Başlıklar
- - Maslow'un İhtiyaçlar Hiyerarşisi
- - Kendini Gerçekleştirme
- - Saygınlık İhtiyacı
- - Sosyal İhtiyaçlar
- - Güvenlik İhtiyacı
- - Fizyolojik İhtiyaçlar
- - Kendini Gerçekleştiren İnsanın Özellikleri
- - Maslow'un İhtiyaçlar Hiyerarşisinin Amacı
- - Maslow'un İhtiyaçlar Hiyerarşisine Yöneltilen Eleştiriler
İnsan, yeryüzünde bulunan pek çok canlıdan birisidir ve bütün canlılar gibi insanın da varoluşu boyunca çeşitli ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçlar en temelde fizyolojik ve psikolojik ihtiyaçlar olarak gruplandırılmaktadır ve yüz yıllardır bunun üzerine pek çok araştırma yapılmıştır. Bunlardan birisi de Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi olarak bilim dünyasında varlığını devam ettirmekte, üzerine çeşitli yorumlar yapılmakta, farklı alanlar ihtiyaçlar hiyerarşisine göre değerlendirilmektedir.
İnsanın fizyolojik ve psikolojik ihtiyaçları araştırmacıların en fazla ilgilendikleri konulardan birisidir. Bunun nedeni insanın var olma sebeplerini, amaçlarını, hedeflerini sorgularken diğer taraftan ihtiyaçlarının olduğunun da farkına varmış olmasıdır.
Öncelikli olarak fiziksel, daha sora da psikolojik ihtiyaçlar zaman içinde hem gelişmiş hem de değişmiştir. İnsanın doğuştan itibaren çeşitli yeteneklerinin olduğu, bunların zamanla geliştiği ya da farklı etkenlerle yeni yeteneklerinin ortaya çıktığı üzerine çalışmalar vardır. Bu noktada karşımıza yetenek sözcüğü çıkmakta ve yetenek, literatürlerde farklılık göstermektedir. Tanım itibariyle düzenli olarak geliştirilen bilgi ve becerilerin sonunda ulaşılan ustalık seviyesi şeklinde açıklanmıştır. Bazı bilim insanları yeteneği bireyin hayatını tam kapasiteyle sürdürebilmesini sağlayan varoluşsal unsurlardan birisi olarak ele almaktadırlar.
İnsanın yetenekleri her zaman aşikâr olmayabilir. Bunlara gizil yetenek adı verilir ve gizil yetenekler insana genetik olarak aktarılmış, farkında olunmayan, doğuştan gelen becerileri ifade eder. Gizil yetenekler ve beceriler inşaların doğasında var olur. Fakat zamanı geldiğinde, zor bir durumda kalındığında, acil bir durum olduğunda ortaya çıkabilir.
Amerikalı psikolog Abraham Maslow (1 Nisan 1908 – 8 Haziran 1970) insan gereksinimleri üzerine araştırmaya yapan ve bunu bir piramit şeklinde ifade eden kişidir. Onun ortaya attığı ihtiyaçlar hiyerarşisinde gereksinimler belirli bir düzen ve sıra içinde ele alınmaktadır. İhtiyaçlar bir piramit halinde, basamaklar şeklinde gruplandırılmıştır ve alt basamaktaki gereksinimin karşılanması halinde bir üst basamağa geçilebilmektedir. Bir kişilik tamamlanma süreci için bütün gereksinimlerin, yani bütün basamaktakilerin, belirli ölçülerde karşılanması gerekmektedir.
Maslow’un piramidinin keskin kuralları vardır ve bundan dolayı ihtiyaçlar hiyerarşisi çeşitli eleştirilere de maruz kalmaktadır. Maslow’a göre bir birey alt basamaktan üst katlara çıktıkça yüzde 85’den yüzde 10’a kadar bir dilimde her basamakta belli bir tatmin oranına ulaşmaktadır. Buna göre belki de bir birey hayatı boyunca kendini gerçekleştirme basamağından bir tatmin almadan hayata veda edebilecektir. Dolayısıyla kendini gerçekleştirme işini yetenekleri sonucunda elde eden bir birey geri planda kalan yeteneklerini ortaya çıkarmaya vakit bulamadan hayatı sonlanabilecektir.
Ayrıca kültürler arasında farklılıklar vardır ve her kültürden bireyin yaşamdan beklentileri, kendini gerçekleştirme arzusu diğer kültürlerden farklı olabilmektedir. Kişilerin hayattan beklentileri, yaşamdaki öncelikleri kültürlere, toplumlara, ailelere göre dahi farklılıklara sahip olabilmektedir.
Yeteneklerin bazı genel özellikleri vardır. Bunlar üst kabiliyet, ustalık düzeyi, öğrenme, kişiye özel beceri durumu, sergileme isteği, performansın doğru orantılı şekilde artması, geliştirilebilir bir yapı, üreme şeklinde sıralanabilir. Bu noktada insanın içindeki gizil yeteneklerin nasıl ortaya çıkacağı sorusu akıllara gelmektedir. Buna karşılık olarak da psikoloji, çocukluk çağı yaşantıları, hayat boyu karşılaşılan durumlar, ebeveyn tutumları, güdülenmeler, iç ve dış motivasyon, sosyolojik kuramlar, çevresel faktörler cevabı verilmektedir.
Maslow araştırmalarında bireysel psikolojik problemlerden daha çok insanın psikolojik ihtiyaçlarına odaklanmış, bunları geniş bir yelpazede ele almıştır. Farklı araştırmaları da olan psikolog, en çok ihtiyaçlar hiyerarşisi teorisiyle gündeme gelmekte, bu teori bir piramitle tasvir edilmektedir. Bu piramitte beş farklı insan psikolojik ve fiziksel ihtiyaç düzeyini önem sırasına göre sıralamış bulunmaktadır.
Maslow'un İhtiyaçlar Hiyerarşisi
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi piramidi bir üçgen oluşturmaktadır. Üçgenin içinde beş bölüm vardır ve her bölüm üçgenin içinde ve dışında karşılık gelen etiketlere sahiptir. Üçgenin bölümleri aşağıdan yukarıya doğru şu şekildedir:
- Kendini gerçekleştirme
- Saygınlık ihtiyacı
- Sosyal ihtiyaçlar
- Güvenlik ihtiyacı
- Fizyolojik ihtiyaçlar
Kendini Gerçekleştirme
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinin ilk basamağında kendini gerçekleştirme gelmektedir. Maslow bunu bir insan olabileceğinin en üstü olmalı sözüyle ifade etmektedir. Ona göre bütün temel ve psikolojik ihtiyaçların karşılanmasının ardından bu seviyedeki ihtiyaçlar karşılanabilmektedir. Mesela resme ilgisi olan birisi ressam olabilir, edebiyata ilgisi olan birisi yazar, edebiyatçı olabilir. Üstelik sadece kariyer açısından da değildir. Eş, ebeveyn, patron, işçi vs. de olunabilir. Bu noktada kendimize hedefler koyarak o hedef doğrultusunda olabileceğimiz en iyi neyse o olmaya çalışmamız kendini gerçekleştirme basamağı kapsamındadır.
Aslında her insanın kendine ait karakteri, yetenekleri vardır. Birey bunları gerçekleştirmek ve kendini kanıtlamak ihtiyacını hisseder. Ancak bu ihtiyacın karşılanabilmesi için alt basamaklardaki ihtiyaçlar yeterince karşılanmalıdır. Değilse insanın kendini gerçekleştirmesi hiç de kolay değildir.
Saygınlık İhtiyacı
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinin en tepeden bir önceki basamağında değer verilme, saygınlık ihtiyacı gelmektedir. Her birey ayrıcalıklı ve başarılı olma hissi taşır. Aslında bu biraz da ego tarafıyla alakalı olup her insanın doğası gereği sahip olduğu bir özelliktir. Toplumdaki yerimiz, değerimiz bir başkası tarafından görüldüğünde önemsendiğimizi düşünürüz. Fark edilmek, değer verilme hissi bizi mutlu eder.
Hiç kimse diğer insanlar tarafından kötüye kullanılmak, hor görünmek istemez. İtilip kakılmaktan hoşlanmaz. Kendimize güvenmemiz, bağımsızlık hissimiz, özgürlük duygumuz da bundan kaynaklanır. Sosyal ihtiyaçlarla birlikte bu seviye psikolojik ihtiyaçlarımızı meydana getirir.
Saygınlık ihtiyacı çift taraflı bir ihtiyaçtır. Yani kişi başkaları tarafından kendisine değer verilmesini, saygı duyulmasını isterken kendisine de güven, saygı duymak ister. Üstelik başkaları tarafından değerli görülmek, saygı duyulmak kendisine karşı güvenini gelişmesinde, başarılı olabileceğine inancının artmasında etkili olmaktadır.
Sosyal İhtiyaçlar
İhtiyaçlar hiyerarşisinin üçüncü basamağında sosyal düzeyli, sevgi ve aidiyet içeren ihtiyaçlar yer alır. Sosyal ihtiyaçlar insanın yalnızca biyolojik bir varlık değil, aynı zamanda sosyal bir varlık olmasından kaynaklanır. Bu nedenle birey hayatta kalmayı başardıktan ve güvende olduktan sonra en temel ihtiyacı arkadaşlıklar, dostluklar kurmaktır. Belli gruplara ait olmak, onlarla ortak gayeler, değerler, hedefler doğrultusunda çalışmaktır.
Tarihin en eski zamanlarından bu yana insan tek başına yaşayamamaktadır. Yaşamlarını sürdürebilmek için mutlaka başka varlıklara ihtiyaç duymaktadır. Bir başkasıyla ya da başkalarıyla yaşamak, başkaları tarafından kabul görmek, sevmek, sevilmek, arkadaşlıklar, dostluklar kurmak gibi sosyal ihtiyaçlar her insan için önem taşır. Sosyal ve fizyolojik ihtiyaçlarının giderilmesi insan için sosyallikte bir kaynaktır. İnsan eğer sosyal ihtiyaçlarını gideremezse kendini yalnız, yoksun, terk edilmiş, aidiyetsiz hisseder. İşte bu nedenle aile kurma ve aile etrafındaki kişilerle duygu alışverişinde bulunma kişinin sosyal ihtiyacının bir sonucudur.
İnsanların aidiyet ve kabul duygusu hem büyük bir sosyal gruptan hem de küçük bir aile, arkadaş ağından beklenebilir. Sosyal bağlantı kaynakları arasında kulüpler, meslek kuruluşları, sosyal medya siteleri, dini gruplar vs. olabilir. Bütün bunlar olmadığı zaman kişi sosyal kaygılar, depresyon gibi psikolojik zorluklarla karşı karşıya kalabilmektedir.
Güvenlik İhtiyacı
İnsanın güvenlik ihtiyacı, bireysel güvenlik olarak da ele alınabilir. Bir canlı hayatta kalmayı başardıktan sonra güvenli ve huzurlu bir yaşam sürmek ister. Kendini güvende hissetmeyen kişinin kendisinin en iyi versiyonu olma yönünde çaba sarf etmesi söz konusu olmayacaktır.
Güvenlik ihtiyacında bireysel güven, duygusal güven, finansal denge, kazalardan ve hastalıklardan uzak olma, sağlık ve iyilik gibi pek çok alt başlık oluşturulabilir. Güvenlik ihtiyacı barınma, korunma, kural ve yasalara uyma gereksinimini esas alır. Kişi kendini güvende hissettiği zaman korku ve kaygıları da azalacaktır. Tehlikelere karşı her zaman savunmadadır ve sahip olduğu şeyleri korumak gibi bir içgüdüsü bulunur.
Güvenlik ihtiyacı ilişkileri aynı zamanda kişiler arası ilişkilerde de geçerlidir. Yani bir insan diğerleriyle olan ilişkisinde de ilişişinin güvende kalmasını ister. Hiyerarşiye göre güvenlik ihtiyacını karşılayan birey, bir üst düzeydeki ihtiyaçlarının karşılanmasına çalışır.
Fizyolojik İhtiyaçlar
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi piramidinin en altında fizyolojik ihtiyaçlar yer almaktadır. Bunlar nefes alma, su içme, yemek yeme, boşaltım, uyuma gibi bedensel ihtiyaçlardır. Son derece anlaşılır olan fizyolojik ihtiyaçlar karşılanmadan insanın varlığını sürdürmesi mümkün değildir. Dolayısıyla en temel ihtiyaçlardır.
Maslow’a göre insanın bütün ihtiyaçları arasında en önemli olanı fizyolojik ihtiyaçlardır ve bunları giderememiş bir insan için diğer ihtiyaçların bir önemi bulunmamaktadır. Susuz ve aç olan bir insan önce bunları karşılamaya çalışacak, diğerlerini dikkate almayacaktır.
Burada Maslow diğer psikologlarca oldukça eleştirilen bir konuyu daha fizyolojik ihtiyaçlar arasında saymaktadır: Cinsellik (seks). Bazı psikologlar bunu eleştirmekle birlikte Maslow cinselliği insan türünün devamlılığı için gerekli görmekte, üreme olarak olaya yaklaşmaktadır. Üreme olmadığı taktirde insan türünün devam edemez, dolayısıyla da varlığını sürdüremez olduğunu, bu nedenle en temel ihtiyaçlardan birisi olduğunu öne sürmektedir.
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinin temelinde insan motivasyonları bulunmaktadır. Bu motivasyon yaratıcı ürünler ortaya koymaya teşvik etmekte, kendimiz olabilmek adına en iyisi olabilmeye itmektedir.
Kendini Gerçekleştiren İnsanın Özellikleri
Maslow hiyerarşinin en üst basamağı olan kendini gerçekleştirmeye ulaşabilmek için kişilerin bazı davranışlara sahip olması gerektiğini belirtiyor. Bunları da şöyle sıralıyor:
- Bir çocuk gibi her şeyi deneyimlemek,
- Çeşitli deneyimlere hâkim bulunmak,
- Başkaları yerine kendini dinlemek,
- Dürüst olmak ve yalanlardan uzak durmak,
- Her zaman fikirlerinin desteklenmeyeceğine hazırlıklı olmak,
- Çok çalışmak ve sorumluluk almak,
- Özellikle kendini savunmaya geçtiği zamanları analiz edebilmek. Bunlardan kurtulacak cesareti de toplamak.
Maslow çalışmaları boyunca kendini gerçekleştirme üzerine çeşitli çalışmalar yapmıştır. 1970 yılında kendini gerçekleştirme adımında yer almış Albert Einstein, Abraham Lincoln gibi isimlerin de aralarında bulunduğu on sekiz kişinin karakteristik özelliklerini incelemiştir. İnceleme neticesinde de kendini gerçekleştiren kişilerin ortak özelliklerinin şunlar olduğu tespitini yapmıştır:
- Gerçekliği algılamada başarılı ve belirsizlikler karşısında dayanıklıdır,
- Hem kendini hem de başkalarını oldukları gibi kabul etmektedir,
- Doğallığa, içtenliğe ve basitliğe önem vermektedir,
- Ego yapmayı bırakmış ve problemlerin gerçekçi şekilde çözümüne odaklanmıştır,
- Özel yaşamına son derece önem vermektedir,
- Güçlü bir mizah anlayışı ve felsefi anlayışı mevcuttur,
- Olaylara objektif şekilde bakmaktadır,
- Yaratıcılığı gelişmiştir,
- Sadece bir çevreye ya da kültüre bağlı kalmamaktadır. Bütün kültürlere açık olup kendini geliştirmeye, potansiyelini ortaya koymaya odaklanmıştır,
- En uç deneyimleri yaşamıştır,
- Demokratik bir karakter yapısı vardır,
- Ahlaki değerleri ve etik standartları vardır,
- Yakın arkadaşlarıyla derin ilişkiler kurmaktadır,
- Yaşamda en küçük şeylerden dahi mutluluk çıkarmayı bilmektedir,
- Toplumsal huzur ve ferahlıkla ilgilidir,
- Az insanla ileri seviyede kişiler arası ilişki kurmaktadır,
- Gelenek dışı değildir. Fakat öz kültürlerinin içselleştirmelerine karşı direnç göstermektedir.
Maslow'un İhtiyaçlar Hiyerarşisinin Amacı
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi insanı anlama üzerine odaklanmaktadır. İnsanın ihtiyaçlarını anlamak, insanı anlamaktır. Fakat bütün bu ihtiyaç basamaklarının her birinin kötüye kullanılabileceğini de göz ardı etmemek gerekir. Mesela en temel fizyolojik ihtiyaçların kötüye kullanılması geçmişteki köleliği doğurmuştur. Aynı zamanda ucuz işçilik de fizyolojik ihtiyaçların kötüye kullanılmasının bir sonucudur. İnsanlar çoğu zaman en temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için başkalarına bağımlı oluyorlar. Ya da daha güçlü kişiler ya da kurumlar insanların en temel fizyolojik ihtiyaçlarını karşılamalarına engel olabiliyorlar. Dikta rejimleri, insan haklarının, hukuk ilkelerinin hiçe sayıldığı toplumları bu durumun en fazla rastlandığı yerlerdir.
Ayrıca ihtiyaçlar hiyerarşisinin üçüncü basamağı olan sosyal aidiyet duygusunun kötüye kullanılması baskıcı rejimleri ortaya çıkarabilmektedir. Faşist rejimlerin tamamı incelendiğinde fasitlerin kendini kabul ettirme, üstün olduğunu gösterme, üstünlük hissini, egolarını tatmin etme hevesinde olduğu görülmektedir. Fakat bütün bunlar diğer insanların en temel fizyolojik ihtiyaçlarının karşılanmasını engellemeye kadar gidebilmektedir. Dolayısıyla ihtiyaçları anlamak toplumları anlamakta da önemli etkenlerden birisidir.
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisini anlamak sadece toplum yönünden değil, kişinin kendini anlamasına da ışık tutmaktadır. Mesela aşağılık kompleksi hiyerarşideki üçüncü seviye ihtiyaçların karşılanamamasının sonucunda doğan psikolojik bir sorundur. Kişinin birinci ve ikinci seviyedeki ihtiyaçları anlaması kendi biyolojik kökenini fark etmesini de sağlayabilmektedir. Her seviyenin, her basamağın kendine has önemi vardır ve bunlar hem bireysel hem toplumsal açıdan değerlendirilerek anlamlandırmaya yardımcı olmaktadır.
Maslow'un İhtiyaçlar Hiyerarşisine Yöneltilen Eleştiriler
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi üzerine pek çok tartışma yapılmış, çeşitli eleştirilerde bulunulmuş ve karşı cevaplar da hazırlanmıştır. Dolayısıyla bilim dünyasında ihtiyaçlar hiyerarşisi tamamen kabul edilmiş ve bitmiş bir mesele değildir. Bütün sosyal bilimler alanında olduğu gibi burada da farklı savlar bulunmaktadır. Fakat belli noktalara temas etmekte fayda var.
İlk olarak Maslow sadece tez olarak bu basamakları ortaya atmış değildir. Üzerine geniş okumalar yapmış, teorik zeminini oluşturmuş ve insanlığın en üst düzey isimleri olduğuna hem fikir olunan kişilerin hayatlarını konu edinmiştir. Albert Einstein, Abraham Lincoln, Frederick Douglass bunlardan bazılarıdır.
Bununla birlikte Maslow gelişememişleri, sakatları, sağlıksız olanları, büyüyememişleri araştırma konusu yapmak, yalnızca sakat bir felsefe ve psikolojiyi ortaya çıkarır demektedir. Zaten araştırmalarına da en üst düzeydeki kişileri dahil etmiş, bu da onun teorilerine önyargıyla yaklaşılmasına neden olmuştur.
Yine Maslow’a hiyerarşisinin bireyci toplumları konu edindiği yönünde de eleştiriler gelmiştir. Her ne kadar topluma az da olsa atıflar bulunmakla birlikte ihtiyaçlar hiyerarşisinin özellikle üzerinde durduğu bireyle ilgili durumlardır. Fakat yeryüzündeki insan toplumlarının tamamı bireyci değildir. Toplumcu halklar ve topluluklar da mevcuttur. Bu tür topluluklarda ise aidiyet ihtiyacı özgür olma ya da başarılı olma ihtiyaçlarının üzerinde olabilmektedir. Oysa bireysel perspektiften bakıldığında bu, yanlış bir davranış gibi gözükebilir. Bu noktada doğru, yanlış tartışmasının net bir yere varması zordur.
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisiyle alakalı en çok tartışılan konulardan birisi genelleme yapmaya imkân verip vermemesidir. Örneğin insanın ihtiyaçları cinsiyetine göre, yaşına göre, sosyoekonomik durumuna göre değişebilmektedir. Özellikle de bu ihtiyaçları piramide oturtmak her zaman mümkün olmayabilmektedir. Çünkü piramitte bir sonraki basamağa geçebilmek için bir önceki basamağın tamamlanmasının şart olduğu gibi bir algı vardır. Oysa insan zihni ve doğası ihtiyaçlarını paralel şekilde, aynı anda işleyebilmektedir.
İnsan zihnini muhteşem bir makine gibi işleyerek aynı anda paralel biçimde, farklı şeyleri düşünebilmesi aynı anda farklı ihtiyaçlara odaklanabilmesini de mümkün kılmaktadır. Bu nedenle de ihtiyaçların öncelikleri, önem seviyeleri eşit miktarda olabilir. Seviyelerin birindeki durum, başka bir seviyeyi etkileyebilir. Ya da etkilemeyebilir.
Sonuç olarak Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi psikoloji ve felsefe biliminde önemli bir yer edinmektedir. Bunun üzerine farklı alanlarda pek çok çalışmalar yapılmıştır. Hem Maslow’u destekleyen hem de olumsuz eleştiriler yapan bilim insanları çıkmıştır. Bununla birlikte birtakım noktalarının kabul, bir kısmının reddedilmesi gerektiğini belirtenler de bulunmuştur.
Yorumlar - Yorum yapmak için tiklayin