Sağlık

SMA Hastalığı Nedir? Hastalığın Nedenleri ve Belirtileri Nelerdir? Tedavisi Var Mıdır?

SMA Hastalığı Nedir? Hastalığın Nedenleri ve Belirtileri Nelerdir? Tedavisi Var Mıdır?

Başlıklar

Özellikle son dönemde ülke gündeminde de sık sık yer alan, farklı kesimlerden birçok kişinin de üzerinde durduğu ve kampanyalar yürüttüğü SMA hastalığı nedir nedenleri belirtileri ve tedavisi nelerdir? konusu önem arz etmektedir.

SMA; Spinal müsküler atrofi, en özet hali ile SMA hastalığı bireyin merkezi sinir sistemini, periferik sinir sistemini ve iskelet kas sisteminin kontrollü kas hareketlerini etkileyen genetik, yani kalıtsal bir motor nöron hastalığıdır. Kalıtsal bir hastalık olan SMA sebebi ile kaslar işlevini kaybeder, kısıtlanır ve hareket kabiliyetini en aza düşürür.

SMA hastalığı ilk olarak, 1890'lı yıllarda iki bilim adamı olan Johann Hoffman ve Guido Werdnig tarafından bulunmuştur. Buna bağlı olarak, SMA Tip 1 hastalığının Werdnig Hoffman hastalığı olarak anılmasının nedeni de budur.

Hastalık bulunmuş olsa dahi günümüze kadar net bir tedavi yöntemi bulunamamıştır. Ancak 1995 yılında ise hastalığa neden olan gen bulunmuş ve Survival Motor Neuron (SMN) yani insan hayatını önemli noktada etkileyen gen olarak tabir edilmiştir. Dr. Judith Melki ve ekip arkadaşları tarafından bulunan bu gen, hastalığın gidişatını önemli oranda etkilemiştir. Bu tarihten itibaren ilaç araştırmaları başlamış ve geçen 30 yıl zarfında birçok yeni çalışma yapılmıştır. Hastalığı tamamen iyileştiren ilaçlar ne yazık ki bulunamamıştır. Ancak ciddi oranda hafifleten ve geciktiren ilaçlar üretilmiştir. Bu ilaçlar birçok aile için umut olmuştur.

Yapılan istatistiklere göre her 50 kişiden biri SMA hastalığının taşıyıcısıdır. SMA hastalığını taşıyan bireyler hastalığa sahip olan bireyler gibi olumsuz etkiler yaşamamaktadır. Sadece kendisinden sonraki nesle %25 aktarma ihtimali vardır. Kişi, sadece çocuğu SMA'dan etkileniyorsa veya SMN1 geninin dizilenmesi durumunda taşıyıcılık durumunu öğrenebilir.

SMA Hastalığı Nedir?

SMA Hastalığı Nedenleri?

SMA hastalığı, kas distrofisi ismi verilen ve kaslarda giderek artan güçsüzlük ile beraber kas kütlesi kaybı semptomları ile tanımlanan kas hastalıklarından biridir. Kas distrofisi vakalarının görüldüğü hastalıkların birçoğunda mutasyona uğramış anormal genler, sağlıklı kas oluşturmak için gerekli proteinlerin üretimine müdahale eder.

İnsan bedeninde, kasları kontrol eden sinir hücrelerinin büyük bir kısmı omurilikte bulunmaktadır. SMA hastası olan bir kişi, hastalık sürecinde vücudunda ki kasları sinir sisteminden gelen sinyalleri alamazlar. Sinyalleri alamayan kaslar, bunlara tepki gösteremezler. Kaslar sinir hücreleri tarafından düzenli olarak uyarılmadıklarında atrofiye uğrar yani küçülmeye başlarlar.

Hastalık sürecinde omurilikte motor nöronlar olarak isimlendirilen sinir hücrelerinde kayıplar görülür. SMA hastalığında vücudun merkezine daha yakın olan kaslar, yani proksimal kaslar, genellikle merkezden daha uzak olan kaslardan yani distal kaslardan daha fazla etkilenir.

Kaslarda güçsüzlüğe yol açan SMA hastalığında bacaklarda meydana gelen güçsüzlük kollardan daha fazla hissedilir. Bu hastalıkta SMN geni hiç protein üretemediği için vücuttaki motor sinir hücreleri de beslenememektedir. Buna bağlı olarak, istemli kaslar görevini yapamaz hâle gelir.

SMA hastalığının 4 farklı tipi bulunmaktadır. Genel olarak halk arasında "gevşek bebek sendromu" olarak da bilinir. Hastalığın ileri boyutunda yemek yeme ve nefes alma gibi ihtiyaçları yerine getirmeyi imkânsız hale getiren SMA hastalığında görme ve işitme duyuları hastalıktan etkilenmez ve his kaybı olmaz. SMA hastası olan kişilerin, genel olarak zekâ düzeyi normal ya da normalin üzerinde olmaktadır.

Bu hastalık Türkiye’de her 6000 doğumda bir görülmektedir. Hastalık sağlıklı fakat taşıyıcı olan anne babaların çocuklarında görülür. Anne babalar taşıyıcı olduklarının bihaber sağlıklı bir şekilde hayatlarını sürdürürken, genlerinde bulunan bu problem çocuğa geçtiğinde SMA ortaya çıkabilir. Taşıyıcı ebeveynlerin çocuklarında SMA hastalığının görülme oranı %25 olmaktadır.

SMA Türleri Nelerdir?

SMA, hastalığını en sık çocuklarda duymaktayız. Ancak bebeklerden yetişkinlere kadar geniş bir alanda kendini göstermektedir. Buna bağlı olarak SMA hastalığı kendini gösterdiği yaş aralığına göre de farklı türlere ayrılmaktadır. Hastalık spektrumu motor gelişimde ulaşılan en yüksek kilometre taşına uygun olarak 3-5 türe ayrılmıştır.

SMA hastalığının en bilindik sınıflandırılması:

  • SMA0 yani doğum öncesi SMA olarak sınıflandırılır. Hamile bayanlarda doğum öncesi semptomları (azalmış fetal hareket) belirgin hale gelen çok nadir bir formdur. Daha anne karnındayken etkilenen bebekler tipik olarak SMN2 geninin sadece 1 kopyasına sahiptir ve yoğun solunum desteği olsa dahi genel olarak, sadece birkaç hafta hayatta kalırlar.
  • SMA1 (Werdnig–Hoffmann hastalığı), küçük çocuklarda görülen türdür. Bu sınıflandırmaya 0-6 arasında olan bebekler girmektedir. SMA hastalığının en şiddetli türlerinden biridir. Çocuklarda daha dünya hayatının ilk aylarında ortaya çıkar. Genel olarak hızlı ve beklenmedik bir başlangıç ​​ile ortaya çıkar. Çocuklar asla desteksiz oturmayı öğrenemez. Hızlı motor nöron ölümü, başlıca solunum organlarının -özellikle solunum sisteminin- yeterli şekilde çalışmamasına neden olmaktadır. Pnömoniye bağlı solunum yetmezliği en sık ölüm nedenidir. Teşhiş konulan bebekler vaktinde tedavi edilmediği ve solunum desteği almadığı takdirde, SMA tip 1 olan bebekler genellikle iki yaşından sonra hayatta kalamazlar. Gerekli olan solunum desteği ile SMA1 hastalığına yakalana çocukların yaklaşık %10'unu oluşturan ve daha hafif SMA tip 1 fenotipleri olan çocukların ergenlik ve yetişkinliğe kadar hayatta kaldıkları bilinmektedir.
  • SMA2 (Dubowitz hastalığı) genel olarak bu sınıflandırmaya 6-18 ay içerisinde olan çocuklar girmektedir. Ara form olarak geçmektedir. Bu türde hastalığa yakalanan çocuklar, yaşamlarında en az bir süre oturma pozisyonunu koruyabilmektedir. Fakat desteksiz yürümeyi öğrenmemiş insanları etkiler. Zayıflığın başlangıcı genel olarak 6 ila 18 ay arasında ki bir sürede daha çok fark edilir.

Bu dönemde ilerlemenin büyük oranda değiştiği bilinmektedir. Bazı çocuklar zamanla giderek zayıflar. Farkında olan ebeveynlerin çocukları ise dikkatli bakım sayesinde nispeten sabit kalır. Skolyoz genellikle bu çocuklarda görülür ve omurga ateli, büyüme çubukları veya omurga füzyonu ile düzeltme, solunumun iyileştirilmesine yardımcı olunabilir. Vücut kasları zayıflar ve solunum sistemi büyük bir sıkıntı kaynağıdır. Yaşam beklentisi azalır, ancak SMA 2'li çoğu insan yetişkinliğe doğru iyi bir yaşam sürer.

  • SMA3 (Kugelberg–Welander hastalığı) bu sınıflandırmaya genel olarak, 12. aydan sonra kendini göstermektedir. Bu bebekler ilk dönemde kaslarını kullansalar ve daha sonra bu yeteneği kaybetmiş olsalar bile, hayatlarında en azından bir süredir desteksiz yürüyebilen insanları tanımlar. Solunum tutulumu bu dönemde SMA hastası olan çocuklarda daha az görülür. Yaşam beklentisi normaldir veya normale yakındır. SMA 3 olan çoğu insan hareket kabiliyetleri için desteğe ihtiyaç duymaktadır.
  • SMA4, yetişkinlik dönemi olarak da ifade edilir. Bu tür SMA hastalığı ileriki dönemlerde görülmektedir. Bu SMA hastalığı, bazen geç başlangıçlı SMA tip 3 olarak sınıflandırılır. Genel olarak insan yaşamının ortalarına geçiş dönemi olan 30 yaşlarından sonra bacak kaslarının kademeli olarak zayıflamasıyla belirtilerini gösterir. Bacak kaslarının zayıflamasıyla kişinin yürüme değnekleri kullanmasını gerektirir. Diğer komplikasyonlar nadirdir ve yaşamı olumsuz noktada etkilemez.

SMA hastalığı, görülen yaş dönemine göre farklı belirtiler ve semptomlar göstermektedir. İlk dönemlerde ölümle sonuçlanacak kadar ağır seyrederken, ileri ki dönemlerde desteğe bağlı yaşam sürdürülmektedir. Ancak hangi dönemde olursa olsun hayat kalitesini etkilemektedir. Bireyler, özgür hareket kabiliyetinden yoksundur, sürekli desteğe ihtiyaç duymaktadır. Hastalığın ağırlığına bağlı olarak nefes almak dahi güçtür ve birey desteksiz tek başına solunumu gerçekleştiremez.

SMA Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

SMA Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

SMA hastalığının belirtileri, hastalığa yakalanan kişideki hastalık tipi ve şiddetine göre farklı şekilde ve zamanda kendini göstermektedir. SMA hastalığının bireylerde başlama yaşı ve kendini belli etmesindeki temel etken, bireyin motor nöronlarında bulanan protein seviyesidir. SMA hastalığının en yaygın olan semptomu, kaslarda gözlenebilen ve kontrol edilebilen zayıflıktır. Bu hastalıktan en çok etkilenen vücudun kalça, omuz ve sırttaki ki kaslardır.

Bununla birlikte SMA hastalığı her ne kadar bireydeki hastalık tipine göre kişiler arasında belli başlı farklılıklar gösterse de hastalığın en yaygın olan belirtileri şunlardır;

  • Ellerde ve parmaklarda sıklıkla görülen titremeler,
  • Emeklemede ve yürümede zorlukların yaşanması,
  • Baş kontrolünün tam olarak sağlanamaması,
  • Motor gelişiminde yaşanan eksikliklerden dolayı kasların zayıflaması,
  • Üst üste gelen öksürük ve seste kısılmanın yaşanması,
  • Omurga eğrilikleri ve kamburluğun oluşması,
  • Konuşurken dilin seğirmesi,
  • Beslenmede sıkıntıların yaşanması,
  • Uyurken kurbağa bacağı pozisyonunda yatması,
  • Yürüme esnasında düşmelerin sıklıkla yaşanması,
  • Ayaktayken veya ayağa kalkmaya çalıştığında dengesini koruyamaması,
  • Destek olmadan ayakta durmada ve oturmada zorlukların yaşanması,
  • Huysuzlaşma ve güçsüz ağlamalar görülmesi,
  • Nefes alıp vermede ve yutkunmada zorlukların yaşanması,
  • Akranlarına göre gelişim geriliğinin görülmesi gibi birçok farklı belirtisi gözlemlenmektedir.

SMA hastalığının bu belirtilerinin bebeklikte ortaya çıktığı ve en geç iki yılda görülebileceği düşüncesi mevcuttur. Ancak zamanla tıp uzmanları tarafından bu düşüncenin kesin bir bilgi içermediği, ortaya çıkma süresinde farklıkların olabileceği kabul edilmiştir. Zira tıp uzmanları, SMA hastalığının bir süreç içinde ortaya çıkıp ilerlediğini, bu yüzden belirtilerinin gözlemlenmesinin sabit bir zamanla ilişkilendirilmesinin zor olduğunu söylemektedir.

Tıp uzmanları, SMA hastalığının bebeklerde görülen belirtilerinin temel etkenin, genetik kaynaklı olduğu ve tedavi edilmediği takdirde ölümle sonlanacağını ifade etmektedir. Bu yüzden tıp uzmanları, anne ve babaların bebeklerinin hareketlerinde herhangi farklılık veya anormallik gördüklerinde hastaneye giderek, alanında uzman olan doktorlardan destek almalarını tavsiye etmektedir. Doktorların, hastalığın tanısı için gerekli olan testleri yaparak genetik inceleme sonunda SMA teşhisi hakkında doğru bilgiler aktaracağını söylemektedir. Bu da hastalığın erken teşhis edilmesini ve tedavisine erkenden başlamasını sağlayacaktır.

SMA Hastalığının Tedavisi

Bir gen hastalığı olan SMA’nın bilinen kesin bir tedavi yöntemi ne yazık henüz bulunmamıştır. Ancak net bir tedavi yöntemi bulma çalışmaları halen büyük bir gayretle devam edilmektedir. Kesin bir tedavi yöntemi bulunmasa da hayat kalitesini iyileştirecek, bireylerin hastalıklarını hafifleten ve iyileşmeye yakın tedaviler yapılmaktadır. Şu anda SMA hastalığı tedavi süreci daha çok, hastalığın semptomlarını yönetmek ve komplikasyonlarının kontrol altına alınmasını sağlamak amacını gütmektedir.

SMA hastalığının en zor olan türleri SMA 1 ve 2 türleridir. Bu dönemlerde erken yaşta ölümlerin olmasının en büyük sebebi solunum güçlüğünün yaşanmasıdır. Solunum kaslarının zayıf olması önemli bir sorundur.

SMA Hastalığında Solunum Desteği

Solunumu kendi yapamayan kişilerde bir oksijen maskesi veya ağızlık yoluyla solunum desteği sağlanabilir. Teknolojinin gelişmesiyle solunum cihazlarında da büyük gelişmeler yaşanmış ve taşınabilir solunum cihazları üretilmiştir. Bu sayede yeni doğan bebekler başta olmak üzere diğer türlerde solunum sıkıntısı yaşayan SMA hastalarının daha uzun yaşamasına büyük katkı sağlanmaktadır.

Birçok vakada tıp uzmanları önce invaziv olmayan ventilasyon yöntemleri ile başlamayı tavsiye eder. Yani solunum desteği sağlamak. Bu durum genel olarak, çevresel ve oksijenle zenginleştirilmemiş havanın bir maske veya ağızlık yoluyla basınçlı bir şekilde bireye verilmesi anlamına gelmektedir. Bu tarz sistemler çok farklı şekillerde bulunabilir ve günün herhangi bir saatinde kullanılabilir. Bu tarz kolaylıklar sayesinde yemek, içmek ve konuşmak ihtiyaçların giderildiği zamanlarda kolayca çıkarılabilir.

SMA hastalığının türleri aynı olmadığı için uygulanan yöntemlerde her tür üzerinde yeterli derecede etkili olmayabilir. Örneğin, Noninvaziv ventilasyon yeterli olmadığı zaman, trakeada yani nefes borusunda bir delik açılması yöntemi olan trakeostomi ile solunum yardımı sağlanabilir. Bu deliğin açılmasıyla basınçlı hava trakeostomi bölgesindeki bir borudan hastaya verilir. İlk dönemlerde zor olsa da alışma sürecinden sonra trakeostomi tüpü ile yemek yemek, içmek ve normal konuşmak gibi ihtiyaçları yerine getirmek genellikle mümkündür.

SMA hastalığında, solunum desteği tedavisi bağlı olarak solunumdan dolayı ortaya salgılar çıkmaktadır. Çıkan salgıların mekanik bir cihaz yardımıyla temizlenmesi ve böylece enfeksiyonların önlenmesi gerekmektedir. Bu işlem için İnsüflatör-solunum cihazı kullanılmaktadır. Bu cihaz solunum yolundaki salgıları hava yolundan temizlemeye yardımcı olan bir cihazdır. Cihaz, hasta bireyin havayollarına pozitif basınç uygular ve daha sonra doğal bir öksürüğü taklit ederek hızla negatif basınca geri dönerek borunun içini temizler. Aynı zamanda yüksek frekanslı göğüs duvarı salınım cihazları da havayolunun temizlenmesinde yardımcı olmaktadır. Hızla şişip sönen, böylece normal nefes almayı taklit eden ve oluşturduğu mini öksürükler sayesinde salgıları daha büyük havayollarına doğru ileten bir yelek türüdür.

SMA Hastalığı Tanısı Nasıl Konur?

SMA Hastalarında Gribe Yakalanma

SMA hastası olan ve solunum desteği alan bireyler kolay bir şekilde gribe yakalanmaktadır. Bu hastaların solunum yolu enfeksiyonlarına yakalanmamaları için her yıl düzenli olarak aşı olmaları gerekmektedir.

SMA hastalarında ağız ve boğaz kaslarının zayıflaması yutmayı da zorlaştırmaktadır. İlk dönem SMA hastaları olan bebekler emme ve yutma problemi yaşamaktadır. Buna bağlı olarak dehidrasyona yaşanmaktadır. Yani susuzluğa ve yetersiz beslenmeye yol açmakla beraber, yutkunma zayıflığı solunum yolunun tıkanmasına ve solunan gıdalar veya sıvılardan kaynaklanan enfeksiyonlara yol açabilir.

Bazı SMA hastası bebeklerde ileri boyutlarda yutma ve emme problemleri yaşanmaktadır. Bu tarz durumlarda gastrostomi tüpü veya g tüpü olarak adlandırılan bir besleme tüpü gibi alternatif yöntemlerle bebek beslenebilir. Bu besleme tüpü, sıvı besinlerin ağzı, boğazı ve yemek borusunu baypas edip, mideye doğrudan ulaşmasını sağlayan küçük, esnek bir tüptür.

SMA hastası olan bazı hastalar, bu tüplere devamlı olarak bağlı olmayabilirler. Buna bağlı olarak bazı besleme tüpleri kullanılmadıkları zaman karın üzerindeki bir açıklıktan ayrılabilecek şekilde tasarlanmıştır. Bazı g tüpü kullanan hastalar, hem tüp yardımıyla hem de normal olarak ağızdan beslenebilirler.

SMA hastaları, yutma gibi problemleriyle berber konuşma problemleri de yaşamaktadır. Bu konu da konuşma dili patologları yutma problemlerinin yanında, konuşmayla ilgili problemlerin tedavisinde de destek sağlamaktadır. Bu alanda uzman kişiler, bireye yutkunma kaslarının zayıflığı ile başa çıkma, uygun yiyecek hazırlama ve gastrostomi tüplerinin kullanımı konularında kişiye destek sağlamaktadır.

SMA Hastalarında Omurga Eğriliği Sorunu

Bir takım doktor, bazı hastalarda şiddetli spinal eğriliklerin meydana gelmesiyle akciğerleri sıkıştırarak solunum fonksiyonlarını tehlikeye atabileceğine beyan etmektedir. Bu tarz bir durumun önüne geçmek için genel olarak omurgayı büyüdükçe yönlendirmeye çalışmak üzere SMA hastası bir bebeği, belirli bir pozisyonda destekleyen bir sırt desteği veya korse reçete edilebilir. Bu destekler genel olarak sorunu çözmez, ancak sırt eğriliğinin ilerlemesini yavaşlatabilirler.

SMA hastalarında omurga eğriliğine kalıcı çözüm, hemen hemen her zaman omurga düzleştirme cerrahisidir. Bu cerrahi yöntemi, ancak bireyin solunum durumu cerrahi operasyona dayanacak kadar iyi ise yapılabilir. Sırt cerrahisinin zamanlaması önemlidir. Genel olarak doktorlar en doğru anı yakalamak için daha basit cerrahi yöntemlerin kullanılmasına izin verir ve omurganın büyümesi tamamlanana kadar beklemeyi tercih ederler. Bazı durumlarda hastanın solunum durumu ağırlaşıyorsa, cerrahi müdahale daha erken yapılabilir.

Herhangi bir ameliyat geçirmesi gereken SMA hastası bir birey için özel önlemler alınması gereklidir. Özellikle SMA hastalığının erken evrelerinde sinir sinyallerini almayan kas hücreleri, sinirlere "ulaşmaya" çalışırken bazı anormallikler geliştirir. Bu anormallikler, ameliyat sırasında sıklıkla kullanılan kas gevşetici ilaçlara karşı tehlikeli reaksiyonlara yol açabilir. Kullanılacak farklı ilaçlar bu durumun önüne geçebilir. Bu tarz durumlar için hasta dikkatli bir şekilde takip edilmeli ve gereken tedbirler alınmalıdır.

SMA hastalığının tedavi sürecinde normal ve fonksiyonel SMN2 proteini üretimini arttırmak için SMN2 genini modifiye eden yeni bir tedavi olan Spinraza mevcuttur. Spinraza, SMA hastalığından muzdarip bebekler için özellikle 2 ile 12 yaş arasında önerilebilir. Bunun haricinde 2 yaşından küçük hastalar için eksik genlerin verilmesine dayalı tedaviler üzerinde de araştırmalar sürmektedir.

Günümüzde SMA hastalığını tamamen bitiren bir tedavi yöntemi mevcut değildir. Genlerden gelen hastalıkların iyileştirilesi tıp alanında en zor alandır. Uygulanan tedavi yöntemleri semptonları hafifletilir veya büyük bir kısmını iyileşmesini sağlar. Bunun yanında bu hastalığa bağlı olarak, vücutta meydana gelen ve hayat kalitesini etkileyen problemlerin çözümü için ek destekler gerekmektedir. 

Teknolojinin gelişmesi ile hastalığın ağır boyutlarını hafifleten birçok tıbbi gereç üretilmiştir. Bunun yanında bazı SMA türlerinde profesyonel destek ile bazı kaslar biraz daha işlevsel hale getirilir ve hayat kalitesi biraz daha düzeltilir. Hastalığın tamamen iyileştirilmesi için tıp uzmanları çalışmalarına büyük bir özveriyle devam etmektedir.

SMA Hastasının Evde Bakımı

SMA Hastasının Evde Bakımı

SMA hastası çocuklar, az egzersiz yaptıkları için çok çabuk kilo alarak normalin üstünde bir kiloya ulaşama riskini taşımaktadır. Bu yüzden SMA hastalığına yakalanmış olan çocukların beslenmelerine iyice dikkat etmeleri gerekmektedir. Anne babaların, SMA hastalığına yakalanmış olan çocuğu için doktor tavsiyesi olmadan bireysel olarak diyet uygulaması doğru bir yaklaşım değildir. Bu diyetler, çocuğu iyileştirmenin aksine ciddi zararlara sebep verebilmektedir.

Bu hastalıkta çok yemek ya da az yemek yemek değil, doğru şekilde beslenme önem arz etmektedir. Doktor tavsiyesi olmadan oluşturulan diyetler veya beslenme yöntemleri, kas zayıflığı yaşayan SMA hastası çocukların daha da kötüye gitmesine sebebiyet verebilmektedir. Bu nedenle SMA hastası çocuk, doktoru tarafından önerilen beslenme şekline göre yemek ihtiyacını karşılamalıdır.

Bu alanda uzman olan doktorlar, SMA hastası kişilerin psikolojik olarak kendilerini güçlü ve mutlu hissetmeleri adına hastanın durumu göz önünde bulundurularak fiziksel hareketler yapmasının iyi olacağını belirtmektedir. Ayrıca eklem esnekliği, sertlikleri ve yaralanmaları yaşanmaması için de hareket etmek faydalı görülmektedir.

SMA hastası yetişeklerin, kişiye özel hareket ettirme donanımına sahip araçları kullanması sıkıntı teşkil etmemektedir. Bu bağlamda kişiye özel elektrikli ve manuel tekerlekli araçlar, çeşitli yürüteçler ve standartlar gibi destekleyici araçlarla hastanın hareket etmesi veya ayakta durması konusunda destek sağlanabilir. Çocuklarında ise bulundukları alanlarda gözetim altında belli başlı hareketler yapmalarında herhangi bir sorun görülmektedir. Ancak ebeveynlerin yapacağı bu egzersizlerde kesinlikle doktor tavsiyesi ve bilgisi dâhilinde yapması gerekmektedir. Aksi takdirde hassas kas yapısına sahip olan hastanın, ciddi sıkıntılar ve sorunlar yaşanmasına sebebiyet verebilirler. Unutulmamalıdır ki hastalığın tedavi süreci, doktor gözetiminde ve ebeveynlerin gerekli desteği sağlandığında olumlu sonuçlar ortaya çıkarmaktadır.

İlginizi çekebilir: Epilepsi Nedir? Epilepsi Belirtileri Nelerdir ve Tedavisi Nasıldır?

İlgili yazılar

Yorumlar - Yorum yapmak için tiklayin

YORUM BIRAKIN