Başlıklar
Potsdam Konferansı
Potsdam konferansı Nazi Almanyası’nın teslimiyetinden sonra II. Dünya Savaşı esnasında 17 Temmuz 1945 ile 2 Ağustos 1945 tarihleri arasında yapılmıştır. Almanya’nın başkenti olan Berlin’in 26 km güneybatısında yer alan Cecilienhof Sarayı’nda düzenlenmiştir. Konferansa SSCB Halk Komiserleri Kurulu Başkanı ve Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri Josef Stalin, ABD Başkanı Harry S. Truman ve Britanya Başbakanı Clement R. Attlee olmak üzere “Big Three” (Üç Büyük) katılmıştır.
Dokuz hafta önce 8 Mayıs’ta yani Avrupa’da Zafer gününde şartsız teslim olmayı kabul eden Almanya’yı nasıl idare edeceklerine karar vermek amacıyla toplanmışlardır. Konferansın amaçları arasında savaşın etkilerine karşı koyulması, barış anlaşması sorunları ve savaş sonrası düzenin kurulması da vardı. Üç hükümetin dışişleri bakanları Ernest Bevin, Anthony Eden, VM Molotov, James F. Byrnes, Birleşik Krallık Başbakanı Winston Churcill ve diğer danışmanlar da bu konferansa katıldı.
17 Temmuz ve 25 Temmuz tarihleri arasında toplamda 9 tane toplantı düzenlendi. Bu toplantılardan sonra, İngiliz genel seçimlerinin sonuçlarının açıklanmasından dolayı Konferans iki gün kadar kesintiye uğradı. Clement Attlee, 28 Temmuz tarihinde, Winston Churcill’i mağlup etti ve İngiltere’nin yeni Dışişleri Bakanı Ernest Bevin’i, İngiltere’nin temsilcisi olarak Anthony Eden’in yerine getirdi. Bu olaydan sonra konferansa katılanlar arasında dört gün boyunca tartışmalar yapıldı.
Konferans esnasında, yalnız dışişleri bakanlarının görüşmeleri ve üç hükümet başkanının dışişleri ile görüşmeleri yapılmıştır. Konferanstan önce soruların önceden değerlendirilmesi için atanan komiteler de her gün toplanmıştır. Pek çok soru hakkında görüş alışverişinde bulunuldu bunun sonucunda yeni anlaşmalara ve kararlara varıldı.
Fakat bu konuların değerlendirilmesi daha sonra Konferans tarafından kurulmuş olan Dışişleri Bakanları Konseyi tarafından yapılmıştır. Konferans sonunda üç hükümet arasında olan ilişki daha güçlü hale gelmiştir. Bu, diğer Birleşik Milletler ile beraber kalıcı ve adil bir barışın oluşturulmasını garanti edeceklerine dair güveni tazelemiştir.
Liderler Arasındaki İlişkiler
Konferanstan sonra geçen beş ayda, liderler arasında olan ilişkileri büyük oranda etkileyen pek çok değişiklik ortaya çıktı. Kızıl Ordu Baltık ülkeleri, Romanya, Bulgaristan, Macaristan, Çekoslovakya ve Polonya’yı etkin bir şekilde kontrol etti ve Sovyetler Birliği, Doğu ve Orta Avrupa’yı işgal etti. Mülteciler bu ülkelerden uzaklaşmaya çalışıyordu. Polonya’da kukla bir komünist hükümet kuran Stalin, Doğu Avrupa üzerinde olan kontrolünün gelecekteki olası saldırılara karşı bir savunma tedbiri olduğu konusunda ısrar etti ve bunun meşru bir Sovyet nüfusu alanı olduğunu söyledi.
Winston Churcill, savaşın çoğunda bir koalisyon hükümetinde İngiliz başkanı olarak hizmet etmişti ancak konferans sırasında yerini Clement Attlee alacaktı. Winston Churcill’in yönetimi, 1940 yıllarının başından beri Roosevelt’inkinden büyük oranda farklı olan ve Stalin’in aşağılık bir sistemi yöneten şeytan benzeri tiran olduğunu düşünen bir Sovyet politikasına sahipti. 5 Temmuz 1945 tarihinde İngiltere’de bir genel seçim gerçekleştirildi, fakat sonuç silahlı kuvvet personelinin oy evlerine seçim bölgesinde sayılmasına olanak sağlamak için ertelendi. Sonuç, Attlee’nin yeni başbakan olduğu konferans esnasında belli oldu.
Roosevelt, 12 Nisan 1945 tarihinde Başkan Yardımcısı olan Harry Truman’ın bir ay içinde ufukta VJ Günü’nü (Japonya’da Zafer) ve VE Day’i (Avrupa’da Zafer) gören başkanlığı devralması ile ölmüştü. Müttefik birliği adına ve savaş sırasında Roosevelt, “Stalin’in öyle bir adam olmadığına dair düşüncelerim var... ondan hiçbir şey istemeden elimden gelen her şeyi verirsem, benimle bir barış ve demokrasi dünyası içinde çalışacak ve hiçbir şeyi ilhak etmeye çalışmayacaktır” demiştir. Truman, Müttefiklerin savaşını yakından takip etti. Savaşın sona ermesi ile, ortaya çıkan iki süper güç arasındaki ilişkinin zorluğu, Müttefik birliğinin önceliğinin yerini almıştır. Her iki lider güç de halk ile samimi bir ilişki kurmayı sürdürdü, fakat aralarında güvensizlik ve şüphe oyalandı.
Truman, Sovyetlerden Roosevelt’ten çok daha şüpheliydi ve Stalin’in yapacaklarından her geçen gün daha fazla kuşku duymaya başladı. Truman ve danışmanları, Doğu Avrupa’da olan Sovyet eylemlerini, Şubat ayında Stalin’in Yalta’da taahhüt ettiği anlaşmalar ile bağdaşmayan saldırgan bir yayılmacılık olarak gördüler. Buna ek olarak, Truman, Stalin, Tahran Konferansı’nda kararlaştırılan programın öncesinde, Churcill’ in Müttefiklerin İran’dan çekilmesi önerisine itiraz ettiğinde başka yerlerdeki olası karışıklıkların farkına vardı. Truman, Stalin ile şahsen Potsdam Konferansında tanıştı.
Fransa, Müttefik Kontrol Konseyi’nin eşit bir üyesi olacaktı ve Berlin Deklarasyonu’nun bir katılımcısıydı. Buna rağmen Amerikalıların isteği üzerine Charles de Gaulle hem Yalta’da temsil edilmedi hem de Potsdam Konferansına davet edilmedi. Diplomatik alçakgönüllülük onun için kalıcı ve derin nefretin nedeniydi. Bu ihmalin sebepleri arasında Fransız Hindiçini' ne ilişkin beklenen çıkar çatışmaları, Amerikan ve Fransız işgal bölgeleri üzerinde devam eden anlaşmazlıklar ve Gaulle ve Roosevelt arasında uzun süredir devam eden kişisel karşılıklı düşmanlık vardı. Aynı zamanda, Amerikalıların ve İngilizlerin konferans gündeminde yer alan pek çok madde ile ilgili olarak Fransız amaçlarının, üzerinde mutabık kalınan Anglo ve Amerikan amaçları ile çatışabileceği yönünde olan yargısını da yansıtıyordu.
Anlaşmalar
Konferansın sonunda, üç hükümet başkanı aşağıda yer alan kararlar üzerinde anlaşma sağladılar. Diğer tüm problemler, mümkün olan en kısa sürede çağrılacak olan son barış konferansı ile kalıcı bir şekilde çözülecekti.
Almanya
- Müttefikler Almanya’nın meslekteki hedeflerinden bir bildiri yayınladı; Nazilerden arındırılma, demokratikleşme, yerelleşme ve söküm. Daha spesifik olarak, Almanya’nın silahsızlandırılmasına ve askerden arındırılmasına gelince, Müttefikler, Gestapo, SD, SA, SS, deniz, kara ve hava kuvvetlerinin yanı sıra tüm örgütleri, kurumları ve kurmayları kaldırmaya karar verdiler. Almanya’da olan askeri geleneği yaşatmak ile görevliydi. Üç Büyükler, Almanya’nın demokratikleşmesine gelince, Nazi Partisi ve bağlı kuruluşlarının yok edilmesinin çok önemli olduğunu düşündüler. Böylece Müttefikler, Alman siyasi yaşamının demokratik bir devlette yeniden inşasına hazırlanacak ve tüm Nazi faaliyetlerine engel olacaklardı.
- Tüm Nazi yasaları kaldırılacaktı. Bu yasalar siyasi görüş, inanç ve ırk temelinde ayrımcılık tesis etti ve sonuç olarak demokratik bir ülkede bu durum asla kabul edilemezdi.
- Yalta’da prensipte karşılaştırıldığı gibi, her ikisi de Avusturya ve Almanya dört işgal bölgesine bölünecek ve benzeri şekilde, her başkent (Viyana ve Berlin) dört bölgeye ayrılacaktı.
- Nazi savaş suçluları yargılanacaktı. Üç hükümet, Potsdam Konferansı’nda Ekim 1943 Moskova Deklarasyonu kapsamında olan suçlarında coğrafi kısıtlama olmayan savaş suçlularının yargılanma seçenekleri konusunda ortak noktada anlaşmaya çalıştı. Aynı zamanda liderler, Fransa, Sovyetler Birliği, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri temsilcileri arasında devam eden uzun günler süren tartışmalardan da haberdardı. Amaçları, savaş suçlularını en kısa sürede yargılamak ve adaletin bir an önce yerini bulmasıydı. İlk sanık listesi 1 Eylül tarihinden önce yayınlanacaktı. Londra müzakerelerinin bir anlaşma ile onaylanan olumlu bir sonuca sahip olması ise liderlerin amacıydı. (8 Ağustos 1945 tarihinde Londra’da imzalanmıştır.)
- Polonya’nın en batı kısımları, Avusturya, Sudetenland, Alsace-Lorraine dahil Avrupa’da olan tüm Alman ilhakları geri alınacaktı.
- Almanya’nın doğu sınırı batıya doğru Oder ve Neisse hattına kaydırılacak ve Almanya’nın büyüklüğü 1937 sınırlarının çeyreğe yakını azaltılacaktı. Yeni sınırın doğusunda yer alan topraklar Pomeranya’nın üçte ikisi, Doğu Prusya, Silezya ve Batı Prusya idi. Alman ağır sanayisinin ikinci en büyük merkezi olan yukarı Silezya dışında olan bu alanlar, aslında tarımsal alanlardı.
- Almanya’nın yeni doğu sınırlarının ötesinde kalan Alman nüfusun “insancıl ve düzenli” sürgünleri Macaristan, Çekoslovakya ve Polonya’dan gerçekleşecekti, fakat Yugoslavya’dan değildi.
- Kamu görevlerinde bulunan ve savaş sonrası Müttefiklerin amaçlarına karşı çıkan Nazi Partisi üyeleri tespit edilip görevlerine son verilecekti. Ahlaki ve siyasi inançlarına göre demokratik bir sistemi destekleyen insanlar onların yerini alınacaktı.
- Yargı sistemi, yasalar ve eşitlik altında devlet gibi demokratik ideallere dayalı olarak yeniden düzenlenecekti.
- Demokratik fikirler geliştirmek ve faşist doktrinleri ortadan kaldırmak için Almanya’nın eğitim sistemi kontrol altına alınacaktı.
- Müttefikler, kamuoyunda tartışma hakkı ve Almanya’da toplanma hakkı olan demokratik partilerin varlığını teşvik ettiler.
- Basın, ifade, din ve dini kurumlara saygı duyulmalıydı. Serbest sendikaların kurulmasına da izin verilecekti.
- Almanya’da yer alan işgal bölgesinden Sovyetler Birliği’ne savaş tazminatı kararlaştırıldı. Bu tazminatlara ek olarak, Sovyetler Birliği batıda yer alan işgal bölgelerinden de tazminatlar alacak, fakat batı bölgelerinde olan Alman sanayileri üzerindeki tüm iddialardan vazgeçmek zorunda kalacaktı. Özellikle, makine, kimya ve metalruji imalat sanayilerinden oluşan kullanılabilir endüstriyel sermaye ekipmanının %15’i doğudan gelen petrol, kil, kereste, çinko, potas, kömür ve gıda ürünleri karşılığında batı ülkelerinden kaldırılacaktı. Polonya’nın tazminat talepleri konusunda Sovyetler Birliği, kendi payına düşen tazminatlardan çözme sözü verdi. Kabul edilen Stalin, Polonya’nın Alman tazminatı bölümünden çıkarılmasını ve daha sonra Sovyetler Birliği’ne verilen tazminatın %15’lik kısmının verilmesini tavsiye etti. Sovyetler Birliği, Müttefik birlikler tarafından Almanya’da bulunan altın üzerinde hiçbir iddiada bulunmadı.
- Konferans, ticari gemilerin ve mağlup Alman donanmasının kullanımı ve illeri zamanlarda olan kullanımına ilişkin sırınlar koymanın gerekli olduğu sonucuna varmıştır. Sovyet, İngiliz ve Amerikan hükümetleri, üç hükümet tarafından kısa sürede açıklanacak ve üzerinde uzlaşacak ilkelere yol açmak için iş birliği yapacak uzmanlar görevlendireceklerine karar verdiler.
- Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve diğer ülkelere savaş tazminatları, altı ay içinde belirlenecek miktarlar ile kendi işgal bölgelerinden alınacaktı. Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri, doğu işgal bölgesinde yer alan Alman sanayileri ve ayrıca Doğu Avusturya, Romanya, Macaristan, Finlandiya ve Bulgaristan’da olan Alman yabancı varlıkları üzerindeki tüm iddialardan vazgeçeceklerdi. Batı bölgelerinden tazminatların karşılanması için endüstriyel ekipmanın kaldırılması, tazminatların belirlenmesinden başlayarak iki sene süre içinde tamamlanacaktı. Müttefik Kontrol Konseyi, Fransa’nın katılımı ile ve Müttefik Komisyonu tarafından belirlenen politikalar doğrultusunda teçhizatın tespitini yapacaktı.
- Alman yaşam standardının Avrupa ortalamasını aşmasını engellenecekti. Bunu başarmak için parçalanacak sanayi miktarları ve türleri daha sonra belirlenecekti.
- Almanya endüstriyel savaş potansiyeli, askeri potansiyeli olan tüm endüstrilerin yok edilmesi ya da kontrol edilmesi ile yok edilecekti. Bu amaçla, tüm uçak fabrikaları ve sivil tersaneler demonte edilecek ya da başka bir şekilde imha edilecekti. Savaş potansiyeli ile ilişkili tüm üretim kapasitesi –makine, kimyasallar ya da metal imalatı gibi- daha sonra Müttefik Kontrol Komisyonu tarafından belirlenecek olan minimum düzeye indirilecekti. Bu şekilde yapılan üretim kapasitesi “fazlalık”, tazminat olacak dağıtılacak ya da başka bir şekilde imha edilecekti. Tüm araştırma ve uluslararası ticaret kontrol altına alınacaktı. Ekonomi, öncelikli olarak barışçıl yerli sanayilere ve tarıma ağırlık verilerek ademi merkezileştirilerek (parçalanmadan ayrılma) ve yeniden düzenlenecekti. 1946 yılının başlarında, ikincisinin ayrıntıları üzerinde bir anlaşmaya varıldı: Almanya hafif ve tarımsal bir sanayi bölgesine dönüştürülecekti. Almanya’nın ihracatı, Almanya’nın savaş öncesi ihracatının çoğunu oluşturan ağır sanayi ürünlerinin yerini alacak olan tekstil, oyuncak, bira, kömür vb. olacaktı.
- Potsdam anlaşmalarının kendi işgal bölgesinde uygulanmasına direnen Fransa, doğudan sürülen Almanları yeniden yerleştirmeyi reddetti. Dahası, Müttefik Kontrol Konseyi’nin işlemlerinde Fransızlar, Potsdam anlaşmalarına uyma yükümlülüğünü kabul etmediler; özellikle, nihai olarak birleşik bir Alman hükümetinin ortaya çıkmasına yol açabilecek her şeyi ve bir bütün olarak Almanya’da ortak kurumlar ve politikalar kurmaya ilişkin her türlü öneriyi engelleme hakkını saklı tuttu.
Avusturya
- Sovyetler Birliği, Karl Renner’ın geçici hükümetinin yetkisinin tüm Avusturya’yı kapsayacak şekilde genişletilmesini tavsiye etti. Müttefikler, Amerikan ve İngiliz güçlerinin Viyana’ya girmesinden sonra tavsiyeni incelemeyi kabul ettiler.
Polonya
- Ulusal Birlik Geçici Hükümeti Sovyetler tarafından oluşturulan ve Lublin Polonyalılar olarak bilinen, her üç güç tarafından tanınması amaçlanmıştır. Üç Büyük’ün Sovyet kontrolünde olan hükümeti tanıması, Londra Polonyalıları olarak bilinen sürgünde olan Polonya hükümetinin tanınmasının sona ermesi anlamına geliyordu.
- Amerika Birleşik Devletleri ve Britanya hükümetleri, Polonya geçici hükümetinin Polonya topraklarında bulunan mülke sahip olması, bu mülkün tüm yasa haklarına sahip olması, böylece başka hiçbir hükümetin sahip olmaması için tedbirler aldı.
- Komünist ülkeye dönmek isteyen İngiliz Ordusunda görev yapan Polonyalılar, güvenlikleri garanti altına alınmış şekilde Polonya’ya dönmekte özgür olacaklardı.
- Müttefikler, Polonya’ya dönen tüm yerli halkın mülkiyet ve kişisel haklarının tanınması konusunda anlaştılar.
- Polonya geçici hükümet en kısa zamanda yaygın gizli ve genel oy pusulası ile mümkün, serbest seçimler gibi beklemek konusunda anlaştılar. Nazi ve Demokratik karşıtı olan partiler bu seçimlere katılma hakkına sahip olacak ve Müttefik basın temsilcilerinin seçim sırasında olan gelişmeleri bildirme konusunda tam özgürlüğü olacaktı.
- Polonya’nın tazminat taleplerini Sovyetler Birliği, genel tazminat ödemeleri içindeki kendi payından çözeceğini ilan etti.
- Geçici batı sınırı, Neisse ve Oder Nehirleri tarafından tanımlanan Oder-Neisse hattı olacaktır. Eski Danzig Özgür Şehri, Doğu Prusya’nın güney kesimi, Pomeranya ve Silezya Polonya yönetimi altında olacaktı. Bununla beraber, Polonya’nın batı sınırının nihai sınırlandırılması, 45 yıl sonra, 1990 yılında Almanya ile İlgili Nihai Çözüm Anlaşması olarak gerçekleşecek olan barış anlaşmasını belirleyecekti.
- Sovyetler Birliği, Konferansa, bu bölgelerde barış sağlandıktan sonra ortadaki bölgesel problemlerin kalıcı olarak çözülmesi gerektiğini önerdi. Teklif, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin batı sınırının Baltık Denizi yakında yer alan bölümüne atıfta bulundu. Bu bölge, Litvanya, Polonya Cumhuriyeti ve Doğu Prusya sınırlarının buluşma noktasına, Braunsberg ve Goldap’ın kuzeyine, Danzig Körfezi’nin doğu kıyısından doğuya geçecekti.
- Konferansta Sovyetler Birliği’nin tavsiyesi değerlendirildi ve Sovyetler Birliği’ne, Königsberg şehrinin ve yakınındaki bölgenin devredilmesine karar verildi. Başbakan Winston Churcill ve Başkan Harry S. Truman, barış sağlandığında Konferansın tavsiyesini destekleyeceklerini garanti ettiler.
İtalya
- Sovyetler Birliği, Birleşmiş Milletler Şartı ve Yalta Konferansı’nda kararlaştırılanlara uygun olarak, zorunlu bölgeler ile ilgili konferansa bir teklifte bulundu. Bu problem ile ilgili çeşitli görüşlerin tartışılmasının ardından, dışişleri bakanları, herhangi bir eski İtalya topraklarının düzenlenmesi ile beraber, İtalya için bir barış anlaşmasının hazırlanmasına hemen karar vermenin gerekli olduğu konusunda anlaştılar. Eylül ayında Dışişleri Bakanları Konseyi İtalyan toprakları problemini inceleyecekti.
Dışişleri Bakanları Konseyi
Konseyin kurulması, Kırım Konferansı’nın üç hükümetin dışişleri bakanları arasında periyodik toplantılar yapılması konusunda yapmış oldukları anlaşmaya aykırı değildi. Konseyin kurulması için yapılan anlaşma metnine göre şu kararlar verildi:
- Amerika Birleşik Devletleri, Fransa, Çin, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ve Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlarından oluşan bir Konsey kurulmalıdır.
- Konsey Ortak Sekreterliği oluşturmalıdır ve Londra’da toplanılmalıdır. Dışişleri bakanlarının her birine, küçük bir teknik danışman kadrosu ve dışişleri bakanlarının yokluğunda Konsey çalışmalarını sürdürmek için uygun şekilde yetkilendirilmiş yüksek rütbeli bir yardımcı eşlik edecek. Konseyin ilk toplantısı 1 Eylül 1945 tarihine kadar Londra’da yapılmalıdır. Toplantılar başka başkentlerde de ortak anlaşma ile yapılmalıdır.
- Konsey, Birleşmiş Milletler’e sunulması amacı ile Finlandiya, Macaristan, Bulgaristan, Romanya ve İtalya ile savaşın sona ermesini bekleyen bölgesel sorunların çözümünü önerme ve barış antlaşmaları yazma yetkisine sahip olmalıdır. Konsey ayrıca, amaca uygun bir hükümet kurulduğunda Almanya hükümeti tarafından kabul edilecek bir barış anlaşması hazırlanmalıdır. Önceki görevleri yerine getirmek için Konsey, ilgili düşman devlete empoze edilen temel şartları imzalayan devletleri temsil eden üyelerden oluşacaktır.
- Konsey, temsil edilemeyen bir devleti doğrudan ilgilendiren bir sorunu değerlendirecek herhangi bir durumda, bu devletten, bu sorunun tartışılmasına katılmak üzere temsilciler göndermesi talep edilmelidir. Konsey, prosedürünü incelenen belirli soruna uyarlayabilecektir. İlgili diğer devletlerin katılımından önce ilk görüşmelerini bazı durumlarda yapabilir. Konferansın kararını takiben, Üç Büyüklerin her biri, Konseyin kurulmasına katılmaları ve metni benimsemeleri için Fransa hükümetine ve Çin Hükümetine bir davet gönderdiler.
İlginizi çekebilir: Sazlıdere Savaşı Kimler Arasında Gerçekleşti? Sebepleri, Sonuçları ve Önemi
Yorumlar - Yorum yapmak için tiklayin