Biyoloji

Partenogenez Nedir? Üremenin Avantajları ve Dezavantajları Nelerdir?

Partenogenez Nedir? Üremenin Avantajları ve Dezavantajları Nelerdir?

Başlıklar

Partenogenez Nedir?

Canlılar nesillerini üreme yolu ile devam ettirirler. Tek hücreli canlılar bile kendine özgü şekillerde ürerler. Canlılar eşeysiz üreme ya da eşeyli üreme ile çoğalabilirler. Eşeysiz üreme çeşidinde döllenme olayı ve üreme hücreleri bulunmaz. Bakterilerin ortadan ikiye bölünerek üremesi eşeysiz üreme olayına örnek verilebilir. Bitkilerde meydana gelen yumru ile üreme, soğan ile üreme ve çelik ile üreme de eşeysiz üreme çeşitlerinden bazılarıdır. Peki partenogenez nedir? Eşeyli üremede mayoz bölünmeden meydana gelen üreme hücrelerine ve döllenme olayına ihtiyaç duyulur. Bazı canlılarda üreme hücresi oluşur ancak döllenmeden gelişerek yeni bir birey ortaya çıkarır. Bu özel üreme şekline partenogenez adı verilir.

Partenogenez Olayı

Bal arısı gibi bazı canlıların yumurta hücresinin yani dişi gametin döllenme olayı olmadan gelişip yeni bir birey oluşturmasına partenogenez denir. Partenogenez olayında döllenme olmadığı için bir çeşit eşeysiz üreme olarak da kabul edilir. Partenogenez olayı deneysel yöntemler ile de meydana gelebilir.

Not: Partenogenez bazı kaynaklarda eşeyli üreme çeşidi olarak da geçmektedir. Bunun nedeni ise haploid partenogenezde görüldüğü gibi olayda görev alan eşey hücrelerinin mayoz bölünme ile oluşmasıdır. Bu sebepten ötürü partenogenez ile üreme kalıtsal çeşitlilik sağlayan bir olaydır.

Partenogenez Nedir?

Partenogenez Kimlerde Görülür?

Partenogenez olayı için genellikle bal arısı örneği verilse de bu olay pek çok canlıda gerçekleşen bir olaydır. Partenogenezin görüldüğü canlılardan bazıları şunlardır:

  • Bal arıları
  • Bazı kelebek türleri
  • Su pireleri
  • Karıncalar
  • Yaprak bitleri
  • Bazı kurbağa türleri
  • Bazı balık türleri
  • Bazı sürüngen türleri
  • Bazı kuş türleri

Bal Arılarının Partenogenez ile Çoğalması

Bal arılarının hayatlarını sürdürdüğü kovanda, aralarında hiyerarşik yapılanma bulunan erkek arı, işçi arı ve 1 tane de kraliçe arı vardır. Kraliçe arı salgılamış olduğu feromon isimli özel koku ile koloninin düzenini ve yumurta oluşturarak da koloninin yıllar boyunca sorunsuz şekilde devam etmesini sağlar. İşçi arılar bir kraliçe arıya göre daha kısa ve ufaktır. Genç işçilerin taşıyarak getirdiği arı sütü ile beslenip onlar tarafından, gelebilecek pek çok tehlikeye karşı korunur. Kraliçe arının da işçi arılarda olduğu gibi iğnesi vardır. Ancak bu iğneyi genelde insanlara karşı değil de rakip kraliçe arıya karşı kullanır. Diploid kromozom sayısına sahip kraliçe arının bir günde bıraktığı yumurta sayısı yaklaşık olarak 1000 ile 3000 arasında değişmektedir.

Yumurtalar mayoz bölünme ile meydana gelir ve “n” kromozom sayısına sahiplerdir. Bir kovanda bulunan dişi arılar eşeyli üreme (yumurtanın döllenmesi ile) ile erkek arılar ise eşeysiz üreme yani partenogenez ile üreme sonucu meydana gelir. Partenogenez ile üreme olayı aynı zamanda omurgasız canlıların kontrol edilmesini ve cinsiyetin belli olmasını sağlar.

Döllenmiş Yumurtalardan Dişi Arılar Gelişmesi

Kovanlarda bulunan kraliçe arılar yalnız çiftleşme amacı için kovanın dışına çıkar ve genelde sadece 2 kez çiftleşme uçuşu yapar. Çiftleşme dönemi geldiği zaman aynı gün içinde ya da ertesi birkaç günde yaklaşık 3 ile 10 erkek arı ile beraber havada çiftleşme gerçekleşebilir. Çiftleşme gerçekleştikten sonra kovana dönen kraliçe arıya işçi arılar tarafından bakım ve özen gösterilir. İşçi arıların temizleyip cilalamış olduğu petek gözlerine kraliçe arı birer tane yumurta bırakır. Petek gözlerinin boyutu farklı olabilir. Büyük olan petek gözlerine bir tane dölsüz yumurta bırakılırken, küçük petek gözlerine bir tane döllü yumurta bırakılır.

Döllenmiş olan yumurtanın gelişmesinden yaklaşık 21 gün sonra işçi arılar, döllenmemiş olan yumurtaların mitoz bölünme ile gelişmesinden 24 gün sonra ise erkek arılar meydana gelir. Kovanda herhangi bir sebepten dolayı kraliçe arı yoksa işçi arılar yüksük adı verilen bir petek gözü oluşturup döllenmiş olan yumurtalardan bir tanesini buraya taşır. İşçi arılar, kraliçe arı adayını arı sütü ile besleyerek 16 gün içerisinde genç bir kraliçe arının oluşmasını sağlarlar.

İşçi Arıların Görevleri

Bir kolonide bulunan işçi arıların sayısı bazı mevsimlere ve çeşitli nedenlere göre değişkenlik gösterir. Bu sayı yaz ayları dönemi için 60.000 ile 80.000 arasında iken, kış ayları dönemi için 10.000 ile 20.000 arasında değişmektedir. İşçi arıların yaşama süresi kış ayları döneminde 4 ay ile 6 ay arasında iken yaz ayları döneminde 40 gün ile 60 gün arasındadır. İşçi arıların pek çok görevi bulunmaktadır. Görevlerinden bazıları şu şekildedir:

  • Kovanı havalandırmak
  • Kovanı pisliklerden temizlemek
  • Bal mumu salgılamak
  • Arı sütü salgılamak
  • Petek yapmak
  • Yavrulara besleyip büyütmek
  • Kraliçe arının bakımı ve beslenmesi
  • Kovanı ortaya çıkabilecek tehlikelere karşı korumak
  • Nektar toplamak
  • Polen toplamak
  • Propolis ve su taşıyıp balın olgunlaşmasını sağlamak

Kraliçe arılar gibi döllenmiş olan yumurtalardan oluşan işçi arılar, 2n kromozoma sahiplerdir ve cinsiyeti dişidir. Ancak kraliçe arının salgılamış olduğu feromonlar işçi arıların yumurtalıkların yeterince gelişmesini önler. Bu sebepten dolayı işçi arılar üreyemez yani kısırlardır. Kraliçenin olmadığı kovanda genç bir kraliçe arı yetiştirme ihtimali yok ise işçi arılardan bazılarının yumurtalıkları gelişir ve yalancı kraliçe arıya dönüşür. Yalancı kraliçeler döllenmemiş yumurta üretemez yalnız döllenmiş yumurta üretir. Böyle bir koloni belirli bir süre sonra erkek arılarla dolar ve artık bir işlevi kalmaz.

Polen Toplama

Arılar özellikle yavru büyütmek için ve beslenmek için kesinlikle polene ihtiyaç duyarlar. Polen yağ, protein, yağ ve mineral madde kaynağıdır. Koloninin kuluçka faaliyeti göstermesi ve işçi arıların arı sütü salgılaması için polen gereklidir. İşçi arı, çiçeklerde dolaştıktan sonra vücudunun üzerinde bulunan poleni orta bacağındaki tüyleri kullanarak arka bacaklarındaki polen sepetine koyarak kovana getirir ve petek gözüne aktarır. Kovanın içinde çalışan işçi arılar bu poleni alarak petek gözü içine başı ve çenesi ile yerleştirir ve diliyle de nemlenmesini sağlar.

Polen yükü olan iki polen kümesini ortaya çıkarmak için yaklaşık 50 ile 100 çiçeğin ziyaret edilmesi gerektir. 1500 yonca çiçeğinin ziyaret edilmesi ile bir petek gözü polenle dolar. Polen toplamak için yapılan günlük uçuş sayısı 6 ile 8 civarıdır ancak bu sayı bazı durumlarda 45’e kadar çıkabilir. İşçi arının taşımış olduğu polen kümesinin kütlesi 12 mg ile 25 mg arasında değişkenlik göstermektedir. Koloniye polen getiren arı, polenin kaynağının kovana olan mesafesini ve yerini tarif etmek için “Arı dansı” denilen özel bir dans yapar.

Nektar Toplama

Nektar ya da diğer bir adıyla bal özü, arıların bal yapmak için çiçeklerden toplamış olduğu şekerli yapıdaki sıvıya denmektedir. Arı, dilini kullanarak bir çiçekte nektar olup olmadığını tespit eder. Ayrıca nektarın varlığını kokusunu alarak da anlayabilir. Arı kursağını tamamen doldurana kadar çiçekleri ziyaret eder ve nektarı bulduğu anda hızla kursağına çeker. Kursağını tamamen doldurmak isteyen bir arı küçük çiçeklerden 1000 ile 1500 tane çiçek ziyaret ederken bazen de büyük çiçeklerden 100 ziyaret ile kursağını doldurabilir. Nektar taşıyan bir arı günlük 8-10 civarı sefer yapmaktadır. Bu sayı 24’e kadar çıkabilmektedir. Arının tek seferde taşıdığı nektar miktarı 30-50 mg’dır. Koloniye nektar getiren arı, polen toplamada yaptığı gibi nektarın kaynağının kovana olan mesafesini ve yerini tarif etmek için dans eder.

Arı topladığı nektarın bir miktarını kovandaki diğer arılara vererek taşıdığı nektarın şekerinin ne kadar yoğun olduğu hakkında bilgiler paylaşır. Arılar genelde şeker yoğunluğunun fazla olduğu nektarları tercih eder. Nektarı taşıyan arı, kovanın içine girdiği anda nektarı kovanda çalışan arılara verir. O arılar da almış oldukları nektarı petek gözlerine aktarırlar.

Propolis Toplama

Arılar propolisin bulunduğu kaynağı çenesini kullanarak ısırır, ön bacakları sayesinde koparır ve polen sepetine atarak yaşadığı kovana kadar taşırlar. Kovanın içinde bulunan diğer arılar propolisi çekip küçük hale getirir ve istediği yere yapıştırırlar. Arılar propolisi, kovanın dezenfekte edilmesinde, kovana giren ve dışarı atılmayan herhangi bir canlının propolis ile kapatılarak kokuşmasının önlenmesinde ve kovanda oluşan çatlakların, patlakların ve deliklerin kapatılması için kullanılır.

Su Taşıma

Arılar da diğer canlılar gibi suya ihtiyaç duyarlar. Arılar suyu, kovan içi serinletmede, nemlendirmede ve yavru bakımında kullanırlar. Suyu kovana götüren arılar, kovan içine geldiklerinde getirmiş oldukları suyu diğer çalışan arılara verirler. Aktarmak için 1 arıya ihtiyaç duyulduğu gibi 18 arıya da ihtiyaç duyulduğu görülmüştür. Su kaynağının yeri, nasanof feromonu ile işaretlenerek diğer arıların yerini kolay şekilde bulmasına yardımcı olunur. Su, kuru ve sıcak havalarda nektar ve polen gibi depolanmaktadır. Peteğin üst kısmına, balmumu kullanarak yapılan küçük bölmelere su depolanır. Kovana su taşıyan arılar günlük 50 sefer yaparlar. Kovana taşıması yapılan suyun ağırlığı 25 mg ile 50 mg arasında değişkenlik göstermektedir. Bu nedenle bir arı gün içerisinde 1250 mg suyu taşıyabilir. Kovana 1 litre suyun taşınması için 800 arının su taşıması gereklidir.

Erkek Arılar

Erkek arılar haploid döllenmiş olan yumurtalardan gelişen larvaların kovanda bulunan işçi arılar tarafından beslenmesi ile meydana gelirler. Erkek arılar haploid kromozomlu olduğu için spermleri mitoz bölünmenin gerçekleşmesi ile oluşur. Erkek arılarda mum bezeleri ve iğne yoktur. Görevleri kraliçe arı ile çiftleşmek ve sperm üretmektir. Erkek arıların ömürleri 55 gün ile 60 gün civarıdır ve oğul verme dönemindeki erkek arıların sayısı 500 ile 2000 arasında değişmektedir. Kraliçe arıların ömrü ise 5 yıl ile 7 yıl arasındadır. 3 yaşından sonra kraliçenin sperm kesesinde bulunan spermatozoitlerin sayısı azaldığı için petek gözlerine bırakılan yumurtalar döllenmemiş olan yumurtalardır. Bu döllenmemiş olan yumurtaların gelişmesi sonucu erkek arılar ortaya çıkar.

Kraliçe arı (diploid kromozomlu) - Mayoz bölünme - Yumurta (haploid kromozomlu)

Erkek arı (haploid kromozomlu) - Mitoz bölünme - Sperm (haploid kromozomlu)

Döllenmiş yumurta - haploid kromozomlu - Dişi arılar ve kraliçe arı

Döllenmemiş yumurta (haploid kromozomlu) - Partenogenez - Erkek arılar (haploid kromozomlu) 

  • Kraliçe arı: Eşeyli üremenin meydana gelmesi sonucu döllenmiş yumurtadan gelişen diploid kromozom sayısına sahip ve üretken dişi arıdır.
  • İşçi arılar: Kraliçe arıda olduğu gibi eşeyli üremenin meydana gelmesi sonucu döllenmiş yumurtadan gelişen diploid kromozomlu ancak üretkenliği olmayan dişi arılardır.
  • Erkek arılar: Haploid kromozomlu döllenmemiş yumurtadan partenogenez ile meydana gelen arılardır.

Diğer Partenogenetik Üreme Örnekleri

Diğer Partenogenetik Üreme Örnekleri

Partenogenez pek çok canlının üreme şeklidir. Partenogenez ile üreyen canlılara aşağıdakileri örnekleri verebiliriz:

  • Komodo Ejderi: 3 metre uzunluğa ve 70 kg ağırlığa ulaşabilen bu komodo ejderi adı verilen dev boyuttaki kertenkeleler partenogenez ile üreme yaptıkları pek çok kaynak tarafından doğrulanmıştır. Dişi komodo ejderlerinin çiftleşmesi ve neslini devam ettirmesi için her zaman bir erkek komodo ejderine ihtiyacı yoktur. Araştırmacılar Avrupa’da esir tutulan 2 dişi komodo ejderinin bir erkek komodo ejderi olmadan döllenmeye elverişli yumurta bıraktıklarını buldu. İlk başta bilim insanları 2 yıl boyunca erkek komodo ejderi ile karşılaşmayan dişi komodo ejderlerinin başta erkeklerden aldığı spermleri bir yerlere sakladığını düşündü ancak yumurtalar üzerine yaptıkları araştırmalar neticesinde döllenmemiş yumurtalar olduklarına karar verdiler.
  • Yaprak Bitleri: Yeşil yaprak bitleri bitkilerin konukçusu olarak öz suyunu emer ve kurumasına neden olurlar. Aphidoidea ailesine ait 4000 çeşitten oluşan ve genelde ana besinleri yapraklar olan yaprak bitleri, hem eşeyli üreme ile hem de eşeysiz üreme ile çoğalır. Yaprak bitleri, mevsimsel değişiklik gösterir ve ilk bahar aylarında partenogenez ile ürer.
  • Siyah Uçlu Resif Köpekbalığı: Siyah uçlu köpekbalığı ya da diğer bir adıyla Carcharhinus melanopterus yüzgeçleri üzerinde belirgin bir şekilde siyah yüzgeçleri olan köpek balığıdır. Gezegenimizin subtropikal ve tropikal sularında oldukça yaygın görülen bir türdür. Siyah uçlu köpekbalığı hem cinsel hem de aseksüel şekilde üreyebilen canlıdır. 2007 yılında Virginia Akvaryum ve Deniz Bilimleri Merkezinde hiçbir erkek tarafından çiftleştirilmemesine rağmen siyah uçlu köpekbalığının partenogenez sonucu hamile kaldığı tespit edildi.
  • Sphyrna Tiburo: Sphyrna tibura gezegende yaşayan tek omurgalı köpekbalığı türüdür. Onu belirgin kılan özelliği çekiç şekline benzer bir kafatasına sahip olmasıdır. Genellikle ılık okyanuslarda yaşamayı tercih eder bu sebepten ötürü de sürekli göç eder. Sphyrna tiburo 2007 yılında Henry Doorly Hayvanat Bahçesi’nde parteogenez ile üreme sağladı. Yapılan DNA analizleri ile kanıtlandı.
  • Epiperipatus Imthurni: Peripatidae familyasına ait kadife solucan türüdür. Bu zamana kadar yapılan çalışmalara göre hiç erkek Epiperipatus imthurni tespit edilmemiştir. Bu türün de partenogenez ile üredikleri bilinmektedir.
  • Triaeris Stenaspis: Oonopidae familyasına ait olan bir örümcek türüdür. Triaeris stenaspis, Avusturalya, Galapagos Adaları, Madagaskar, Amerika Birleşik Devletleri ve Arjantin gibi çok geniş bir coğrafya yayılmışlardır. Bu türünde şimdiye kadar erkek üyesine hiç rastlanmamıştır.
  • Indotyphlops Braminus: Indotyphlops braminus Afrika’ya özgü olan ancak zehirsiz olan bir kör yılandır. Solucana olan benzerliği ile de dikkat çeken bir yılan çeşididir. Indotyphlops braminus’un bugüne kadar hiç erkek bireyine rastlanmamıştır ve partenogenez ile üreme sağlamaktadır.
  • Daphnia Pulex: Daphnia pulex çeşitli sulak alanlarda bulunan ve gezegende en çok yayılım gösteren bir su piresidir. Hemoglobin üretiminden dolayı hipertrofik sularda kırmızıya yakın bir renkte görülebilir. Bu canlılarda hem cinsel hem de aseksüel üremede bulunabilirler. Daphnia pulex partenogenez ile neslini devam ettirmektedir.

Diğer Partenogenetik Üreme Örnekleri Su Biti

Partenogenez Çeşitleri

Partenogenezin 2 çeşidi bulunmaktadır. Bunlardan biri diploid partenogenez diğeri ise haploid partenogenezdir.

  • Haploid (İsteğe bağlı) Partenogenez: Bal arılarında ve bazı hayvan çeşitlerinde görülen partenogenez çeşidi haploid ya da isteğe bağlı partenogenezdir. Mayoz bölünme sonucu ortaya çıkan haploid yumurtaların döllenme olmadan gelişmesi ile erkek bireyi meydana getirmesi isteğe bağlı partenogeneze örnektir. Döllenen yumurtadan ise diploid kromozoma sahip dişi bireyler gelişir.

Dişiler (diploid kromozomlu) - Yumurta (haploid kromozomlu) mayoz bölünme ile oluşur.

Haploid partenogenez – Yumurta (haploid kromozomlu)- Döllenmeden gerçekleşirse - Erkek bireyler (haploid kromozomlu) oluşur.

Erkekler (haploid kromozomlu) - Spermatozoit (haploid kromozomlu) - Mitoz bölünme ile oluşur.

Eşeyli üreme - Yumurta ile spermatozoit döllenirse - diploid kromozomlu dişi bireyler gelişir.

  • Diploid (Zorunlu) Partenogenez: Partenogenez ile çoğalan bazı canlı türlerinin kolonilerde yalnızca dişi bireyler bulunur. Bazı sürüngen, balık ve çift yaşamlı türlerinde diploid partenogenez görülür. Su pirelerinde görülen partenogenez de bu biçimdedir. Kamçı kuyruklu kertenkelelerde sadece dişi bireyler bulunur, erkek bireyler yoktur. Olay şu şekilde gerçekleşir. Dişi bireylerde yumurta oluşurken mayoz II’de oluşan iki hücrenin kromozomları birleşir. Bunun sonucunda 2n kromozom sayılı yani diploid çekirdekli bir yumurta meydan gelir. Bu tip yumurtalardan döllenmeye gerek kalmadan mitoz bölünme yolu ile yeni diploid kromozomlu dişi bireyler gelişir. Erkek bireyler ancak normal bir eşeyli üreme ile yani normal bir yumurtanın normal bir sperm ile döllenmesi yoluyla gelişebilir.

Dişiler (diploid kromozomlu) - Mayoz bölünme - Yumurta (haploid kromozomlu) ve kutup hücreleri (haploid kromozomlu) birleşir - Diploid kromozomlu bir yumurta oluşur.

Diploid partenogenez - Diploid kromozomlu yumurta – mitoz bölünme ile gelişir - Dişi bireyler oluşur.

Erkekler (diploid kromozomlu) - Sperm ( haploid kromozomlu) mayoz bölünme ile oluşur.

Sperm (haploid kromozomlu) + Normal yumurta (haploid kromozomlu) - Erkek birey (diploid kromozomlu) oluşur.

Asma bitkilerinde ve arılarda görülen partenogenez mevsimseldir. Yaz ayları içerisinde partenogenez ile üreme gerçekleşir. Kış ayları gelene kadar sağlıklı şekilde muhafaza edilmesi gereken döllenmiş yumurtalar sonbahar ayları geldiğinde bırakılır.

Partenogenez Çeşitleri

Omurgalılarda Partenogenez

Partenogenez hem omurgalı hem de omurgasız canlılarda görülen üreme çeşididir. Bazı kuş türlerine partenogenez görülse de memeli canlılarda ortaya çıkmaz. Hindilerin %30 ile %40’ında partenogenez tespit edilse de döllenmemiş olan yumurtalar sadece belirli bir embriyonik evreye kadar gelişme gösterir. Tavuk yumurtalarında çok nadir oranda partenogenez ile bir horoz meydana gelir.

Deneysel Partenogenez

Partenogenez doğada kendiliğinden ortaya çıkan bir olaydır ancak bazı deneysel yollarla da meydana gelebilmektedir. Normalde partenogenez ile üreme yapmayan kuşlar, sürüngenler, denizkestaneleri, kurbağalar ve ipekböcekleri gibi canlıların yumurtaları laboratuvar ortamında gerçekleştirilen deneyler ile mekanik şekilde ya da elektriksel yollar ile uyarılar gönderilerek döllenmeden gelişme sağlanabilir. Sıcaklık derecelerinde görülen değişim, X ya da UV ışınları, suyun tuzluluk oranı, ortamda bulunan kimyasal maddeler ve ortamın pH değeri de deneysel partenogenez uyarılarından bazılarıdır.

Kendi Kendine Üremenin Avantajları ve Dezavantajları

Partenogenez olayı çok nadiren görülse de bu olayı gerçekleştirebilen dişilerde pek çok katkısı vardır. Eşeysiz şekilde üreme, seçilim baskısının yüksek olduğu ve erkeklerin bulunmasının kolay olmadığı zamanlarda soyun tükenmesini engelleyen bir mekanizma olduğu düşünülmektedir. Bunun nedeni ise gözlemlenen pek çok partenogenez örneğinde popülasyonlarda ortam şartları normal seviyeye gelip, kaynak sayısı arttığında erkek sayısının yeniden arttığı ve dişilerle normal yollar ile çiftleştiği görülmektedir. Fakat erkekleri üretmek bir israf olduğunda ve kaynak sayısı azaldığında, tür içi çeşitlilik azalsa bile dişiler kendi kendilerine üremektedirler. Bu sayede kaynaklar daha fazla korunmaktadır. Bazı durumlarda partenogenez ile dişiler, kedileriyle çiftleşecek eşler bile ortaya çıkarabilirler.

Türün kendisinde cinsiyet nasıl belirleniyorsa, partenogenez ile meydana gelen bir yavrunun cinsiyeti de aynı şekilde tespit edilir. Bazı organizmaların cinsiyeti kromozolarla belirlenir. Mesela sürüngenlerde, balıklarda ve böceklerde XY erkek ve XX dişi kromozomlar vardır. Ancak partenogenez ile üreyen dişi, yalnız elinde bulunan XX kromozomları kullanarak dişi bir yavru meydana getirebilir. Fakat dişilerinde ZW cinsiyet kromozomu olan kuşlar ve yılanlar gibi bazı türlerin meydana getirdiği yavruları, ya nadiren görülen WW kromozoma sahip dişiler olacaktır ya da her zaman görülen ZZ kromozomuna sahip erkekler olacaktır. Yani partenogenez ile üreyen dişi, türüne göre kendi başına hem erkek hem de dişi bireyler meydana getirebilir.

Phoenix Hayvanat Bahçesinde bakılan damalı bir garter yılanı, 1997 yılında birinci erkek yavruyu, 1999 yılında da ikinci erkek yavruyu meydana getirdi. Ortaya çıkan bu yavrular yetişkinliğe kadar yaşamaya devam etti. Bir dişi kendi partenogenez ile ürettiği oğlu ile çiftleşirse bu durum insanlarda akraba evliliği durumu olurdu. Akraba çiftleşmesi pek çok probleme yol açsa da, evrimsel bir açıdan bakılırsa, hiç ürememekten daha iyi olduğu denebilir. Dişilerin partenogenez ile erkek döller ortaya çıkarma yeteneği, doğada eşeysiz üreme örneklerinin şu ana kadar keşfedilenden çok daha fazla meydana geldiğinin ispatıdır.

Eşeysiz üremenin en büyük problemi eşeyli üremenin ortaya çıkardığı çeşitliliği büyük ölçüde engellemesidir. Bu nedenle popülasyonlar hep aynı olmaktadır. Bu durum ortaya çıkabilecek tehdit durumuna direnmeyi zorlaştıracak ve popülasyonun yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olmasına neden olacaktır. Uzmanlar yapmış oldukları çalışmalar sonucunda, partenogenez ile neslini devam ettiren türlerin genellikle parazitlerden, hastalıklardan ya da yaşadıkları yerde ortaya çıkan değişimlerden öldüklerini tespit etmiştir. Partenogenez ile üreyen türlerin akraba çiftleşmesi, onların neslini devam ettirmelerinde kısa süreli olsa da katkıda bulunuyor gibi gözükmektedir.

Bu nedenle burada şaşırtıcı bir evrimsel denge gözükmektedir: eşeyli şekilde üreyen canlıların eşeysiz üremeye geçmesi kaynakların azalmasını engellemek için yapılan yok olmayı yavaşlatan bir durum olsa da, tür içi çeşitliliği azaltmasından dolayı soyu tehdit altına sokmaktadır. Dolayısıyla bu iki düşüncenin çatışması ve etkileşimi, bir türün hangi şekilde üreme sistemi evrimleşeceğini belirliyor gibi gözükmektedir. Bu konu ile ilgili günümüzde halen devam eden pek çok araştırma sürdürülmektedir ve şaşırtıcı sonuçlar ortaya çıkmaktadır.

Partenogenez ile Çoğalma İnsanlarda Gerçekleşebilir Mi?

Partenogenez ile Çoğalma İnsanlarda Gerçekleşebilir Mi?

Partenogenez ile üreme biyoloji konularda eşeyli üreme diye geçse de partenogenez eşeyli üreme özelliklerine sahip bir üreme çeşidi değildir. Partenogenezin eşeyli üreme diye geçmesinin nedeni ise mayoz bölünme sonucu meydana gelen bir eşey hücresinin bu olayda görev almasıdır. Partenogenezde yumurta hücresi döllenmeden ortaya çıkıyor ve bu nedenle haploid (n) kromozom sayısına sahip bir birey oluşuyor. İnsanların tek bir kromozomunun bile haploid olarak kalıtlanması patolojik ya da fizyolojik sendromların hatta bazen de öldürücü özelliklerin meydana gelmesine neden olduğu için, partenogenez ile insanların üremesi mümkün değildir. Biyoloji dünyasında bazı bilimcilerin bu konuda deney ve araştırma yapmasına rağmen herhangi bir olumlu sonuca ulaşılamamıştır.

Aynı Cinsiyetten Üreme Neden Gereklidir?

Bu sorunun doğru şekilde cevaplandırılması için, benzer bir üreme çeşidinin vahşi doğada hangi görevleri yaptığını anlamak gereklidir. Aynı cinsiyetten üremenin gerekli olmasının nedenlerinden bazıları şu şekildedir:

  • Nüfus artışının hızlanması için gereklidir. 
  • Nüfusun hayatta kalması için gereklidir. 
  • Türlerin neslinin tükenmesinin engellenmesi için önemlidir.

Partenogenez ve Partenokarpi Arasındaki Farklar

Pek çok bitkide, meyvelerin üretilmesi için çiçeklerin gübrelenmesi ve tozlaştırılmasına ihtiyaç duyulur. Bunun yanında, bazı bitki çeşitleri döllenmeden önce ya da döllenmeden yeni bir meyve meydana getirebilir. Bitkilerde döllenmemiş olan ovüllerden yeni bir meyve meydana getirme işlemine partenokarpi denmektedir. 

Patenogenez ile partenokarpi arasında bulunan farklar şu şekildedir:

  • Partenogenez, döllenmemiş yumurta ya da ovülün yeni bir organizmaya dönüştüğü bir üreme türü iken, partenokarpi, döllenmemiş ovülün çekirdeksiz bir meyveye dönüştürülmesi işlemidir.
  • Partenogenez haploid (n) kromozoma sahip organizmalar üretirken, partenokarpi, her zaman çekirdeksiz meyve üretir.
  • Partenogenez, bitkilerde ve hayvanlarda yaygın şekilde görülen bir durumdur. Partenokarpi ise çiçekli bitkilerde yaygındır.

İlginizi çekebilir: Organik Bileşikler Nelerdir? Örnekleri ile Detaylı Anlatım

İlgili yazılar

Yorumlar - Yorum yapmak için tiklayin

YORUM BIRAKIN