Kafada Karıncalanma (Uyuşma) Neden Olur? Nelerin Belirtisi Olabilir?

Başlıklar

• - Kafada Karıncalanma Neden Olur?
• - Kafada Oluşan Karıncalanma Nelerin Belirtisi Olabilir?
• - Kafada Oluşan Karıncalanma Nasıl Geçer?

Kafada Karıncalanma Neden Olur?

Halk arasında başta karıncalanma, kafada ağrı veya sancı kelimeleriyle tasvir edilen beyin uyuşması birçok sebepten ileri gelebilir. Kafanın birçok yerinde hissedilen bu karıncalanma durumu bazen beyinle ilgili olabilirken her zaman beyinle bağlantılı olmayabilir. Örneğin saçlı deriye verilen uyarı, saçların çekilmesi, kafaya alınan darba gibi durumlarda beyine giden sinirler uyarıyı direkt olarak beyine iletir. Beyin bu uyarılara karşılık o noktada farklı hissiyatlar oluşmasına (karıncalanma, elektriklenme, ağrı, sancı) yol açar. Bu tarz garip hissiyatlar kişiyi en kötüyü düşünmeye itse de her zaman önemli bir durum olmayabilir. Saçlı derideki sinirler oldukça hassas ve narindir, aldıkları her uyarıyı direkt olarak beyine yönlendirdikleri için beynin hızlı yanıtlar vererek değişik hissiyat uyandırması pek tabi mümkündür.

Kafadaki her karıncalanma, sızlama ve ağrı önem arz etmeyebilir. Ancak dikkatli olunması gerekir. Çünkü bu tarz şiddetli ve sürekliliği olan karıncalanmalar nörolojik birçok problemin ön belirtisi olabilir. Kafada karıncalanmanın yanında mide bulantısı, baş dönmesi, göz kararması ve vücudun başka bölgelerinde de uyuşukluk hissi varsa kişinin mutlaka bir nöroloji uzmanına başvurması gerekir. Yüksek tansiyon, stres ve sıkıntının da sebep olabileceği kafada karıncalanma hissi kişinin yaşamını önemli derecede etkileyebilir. Bu karıncalanmalar genel olarak stres ve baskı altındaki durumlarda ortaya çıkar. Sinirlerin hızlı çalıştığı bu gibi stres yönetiminin başarısız kaldığı durumlarda beyin daha fazla oksijene ihtiyaç duymaktadır, damarlarda akan hızlı kan pıhtılaşarak damarları tıkar ve sonucunda beyine giden dokular oksijensiz kalır. Bu nedenle de kafada karıncalanma, sızı hisleri oluşabilir.

Kafada uyuşma neden olur sorusuna birçok cevap verilebilir. Kafaya alınan hasarın beyni etkilemesi, yüksek tansiyon, şeker hastalığı gibi problemler sebebiyle kişiye rahatsızlık veren kafada karıncalanma hissi meydana gelir. Oluşan uyuşukluğun kişi tarafından belirtilecek olan şiddeti, betimlemesi ve sıklığı da çok önemlidir. Her insan belli dönemlerde uyuşukluk hissi ile karşı karşıya gelmiştir. Uykunuzda fark etmeden kolunuzun veya bacağınızın üzerine fazla yüklenerek uzun süre uykunuza devam ettiğinizde, uyandığınızda ciddi bir his kaybı ile karşılaşarak büyük rahatsızlık duyabilirsiniz. Bunun gibi uyuşukluk ve karıncalanma hissinin kafada olduğunu düşündüğümüzde kişi ciddi bir endişeye kapılır. Çoğu zaman uzman bir kişiye danışılması gerekilse de zaman zaman ciddi olmayan kafa karıncalanmaları günlük hayatta yaşanabilir bir durumdur. Bazı durumlarda kafa karıncalanması nörolojik bir hastalığın ön tanısı olabilir:

• Kafada karıncalanma ile devam eden uyuşma
• Vücudun sadece bir yarısını etkileyen karıncalanma
• Karıncalanma ile ilerleyen güç kaybı, halsizlik
• Günler hatta haftalar süren karıncalanma, uyuşma hissiyatı
• Geçmeyen karıncalanmaya ek yanma hissi
• Karıncalanmanın uzun süre kalıcı olması, geçmemesi

Özellikle şeker hastalarında daha sık ortaya çıkan karıncalanma hissi kişiyi oldukça rahatsız eder, günlük işlerini yapmasına dahi engel olur. Kafa karıncalanmasının geçmemesi, şiddetlenmesi kesinlikle nörolojik bir uzman tarafından teşhis ve tedavi almanızı gerektirir. Aksi takdirde ciddi rahatsızlıklarınızın farkına varamayabilir, ilerleyen rahatsızlıklarınız sizlere ömür boyu sürecek hasarlar bırakabilir. Kafa karıncalanması fazla düşünme, stres, sıkıntı, içsel sorunlar nedeniyle de sık sık ortaya çıkmaktadır. Özellikle psikolojik durumlar nedeniyle ortaya çıkan kafa karıncalanmalarına kesin bir çözüm bulmak mümkün olmamakla birlikte, destek ve tedavi alarak bu durumu çözebilirsiniz.

Kafada Oluşan Karıncalanma Nelerin Belirtisi Olabilir?

Birçok nörolojik rahatsızlığın habercisi olabilecek kafa karıncalanmaları en sık şeker hastası olan kişilerde görülmektedir. Şeker hastaları karıncalanma ve uyuşma hissiyatını çok sık yaşayan kişilerdir. Özellikle ellerinde ve kafa bölgelerinde çok sık karıncalanma hissiyatı yaşayan şeker hastaları sık sık tetkik ve tedavilerini yaptırmalı ve aksatmamalıdır. Migren rahatsızlığı bulunan kişiler de şeker hastaları kadar kafada karıncalanma hissini sık yaşayan bireylerdir. Ağrının oluşturduğu sızlama ve zonklama kafada karıncalanmalar meydana getirerek kişiyi ciddi anlamda etkiler.

Genel anlamda psikolojik nedenlerle ortaya çıkan kafada karıncalanma hissiyatı kişiyi günlük yaşamında da etkilemekte, sosyallikten koparmakta ve ciddi problemler yaşamasına neden olmaktadır. Kafa karıncalanmalarında en büyük sebep psikolojik nedenlerdir. Stres, sıkıntı, içsel bunaltılar, depresyon, deliryum, psikoz, duygu durum bozuklukları ve şizofreni gibi kişisel hastalıkların da kafada karıncalanma hissine neden olabileceği bilinmektedir.

Özellikle çok ciddi bir rahatsızlık olan Multipl Skleroz (MS) kafa ve vücutta karıncalanmaların sıklıkla gözlendiği bir rahatsızlıktır ve kafa karıncalanmalarının önemli bir sebebi olabilir. Beyin ve omurilikte iltihapla gözlenen bu rahatsızlık, beyin ve omurilik hücrelerinin yanlış çalışan bağışıklık sistemi hücreleri tarafından kılıflarına zarar alarak hasar görmesi ile karakterize bir hastalıktır. Kişinin vücudunda ve kafasında karıncalanmalar olmasına sebebiyet veren bu ciddi rahatsızlık ataklı veya ataksız olabilir. Bir gün süren atakları da olabilirken, üç ay içerisinde veya üç aya yakın sürede de iyileşme gösterebilir. MS sıklığı her geçen gün artmaktadır. Kişilerin bu gibi ciddi rahatsızlıklara sahip olup olmadıklarını öğrenebilmeleri için nöroloji birimlerinde gereken teşhis ve tedaviye uymaları gerekir. Kafada karıncalanma sebepleri arasında olan MS kişiye ciddi rahatsızlıklar verir, günlük yaşamını etkiler. Kişi gerçek anlamda çok dikkatli olmalı yaşamını bu rahatsızlığın çerçevesi içerisinde sürdürmeli ve sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemelidir.

Bir başka rahatsızlık olan Polinöropati, vücuttaki sinirlerin belirli işlev güçlerini kaybetmeleri sonucu oluşan bir rahatsızlıktır. Kişi belirli işlemleri yerine getiremeyebilir, bunun farkına vardığında ise çok geç olabilir. Polinöropati kas sinirlerinin hasar görmesi sonucu omurilikten vücuda yayılan çevresel sinirlerin görevini yerine getirememesi neticesinde kol ve bacaklarda ileri derecede güçsüzlük anlamına gelen bir rahatsızlıktır. Ancak sadece kol ve bacaklarda güçsüzlük yaratmakla kalmaz, saçlı derideki kafa sinirlerinde de karıncalanma hissi yaratarak kafada karıncalanma sebepleri arasına girer. Polinöropati çok kısa bir süre içerisinde tedavi edilebilir, korkulacak bir durum teşkil etmeyebilir. Kırmızı et, avokado, mercimek gibi baklagillerde bol miktarda bulunan B vitamini ve güneş ışığından vücuda yayılan D vitamini gerektiği kadar alınmalıdır.

Çoğu nörolojik hastalığın belirtisi olabileceği gibi şeker hastalığı ve diyabet rahatsızlıklarından da doğan kafa karıncalanmaları kişinin hayatını ciddi manada etkiliyorsa kesinlikle nöroloji birimlerine başvurularak profesyonel tedavi alınmalıdır. Göz kararması, baş dönmesi, mide bulantısı belirtilerinin de eşlik ettiği kafa karıncalanmalarında kişi yaşamında çok dikkatli davranmalı kesinlikle kendini riske atacak ortamlarda bulunmamalıdır. Eğer kişi yalnız yaşıyorsa mutlaka kendisini sürekli kontrol edecek birinin bulunması ve acil durumlarda ulaşılabilecek birinin olması gerekir. Kişi, kafa karıncalanmalarının şiddetlendiği ve bilinç kaybına doğru ilerlediği durumlarda kesinlikle acil servis yetkililerine ulaşmalı veya acil durumlarda kendisine yardımcı olabilecek bir kişiden yardım istemelidir.

Sadece belirli rahatsızlıkların değil, beyin kanamasının da kafa karıncalanması yapabileceği kesinlikle unutulmamalıdır. Damarların kan pıhtısı ile tıkanması ve kanın şiddetle akış gösterdiği beyin kanaması durumunda kafa karıncalanması, baş dönmesi, göz kararması gibi durumlar görülebilir. Kişi beyin kanamasının farkına varmaz ise birçok şey için geç kalınmış olabilir. Kişi kesinlikle temkinli olmalıdır.

Epilepsi rahatsızlığı da kafada karıncalanma yapabilecek ciddi bir rahatsızlıktır. Epilepsi halk arasında “Sara Hastalığı” olarak da bilinmektedir. Epilepsi, beyinde bulunan sinir hücreleri olan nöronların ani ve anlık bir şekilde kontrolsüz boşalması sonucunda kişide istemsiz kasılmalar meydana gelir. Bilinç ve duygusal değişimler mutlaktır. Epilepsinin ilk belirtileri vücutta oluşan ani kasılmalar, bilinç kaybı, uyuşukluk, mide bulantısı ve kafada karıncalanma gibi durumlardır. Kafada da karıncalanma hissi görülebilir. Kafa karıncalanmalarının nedeni epilepsi rahatsızlığı olabilir. Ön belirtiler veren bu rahatsızlık kafada karıncalanmalar ile sizlere kendini belli edebilir. Epilepsi, bu hastalıkla yaşayan bir kişi için oldukça zor bir rahatsızlıktır. Epilepsi hastası kişi sağlıklı beslenmeye özen göstermelidir.

Oksipital Nevralji adı verilen rahatsızlık da kafa karıncalanması rahatsızlığı yaşatır. Kafa karıncalanmasının sık yaşandığı bu hastalık günlük yaşantıyı ciddi anlamda etkiler. Nadir görülen bu hastalık migren ve baş ağrısı durumlarında tetiklenebilir. Oksipital sinirler çok narin hücrelerden oluşur. Oksipital Nevralji ense kökünden başın üzerine doğru uzanan karıncalanma ya da elektrik çarpması hissi olarak tanımlanır. Kafa arkası, boyun ve kulak arkalarında ciddi zonklama şiddetli ağrı görülür. Oksipital Nevralji kafa derisinden geçen sinirlerin iltihaplanması sonucunda oluşan bir rahatsızlıktır. Kafa derisinde karıncalanma, uyuşma, zonklama ve sızlama şeklinde betimlenebilir bir ağrı oluşturur. Uzman bir kişi tarafından teşhis konulmalı ve tedavisi bu hastalığa yönelik yapılmalıdır. Kafada karıncalanma hissinin net bir şekilde hissedildiği bu rahatsızlık, kafada uyuşma karıncalanmaya sebebiyet verebilen bir hastalıktır. Kesinlikle dikkatli olunmalıdır, ilerleyen dönemlerde beyine hasar verebilecek düzeye gelebilir.

Hipertansiyon, kişinin tansiyonunun yüksek olması manasına gelir. Kanın damarların duvarına yaptığı basıncın artması ve yüksek olmasına hipertansiyon denir. Kronik bir rahatsızlık olan hipertansiyon, anlık olarak da yükselişe geçen tansiyon sebebiyle kafada karıncalanma hissi yaratabilir. Yüksek tansiyon kan akışını bozar ve damar basıncını zaman zaman değiştirir. Bu nedenle kafada karıncalanma gibi sorunlara neden olabilir. Hipertansiyon belirli ilaçlarla da tedavi edilebilirken evde doğal yöntemlerle de standart tansiyona dönüştürülebilir.

Alkol ve sigara kullanımı da kişinin kafa karıncalanması rahatsızlığını etkileyen bir nedendir. Alkol kişinin bilinç durumunu etkileyen ve sık sık baş ağrısı şikâyeti oluşturan zararlı bir maddedir. Aşırı alkol kullanımı veya alkol bağımlılığı kişinin beyin işlevlerinin güçsüzleşmesine neden olur. Alkol hafıza problemlerine yol açar, denge bozuklukları ve aşırı derecede duygu durum değişiklikleri oluşturur. Aşırı miktarda kullanılmasa bile alkol vücuda ve beyin yapısına çok ağır zararlar veren bir maddedir. Sigara da damarları tıkayan, akciğerlere ciddi zararlar veren bir üründür. Sigara içenler beyin kanaması geçirme olasılığı yüksek kişilerdir. Sigara beyine giden damarları doldurarak tıkanmasına yol açmakta, hafıza gücüne ve düşünmeye ciddi anlamda zarar vermektedir. Sigara vücuttaki damarlarda sertliğe yol açmaktadır. Beyine giden damarların da sertleşmesine yol açan sigara kişiye ciddi zararlar vermektedir. Kafa karıncalanması, uyuşması, baş ağrısı gibi problemler oluşturan alkol ve sigara kişilerin ruh ve sinir sağlığını da olumsuz etkilemektedir.

Sinüzit, sinüslerin iltihaplanması sonucunda oluşan bir rahatsızlıktır. Sinüzit; burun tıkanıklığı, göz ve burun çevresinde doluluk hissi, baş ağrısı gibi durumlarla karakterize bir hastalıktır. Sinüslerin tıkanmasıyla ortaya çıkan uyuşma ve karıncalanma hissi rahatsız edicidir. Eğer solunum yollarını tıkayan bir hale gelmişse ameliyatla tedavi edilmesi gerekebilir.

Beyin damar tıkanıklığı da kafa sinirlerinde uyuşukluğa ve kafada karıncalanma hissine sebep olabilir. Beyini besleyen karotis arterlerin yağ ile dolması sebebiyle beyin damar tıkanıklığı ortaya çıkar. Arterlerde olan bu birikme beyne giden kan akışını yavaşlatır ve uyuşma meydana gelebilir. Felce kadar ilerleyebilecek olan bu ciddi rahatsızlık profesyonel bir kişi tarafından kontrol altına alınmalıdır. Göz kararması, denge bozukluğu, baş dönmesi, kafada karıncalanma ve konuşma bozukluğu gibi belirtilerle kendini gösteren bu rahatsızlık ciddi anlamda önem verilmesi gereken bir hastalıktır. Karotis arterlerinde tıkanıklık olan birey düzenli spor, diyet listeleri ve sağlıklı yaşam çerçevesinde sürdürülecek bir hayat tarzını benimsemelidir. Sağlıklı yaşam ilkelerini benimseyerek yaşaması gereken birey hayatı için gerekli olan en yüksek kaliteyi sağlamalıdır. Kısaca kafada karıncalanma hissi yaratan durumları sıralamamız gerekirse:

• Şeker Hastalığı, Diyabet
• Hipertansiyon
• Beyin Kanaması, Beyin Damarları Tıkanıklığı
• Multipl Skleroz
• Polinöropati, Epilepsi
• Sigara ve Alkol
• Sinüzit, Migren

Kafada Oluşan Karıncalanma Nasıl Geçer?

Sinir sistemini inceleyen ve sinir sistemi üzerine çalışmalar sürdüren bölüme “Nöroloji” adı verilmektedir. Nöroloji birçok dala ayrılır. Birçok dala ayrılan bu bölüm birçok hastalığa bakmaktadır. Felç, migren, vertigo, epilepsi, parkinson, uyku bozuklukları, beyin damar hastalıkları gibi birçok rahatsızlığa çare üreten bu bilim dalı insanların ihtiyaç duyduğu ve başvurduğu en talep gösterilen daldır. Beyin damar hastalıklarına dahil olan kafa karıncalanması veya uyuşması ile bilinen hastalık nöroloji alanının bünyesine giren bir rahatsızlıktır. Kafa karıncalanması sorunuyla nöroloji birimine başvuran bir kişinin gerekli tetkikleri yapıldıktan sonra belirli bir sonuca varılabilir. Ayrıntılı nörolojik bir muayene yapılmadan kafadaki karıncalanma hissinin sebebini öğrenebilmek pek de mümkün değildir. Nöroloji uzmanı kişinin belirttiği karıncalanma hissinin bir nörolojik hastalığı çağrıştırdığını düşünürse ileri derecede testlere tabi tutarak detaylı bilgi alır. Elektromiyografi, manyetik rezonans görüntüleme ve kan testleri sonucunda kişinin nörolojik bir rahatsızlığı olup olmadığı ayrıca nörolojik hastalık mevcutsa hangi evrede olduğu tespit edilebilir. Nöroloji alanında:

• BT (Bilgisayarlı Tomografi)
• MR (Manyetik Rezonans)
• EEG (Elektroensefalografi)
• EMG (Elektromyelografi)
• LP (Lomber Ponksiyon)
• PET (Pozitron Emisyon Tomografisi)

Gibi birçok tahlil ve tetkik sonucu oluşturulabilecek teknolojik görüntüleme yöntemleri kullanılmaktadır. Bu sistemler sayesinde insanlar birçok rahatsızlığını kısa sürede öğrenebiliyor, tedavilerine kısa sürede başlayabiliyor. Bu görüntüleme yöntemleri nörolojik alanda insanlığa büyük fayda sağlamaktadır. Kafada karıncalanma sorununun neyden kaynaklandığını araştırabilmek adına bu sistemlerden yararlanılabilir, tedavi sürecine kısa yoldan başlanabilir. Kişiler bu sistemler sayesinde yaşamlarına devam edebilecekleri tedavileri alıyor, bu sistemler sayesinde birçok rahatsızlıktan haberdar olabiliyor ayrıca yine bu sistemler sayesinde rahatsızlıklarını en kısa sürede sona erdirmiş bulunuyorlar.

Kafa karıncalanma hissi EEG, MR ve BT tanı yöntemleri ile kolayca anlaşılabilir. Kişiler bu tanı testlerinde rahat ve sakin olmalıdırlar. Kişiye herhangi bir zarar vermeyen bu tanı yöntemleri ile kısa sürede kafa karıncalanma hissiyatınızın sebebini sonuca ulaştırmak mümkün. EEG (Elektroensefalografi) 23 adet küçük puvarın saçlı kafa derisine yerleştirilmesi ve beynin elektriksel aktivitesinin kaydedilmesi yöntemi ile yapılır. Tamamen acısız ve zararsız bir işlemdir. Kişi rahat ve sakin bir şekilde uzman kişinin yönlendirmelerine bağlı olarak hareket etmelidir. EEG sonuçlarının doğru çıkabilmesi için birey oldukça rahat olmalıdır. Çoğunlukla ışık ve nefes alıp verme gibi uyarıcı işlemler ile belirli aralıklarla rutin şekilde sürdürülür. EEG kaliteli araç gereçler ile titiz bir şekilde çekilmelidir.

MR (Manyetik Rezonans Görüntüleme) migren, şiddetli baş ağrıları, nörolojik rahatsızlıklar, beyin tümörü gibi ciddi rahatsızlıkların tanısında kullanılan bir alettir. MR görüntüsünün doğru olabilmesi, bulanık olmaması için kişinin hareketsiz ve çok sakin olması gerekir. Hareketsiz kalınması görüntülerin daha net olmasını sağlar. Bu sayede saha kolay ve kısa zamanda tanı koyulabilir. Kafa karıncalanmaları durumunda beyinde tümör, herhangi bir nörolojik rahatsızlık olup olmadığını kontrol etmek adına MR tanı yöntemi kullanılır. MR birçok uzman tarafından tercih edilen kesin bir yöntemdir.

Bu tanı yöntemleri ile teşhis konduktan sonra eğer önemli bir durum olmadığı belirlenirse kişi hayatında bazı değişikliklere giderek bu sorunu çözmelidir. Doğal ve kimyasal birçok yöntem ile hayat kalitesini yükseltecek uygulamalar yapılabilir. Kafasında karıncalanma hissiyatı olan kişi sağlıklı yaşam ve rutin egzersizlerle bu sorunu aşabilir, stres yönetimi sayesinde hayatını daha kaliteli bir noktaya ulaştırabilir. Kafada karıncalanma ve uyuşma hissiyatı kişiyi oldukça rahatsız ediyorsa ilk öneri ilaç tedavileri. İlaç tedavileri sayesinde kişi kafa karıncalanmaları sorununu en aza indirgeyebilir, yaşam kalitesini olumlu yönde değiştirebilir.

Her ilaç her hastalık için kullanılamayacağı gibi, rahatsızlığın net bir şekilde belirlenmesi durumunda ilaç tedavisine başlanmalıdır. Aksi takdirde kullanılan her ilaç birey için zararlıdır. Bireyin, uzman doktorun yazdığı ilaçları kullanması ve bu ilaçlar dışında ek ilaç almaması gerekir. Durumunun kısa sürede daha iyiye ulaşabilmesi için ilaç değişikliği yapmamalı, kullandığı rutin ilaçlar dışında ilaç almamalı, doz hesaplamasını uzman kişinin yaptığı şekilde uygulamalı ve ilacı bu şekilde tüketmelidir. Doğru hasta, doğru hastalık ve doğru ilaç ilkelerini benimseyerek çalışan uzmanlar uygun hastalık için uygun ilaç yazmaktadır. Kişi kesinlikle ilaçları vaktiyle ve doğru şekilde almalıdır.

Diğer bir öneri yaşam tarzının değiştirilmesi... Tamamen doğal ve kaliteli yaşama adanmış bir hayat sağlığı da beraberinde getirir. Hayat kalitesinin arttırılmasına yönelik yapılan her şey kişiyi daha pozitif olmaya ve stresten uzak bir yaşama ilerletir. Kişinin stres ve sıkıntıdan uzak bir hayata sahip olması beynini daha az yorması, sadece gerekli işlere zaman ayırması ve hayatını etkileyen şeyleri düşünmesi onu negatiflikten arındırır ve hayata daha sıkı tutunmasını sağlar. Hayat kalitesinin arttırılması için sağlıklı beslenme ve bol su içme ilk önemli kuraldır. Su vücudun ihtiyacı olan en temel ihtiyaçtır. Suyun cilde ve iç organlara yararı beyini de etkiler, iç dengenin sağlıklı kalmasını sağlar. Su oksijen bakımından da çok zengin bir doğal mineral olduğu için vücudun gereksinim duyduğu mineral ihtiyacını da karşılamış olursunuz.

Kahvaltı, öğle yemeği, ara öğün ve akşam yemeği gibi öğünlerin atlanmaması ve dengeli beslenme beyin yapısı için çok önemlidir. Planlama ve uygulama beyni programlandırır, sağlıklı çalışmasına ve canlı kalmasına yardımcı olur. Her gün rutin bir spor egzersizi vücudun dinç olmasına, hücrelerin yenilenmesine ve kişinin daha zinde hissetmesini sağlar. Günlük bir saat koşma antrenmanı, vücudun gerekli oksijeni almasına ve toksinleri uzaklaştırmaya yardımcı olur.

Bazı beyin egzersizleri de beynin zinde kalmasını sağlar. Mantık oyunları, kitap okuma, test ve bulmaca çözme gibi uygulamalar beynin diri oluşunu sağlar. Beynin canlılığı ve çalışma potansiyeli kişi için çok önemlidir. Tüm vücuda hükmeden beyin, vücudun komuta merkezidir. Beyinde meydana gelen herhangi bir sorun veya bozukluk tüm vücudu etkilemektedir. Bu nedenle ciddi boyutlardaki hastalığı önemsiz olarak görmeden ilgili kurum ve kuruluşlara gitmeli uzman yardım almalısınız. Profesyonel ve uzman görüşler her zaman bireyler için en sağlıklı olanıdır. Kişilerin profesyonel destek almaları, doğru teşhis ve tedaviyi görmeleri hastalığın ilerleme süreci için çok önemlidir. Rahatsızlığı kısa sürede sonlandırabilecek tedaviler kişilerin erken teşhis etmesiyle başlar. Rahatsızlığınızı tanır ve buna yönelik önlemler alırsanız en doğru tercihi yaparak hayatınızın elinden doğru bir noktada sımsıkı tutmuş olabilirsiniz. Herkes sağlığını düşünmeli, kendi için en doğru kararı vermelidir.

İlginizi çekebilir: Diz Altı Bacak Kaşıntısı Nedenleri Nelerdir? Ne İyi Gelir?