlgili yazılar

Yorumlar - Yorum yapmak için tiklayin

YORUM BIRAKIN