Nedir

Gladio Nedir? Gladio'nun Başında Kim Vardır?

Gladio Nedir? Gladio'nun Başında Kim Vardır?

Başlıklar

Gladio Nedir?

Dünya, devletlerden oluşmaktadır. Fakat devletlerin de ötesinde uluslararası yapılanmalar bulunmaktadır. Bunlar arasında özellikle Gladio kavramı çok sık anılmaktadır. Üzerine onlarca kitap yazılmış olduğu halde Gladio nedir, Gladio hala devam ediyor mu, Türkiye’de Gladio var mı, Gladio’nun başında kim var gibi aramalar internette de yoğun şekilde yapılmaktadır. Bu çalışmamızda Gladio’ya dair detayları bir araya getiriyoruz.

Gladio kelimesinin Türkçe karşılığı, kısa kılıçtır. Siyasi bir terim olarak kullanılır ve ilk ortaya çıkışından bu yana anlam genişlemesine uğrayarak tek bir örgütün adıyken benzer faaliyetleri yürüten bütün örgütler bu adla anılır olmuştur.

Gladio; Latince kökenlidir. Galyalılara özgü enli bir kılıcın adı olan Gladius kelimesinden türetilmiştir. Bu kısa kılıç, yaklaşık 65-69 cm uzunluğunda, 5 cm genişliğindedir. Tek elle kullanılmaktadır. Dünya genelinde hemen her toplum kılıç yapmış, farklı kılıçlar geliştirerek savunma ve saldırı amaçlı kullanmışlardır. Fakat tarih sahnesinde kılıç her zaman sadece bir silah olmanın çok ötesine geçmiştir. Adeta toplumların kaderini çizmiştir. Bu nedenle bütün kültürlerde kılıç kullanımı üzerine çeşitli görgü kuralları gelişmiş, saygınlık, onur gibi kavramlar kılıçla birlikte anılır olmuştur. Adaletin, otoritenin simgesi olarak öne çıkan kılıç, Gladio adıyla terörist hareketlerin de tarihteki en eski örneklerinden birisinin adı olmuştur.

İlk gizli yapılanma olarak kabul edilen ve Filistin’de dinsel bir hareket olan Sicariler M.Ö. 73-66’da Sica adını kullanmışlardır. Bu kılıca Romalılar Gladio demeye başlamışlardır. Fakat günümüzdeki gibi “derin devlet” manasında Gladio ilk kez İtalyancada yer bulmuştur.

Gladio Nedir?

1988 yılında İtalya’nın Kuzey Sagrado civarındaki Peteano köyünde jandarma timleri rutin bir arama yapmışlardır. Araç aramalarından birisinde ufak bir aracın patlaması sonrası jandarmalar hayatını kaybetmiştir. Bu olayı soruşturan İtalyan yargıç Felice Casson olayları takip ettiği sırada İtalya’daki derin devlet yapılanması Gladio’yu deşifre etmiştir.

Ortaya çıkarılan Gladio, ABD ve İngiliz kontrgerilla örgütlenmesi Stay Behind (Geri Dur) tarafından 1952 yılında İtalya’da kurulmuştur. Kuzey İtalya’da 139 farklı yerde örgüte ait silah ve mühimmat deposu bulunmuştur. Örgütün resmi adı Allied Coodination Committee (Müttefik Koordinasyon Komitesi)’dir.

1956 yılında 622 örgüt üyesine ABD ve İngiliz servislerince eğitim verilmiştir. 1990 yılında Gladio’nun ortaya çıkarıldığı soruşturmada bu eğitim alan 622 kişinin grup liderleri oldukları, her grup liderinin altında farklı sayılarda kişi bulunduğu, bu sayede toplamda 15 bine yakın örgüt mensubunun olduğu ortaya çıkmıştır.

İtalya’da daha çok siyasi cinayetlerle adını duyuran Gladio gizli örgütünün yıllar içinde NATO’nun gözetiminde çalışan özel bir tim olduğu tespit edilmiştir. NATO doğrudan düşman ilan edemediği veya açık hedef haline getiremediği kişilere, siyasi mekanizmalara karşı Gladio’yu öne sürmüştür. Üstelik örgüt yalnızca siyasi cinayetlere imza atmakla yetinmemiş, kimi zaman askeri darbelerin, sivil darbelerin de zeminlerini hazırlamış, şartları oluşturmuş, yönlendiricisi dahi olmuştur.

Gladio’nun Başı Kimdir?

Gladio’nun oluşumuna bakıldığında NATO ile paralel olduğu görülmektedir. Görünürdeki amacı, bir komünist saldırı durumunda gerilla savaşını organize etmek olmuştur. Örgütün finansmanı başta ABD olmak üzere hemen her ülkenin ileri gelen şirketleri, iş insanları, medya unsurları olabilmektedir.

Gladio medyaya her zaman büyük önem vermiş, medya yoluyla anti-komünist propaganda faaliyetlerini organize etmeyi hedefleri arasına dahil etmiştir. Yöneticileri de çeşitli NATO ülkelerinde eğitimler almaktadır.

Gladio, faaliyetlerini çoğu kez gizlice yürütmektedir. Üstelik örgütlenme sadece NATO üyesi ülkelerde olmamakta, İsveç, Norveç, Avusturya gibi ülkelerde de bulunmaktadır. Farklı ülkelerde farklı adlarla anılmakta; fakat aynı amaçlara hizmet etmeye devam etmektedirler. Örneğin İtalya’da Gladio, Belçika’da SDRA-8, Yunanistan’da B-8 veya Sheep Skin, Almanya’da Gehlen Harekatı, Hollanda’da NATO Command, İngiltere’de Secret British Network adlarıyla faaliyetlerine devam etmektedirler. Türkiye’de daha çok kontrgerilla olarak ya da derin devlet olarak anılmaktadır. Örgütün ya da örgütlerin başında kimin, kimlerin olduğu hiçbir zaman ortaya çıkmamaktadır. En büyük özellikleri zamana ve şartlara göre kabuk değiştirebilmeleridir.

Gladio’nun Başı Kimdir?

Gladio Nasıl Örgütlenmektedir?

İkinci Dünya Savaşı pek çok şeyi değiştirmiştir. Savaşın ardından Sovyetler Birliği komünist ideoloji ile birlikte Latin Amerika, Doğu Avrupa ve Asya’daki çeşitli ülkelerde yayılmaya başlamıştır. Bu da ABD’yi yeni adımlara yöneltmiştir. ABD komünist rejimi tehdit unsuru olarak görmüş, bunu önlemek için Amerikan Ulusal Güvenlik Konseyi (NSC) oluşturulmuştur. NSC, istihbarat teşkilatı CIA, ABD Genel Kurmay Başkanlığı komünizme karşı Avrupa’da alınacak tedbirleri belirlemişlerdir. Bunun üzerine NATO oluşturulmuştur. Antlaşmaya göre NATO, komünist yayılmasına karşı askeri önlemler alacak, bunun yanında gizli hükümlere göre sivil ve askeri kuvvetlerden meydana gelecek gizli bir örgütlenmeye gidilmesi kararlaştırılmıştır.

Böylece NATO üyesi her devlet komünizmle mücadele edecek politik ve silahlı ayakları olan istihbarat örgütlenmeleri kurmuştur. Bu kuruluşlarda sadece istihbarat ve güvenlik kuruluşları yoktur. Medya, siyasi yapılar ve sivil toplum kuruluşları de Gladio’nun bir paçası olmuştur. 1949 yılındaki NATO’nun ilk antlaşmasında Gladio örgütlenmesini hazırlayan gizli madde yer almaktadır. Bunu NATO eski genel sekreteri İngiliz politikacı Lord Carrington bir röportajında belirtmiştir.

NATO’nun gizli maddesine göre NATO’ya üye olacak devletlerin komünizmle mücadele edecek bu kuruluşu mutlaka oluşturması gerekmektedir. Örgütte yer alacak kadrolar gizli tutulacak, çalışmalar gizlilik içinde yapılacaktır. Bu koşulları kabul eden ve yerine getirenlerin üyelik talepleri kabul edilmektedir.

İtalya’daki Gladio’nun şekillenmesinde General Reinhard Gehlen önemli şahıslardan birisidir ve aynı zamanda bir Nazi’dir. Fakat bu kişi aynı zamanda İsrail gizli servisi MOSSAD ile de bağlantılıdır. Bu bağlantılar aslında Gladio’nun nasıl örgütlendiği ve geri plandaki faaliyetleri hakkında da fikir vermektedir. Gehlen Hitler’in yanında tecrübe kazanmıştır ve Gladio’nun oluşturulmasında da bu tecrübenin yararlı olduğu düşünülmektedir.

Ülkelerde farklı isimler alan Gladio gizli örgütlerinin ortak özelliği politik düşmanı etkisizleştirmek amacıyla antikomünist hücum kıtaları oluşturmuş olmalarıdır. NATO gizli ordusu Partizan Savaşı için eğitim almıştır. Silah depoları, cephanelikleri, en modern iletişim vasıtaları bulunmaktadır. Gizli orduların koordinesi Brüksel’deki gizli bir NATO merkezinden yapılmaktadır.

Türkiye’de kontrgerilla üzerine araştırmalar yapan ve faili meçhul bir cinayete kurban giden Uğur Mumcu kontrgerilla örgütlenmesine dair açıklamalar yapmıştır. Mumcu’ya göre kontrgerilla rastgele kullanılan bir kavram değildir. Bu bir gizli savunma örgütüdür ve amacı, NATO üyesi ülkelerde ayaklanmaları bastırmaktır. Pentagon Generalleri tarafından Panama Kanalı’nda bir dizi özel eğitimden geçen kontrgerilla uzmanları her ülkede eyleme geçmekte ve bunu ABD savaş öğretileri gereği yapmaktadırlar.

Gladio tipi örgütlenmelerin iki farklı ayağı bulunmaktadır:

  • Yerüstünde özel komando birlikleri,
  • Yeraltında milliyetçilerden oluşan, hiçbir yasaya bağlı olmamayı kural edinen, en ücra mahallelere kadar inen gizli örgütlenmeler.

Gladio’nun yeraltı unsurları kirli işlere bulaşmış sağcılardan meydana gelmektedir. Bunlar yıllarca bulundukları ülkelerde CIA ve ABD iş birliği ile pek çok karanlık olaya karışmıştır. Cinayetlerde, katliamlarda, darbelerde, suikastlarda dahilleri vardır. Fakat soğuk savaşın ardından İtalya, İngiltere, Belçika ve bazı ülkeler bu örgütleri ortaya çıkarmışlardır. Pasifize etmişler, yargı önüne çıkararak yargılamışlardır.

Gladio’nun ifşa olduğu yerlerde örgütlerin karıştıkları cinayetler ve katliamlar da ifşa edilmiştir. Her ne kadar Türkiye’de çeşitli iddianamelerde farklı adlarla Gladio örgütlenmeleri yer alıyor olsa da devlet tarafından resmen kabul edilmemekte, hatta reddedilmektedir. Diğer ülkelerin parlamentoları bu örgütlerin araştırılmasına dair soru önergelerini kabul ederken Türkiye’de bunlar dahi kabul edilmemektedir.

Gladio Nasıl Örgütlenmektedir?

Gladio’nun Ekonomik Yapılanması Nasıldır?

Dünyada her şey mülkiyet sistemine dayanmaktadır. Bu nedenle hiçbir şey ekonomik sebeplerden bağımsız gelişmemektedir. Gladio için de aynı şey geçerlidir ve küresel kapitaller bu örgütlerin de destekleyicisi, hatta teşvik edicisidir.

Gladio hakkında yapılan araştırmalar ve kaynaklara göre ABD ordusundaki Özel Savaş Birlikleri’nin kurulmasında ünlü tekel patronu Rockefeller’in karar alıcı olduğu görülmektedir. Eisenhower başkan olduğu dönemde USA silahlı kuvvetlerinin nükleer silah ile gündeme gelmesi yeni örgütlenmelerin olması gereğini ortaya çıkarmıştır. Ünlü petrol ve finans tekeli Rockefeller adına o dönem devlet yönetiminde bulunan oğul Nelson Rockefeller bu görevi üstlenmiştir. Pentagon’da yeni düzenleme yapılmış ve Üçlü Komite tarafından süreç planlanmıştır. Rockefeller planı 30 Haziran 1953 tarihinde yürürlüğe girmiş, ABD başkanı da silahlı kuvvetlerin komutanı olmuştur.

Böylece doğrudan tekellerin, Beyaz Saray’ın ve Ulusal Güvenlik Konseyi’nin denetiminde yeni örgütlenmenin yönetilmesi mümkün hale getirilmiştir. Fakat ulusal kurtuluş savaşları, komünistlerin öncülüğündeki halk hareketleri ABD’nin nükleer savaş tehdidi ile diğer ülkelere diz çöktürme planını etkisiz hale getirmektedir. Çıkmaza giren bu konu, özellikle ABD’nin petrol ve finans tekellerini etkilemiştir. 1956 yılında da Rockefeller Vakfı özel savaş birliklerinin kurulmasını önermiştir.

Planlamaya göre ABD çıkarlarına uygun düşmeyen bir durum oluşması halinde, dünyanın her yerinde derhal müdahale edebilecek özel yetenekli birlikler kurulmalıdır. Bu özel askeri birlikler son derece hareketli, yetenekli olmalı, yerel savaşları rahatlıkla sonuca ulaştırabilmelidirler. Bunun üzerine Stratejik Müdahale Birlikleri (STRAC) kurulmuştur. İlk olarak Fort Bragg’a yerleştirilen STRAC, ABD’nin ilk yerüstü birlikleri olmuştur.

Soğuk savaşın sonlarına kadar Gladio örgütlenmelerinin ana kaynağı görevini küresel kapitalist tekeller üzerlerine alınmış, bunda da CIA’nin desteğini almışlardır. Çeşitli kitaplarda Osmanlı’dan sonra Türk istihbaratının üyelerinin de zamanla CIA’den maaş alır hale geldiği belirtilmektedir.

Soğuk savaştan sonra Gladio örgütlerinin ekonomik yapılanması değişmiş, merkezden bağımsız yapılan silah ve uyuşturucu kaçakçılığı ana kaynak haline gelmiştir. Zaman içinde örgütlenmelerin içinden çıkan itirafçı beyanları bunu gözler önüne sermektedir.

Gladio’nun Ekonomik Yapılanması Nasıldır?

Gladio’nun Stratejisi

Gladio örgütlerinin kuruluşundan önce, kuruluşunda ve sonrasında ardında çok güçlü bir teorik zemin vardır. Örgütlenmenin asıl teorisyenin ise David Galula olduğu belirtilmektedir. Galula Türkçeye 1965 yılında Ayaklanmaları Bastırma Hareketleri – Teori ve Tatbikatı başlığıyla çevrilen kitabı kaleme almıştır. Bu kitapta Gladio’nun stratejileri ana başlıklar halinde anlatılmıştır. Bunları şöyle sıralayabiliriz:

  • Silahlı isyan kuvvetlerinin bulundukları bölgelerden uzaklaştırılması ya da imha edilmesi için mutlaka yeterli silahlı kuvvet bir araya getirilmelidir. 
  • İsyancılar bir bölgeden çıkarıldıktan sonra yeniden o bölgeye geri dönüşü önlenmelidir. Bu nedenle yeterli kuvvet ortada bırakılmalı, halkın yaşadığı köy, mezra ve şehirlerde konuşlandırılmalıdır. 
  • Halkla iletişim kurulmalıdır. Halkın gerillayla bağlantısını koparmak adına halk hareketleri kontrol altında olmalıdır.
  • İsyancıların yerellerdeki pratik örgütleri yok edilmelidir.
  • Seçim ile yeni yerel idareciler oluşturulmalıdır.
  • Bu idarecilere doğrudan güvenilmemeli, bazı görevlerle sınanmalıdırlar. Yetersiz ve yumuşak olanlar değiştirilmelidir. Aktif liderler mutlaka desteklenmeli, savunma birliklerinin örgütlenmesi aksatılmamalıdır.
  • Ulusal politik hareketteki liderler gruplara ayrılmalıdır. Ardından da eğitilmelidirler.
  • Son isyancı ortadan kaldırılıncaya kadar baskı altında tutulmalı ya da kazanılmalıdır.

Galula stratejisinde isyancıları savaşa zorlamak için yerel halka nasıl, ne gibi baskı yapılması gerektiğini ayrıntılı olarak ele almıştır. Askeri dilde bu strateji düşük yoğunluklu çatışma ya da gayri nizami harp olarak isimlendirilmektedir. Belirtilen savaş taktiği NATO üyesi ülkelerde Özel Hap Daireleri tarafından yönetilmektedir. Gerillalara adeta kendi stratejileri ile saldırmayı planlamaktadırlar.

Gladio örgütlenmeleri üzerine yapılan araştırmalarda Özel Harbin soğuk savaşın bir sonucu olduğuna vurgu yapılmaktadır. Özel harp, bir nevi modern savaştır ve psikolojik harp ile başlamaktadır. Ardından da yıkıcı faaliyetlerle terör eylemlerine dönüşmektedir. İç savaşa yol açtıktan sonra da kargaşayı ortadan kaldırmak için İstikrar Harekatı başlatılmaktadır. İstikrar Harekatı anayasal hükümetin etkili biçimde çalışabilmesi için başka çare kalmadığını belirtmektedir. Nizamın sağlanması adına silahlı kuvvetlerin hükümete yardımcı olmak adına bir iç güvenlik ve iç iyileştirme harekatı olarak ifade edilmektedir.

Psikolojik harp ise hedef kitlenin duygu, düşünce, hal ve davranışlarını hedefleri destekleyecek biçimde yönlendirmek, propaganda araçlarını planlı şekilde bu yolda kullanmak şeklinde açıklanmaktadır. Gladio gizli örgütleri de psikolojik harekat taktikleriyle Gayri Nizami Harp uygulamaktadırlar.

İtalya’da Gladio’nun Tasfiyesi Nasıl Oldu?

Gladio her ne kadar ilk başta İtalya’da gizli bir örgütlenme olarak ortaya çıkarılmış ise de günümüzde çok daha geniş kapsamlı hale gelmiştir. Yine de Gladio dendiğinde ilk akla gelen İtalya’daki derin yapılanma olmaktadır.

İtalya’daki derin örgüt yapılanması olağanüstü yetkilerle donatılan savcı Antonio Di Pietro tarafından ortaya çıkarılmıştır. Petro’nun gerçekleştirdiği Temiz Eller operasyonu Gladio’nun tasfiye edilmesini sağlamıştır.

Gladio başta NATO’nun, daha çok da CIA ve İngiliz gizli servislerinin desteklediği, büyük ve operasyonlara imza atan gizli yapının sadece İtalya ayağı için kullanılmıştır. 1949-1991 arasında devam eden Soğuk Savaş sürecinde askeri ve istihbarat birimlerinin öncülüğünde Stay Behind (Geride Dur, Gölgede Kal) kavramıyla ifade edilen, sivil unsurları da barındıran birimler meydana getirilmiştir. Aynı zamanda bu operasyona da Stay Behind adı verilmiştir.

Söz konusu birimlerin yapılanması genel olarak özel kuvvetlerin yapılanmasına benzemektedir. Resmi görevleriyse Doğu Blokun’dan NATO üyesi ya da Avrupa’da bir ülkeye saldırı olması halinde gayri nizami harp yöntemleriyle düşmanı durdurmaktır. Düşmanı oyalamak, zarar vermek, istihbarat sağlamak, lojistik, iletişim unsurlarını sabote etmek, stratejik hedefleri yok etmek gibi özel görevlerdir.

En bariz belirtilmesi gereken görev ise NATO üyesi ülkelerde komünist partilerin yönetime gelmelerini engellemektir. İtalya’da 1984 yılında Gladio’nun varlığından şüphelenilmiştir. Fakat resmen ilan edilmesi İtalya’daki aşırı sağ örgüt Avanguardia Nazionale üyesi Vincenzo Vinciguerra’nın 1990 yılındaki yargılanmasıyla meydana gelmiştir.

24 Ekim 1990 tarihinde dönemin başbakanı Giulio Andreotti Gladio yapılanmasının varlığını kamuoyuna duyurmuştur. Ardından soruşturmalar yapılmış, örgütün neo-faşistlerle, mafya ve mason locasıyla ilişkileri ortaya çıkarılmıştır. Daha da ilginci 1970-1980 döneminde İtalyan Komünist Partisi (PCI)’nin seçimlerde başarılı olmaması adına gerilim stratejisi uygulanmasını sağladığı öğrenilmiştir.

Söz konusu dönemde İtalya’da büyük bir gerilim stratejisi takip edilmiştir. Tedirgin edici ve kışkırtıcı terör olayları yapılmış, korku yaratılmış, yanıltıcı ve yönlendirici bilgilendirmeler gerçekleştirilmiş, kamuoyu provoke edilmiş, ajan provokatörler kullanılmıştır. Gladio örgütünün içerisinde ordudan, istihbarattan, medya üyelerinden, iş insanlarından, bürokratlardan çok sayıda kişinin olduğu belirlenmiştir. Tahminlere göre İtalya’da 5 binden fazla Gladio mensubu bulunmaktadır. Di Petro operasyon sürecinde 7 bin 417 kişiye suç duyurusunda bulunmuştur. Bu kişilerden 4 bin 436’sı yasal işleme tabi tutulmuştur.

Yine Temiz Eller operasyonu sürecinde 463 parlamenterin dokunulmazlığının kaldırılması için çalışmalar olmuştur. 2 bin 993 kamu görevlisi ve 911 iş insanı yargılanmıştır. 12 eski bakan ve parlamenter hakkında tutuklama kararı çıkarılmıştır. 428 trilyon liralık rüşvet olayları tespit edilmiştir.

İtalya’da Gladio’nun Tasfiyesi Nasıl Oldu?

Türkiye’deki Gladio Faaliyetleri

Türkiye’de Gladio üzerine birçok farklı görüş mevcuttur. Bunlardan en çok öne çıkan Gladio yapılanmasının Türkiye’de olmadığı ise de artık yapılan çalışmalarla Gladio’nun Türkiye’de de olduğu, uzun yıllardır pek çok operasyona, faaliyete imza attığı kabul görmektedir. Bu konuda özellikle son beş yıldan önceki on yıllık sürede çok sayıda araştırma kaleme alınmıştır.

Araştırma ve değerlendirmelere göre Gladio yapılanmasının temelinde Türkiye – ABD ilişkileri yatmaktadır. 1946 devalüasyonuyla birlikte Türkiye dünya şartlarının da değişmesiyle ABD’ye daha fazla yaklaşmıştır. SSCB’nin yayılımını da önlemek amacıyla 1947 yılında Türkiye’ye 100 milyon dolar yardım yapılması kararlaştırılmıştır. Dönemin başbakanı Recep Peker de açıklamalarında Türkiye’nin kalkınabilmesi için ABD’ye daha fazla dayanması gerektiğini belirtmiştir.

1947 yılındaki Truman Doktrinini daha sonra Marshall Planı izlemiştir. Haziran 1947’de plan açıklanmış ve planı kabul eden ülkeler yardım programına alınmıştır. Türkiye’ye de bu kapsamda 300 milyon dolarlık finans desteği sağlanmıştır. Marshall Planı çerçevesinde Türkiye’nin bir sanayi ülkesi olmaması üzerinde açıkça durulmuştur.

1948 yılında NATO’nun temelleri atılırken ABD, Fransa ve İngiltere Türkiye’nin topluluk dışında kalmasını savunmuşlardır. Fakat Kore Savaşı’ndan sonra ve SSCB’nin tehdidiyle 1951 yılında Türkiye NATO’ya dahil olabilmiştir. Türkiye’nin NATO’ya girmesiyle hem askeri hem de ekonomik alanda ABD’nin kontrolü artmıştır. Beraberinde içeride çok daha fazla SSCB tehdidi algısı oluşmaya başlamıştır.

1954 yılından sonra ABD Türkiye’nin talep ettiği 300 milyon dolardan fazla yardımı onaylamamış, devalüasyon baskısında bulunmuştur. Aynı dönemde SSCB’den gelen ekonomik yardım talepleri de reddedilmiştir. Türkiye hem devalüasyonu yapmış hem de topraklarına füze konuşlandırılmasına izin vermiş; fakat yalnızca 30 milyon dolar yardım alabilmiştir.

Menderes 1960’ların hemen öncesinde ABD’ye yaslanma politikasının çöktüğünü düşünmüş ve 1960 yazında Rusya’ya resmi bir ziyaret gerçekleştirmeyi kararlaştırmıştır. Fakat bu ziyarete 40 gün varken darbe olmuştur.

Türkiye tarihine bakıldığında Türkiye istihbaratı ile ABD arasında her zaman bir bağ olduğu görülmüştür. Mesela MİT başkanı Fuat Doğu’nun General Gehlen’in öğrencisi olduğu, CIA’den para aldığı iddiaları vardır. Çeşitli kaynaklarda Türkiye’de ilk Gladio şubesinin NATO üyeliğine eş zamanlı açıldığı belirtilmektedir. 4 Nisan 1952 tarihinde bu şubenin Alparslan Türkeş’in de katkılarıyla kurulduğu ifade edilmektedir.

Türkiye’de 1952 yılında Dış İşleri Bakanlığında 320, Güvenlik Teşkilatında 144, ticaret bakanlığında 507 ABD’li çalışan bulunmaktadır. 1953 yılında Ankara Bahçeli Jussmatt binasında kontrgerilla karargâhı kurulmuş ve adına da Seferberlik Tetkik Kurulu denilmiştir. Bu kurulun amacı, düşman kuvvetlerinin ülkeye saldırması, ülkenin bazı bölgelerini ele geçirmesi halinde gayri nizami harbe girişecek gruplar örgütlemektir. Burada düşmandan kasıt da o zaman itibariyle sosyalist ve komünistlerdir.

Kurulan özel birliklerin eğitilmesi için ABD’den eğitmenler getirilmiştir. Eğitim almaları için ABD’ye de subaylar gönderilmiştir. 1965 yılında Seferberlik Tetkik Kurulu yeniden yapılandırılarak Özel Harp Dairesi adını almıştır. Aynı örgüt 1990’larda Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) olarak karşımıza gelmiştir.

Gladio örgütlenmeleri NATO gizli anlaşması gereği doğrudan NATO’ya bağlıdır. Gerek savaşta gerekse barışta sol tehdide karşı içeride devamlı Gladio gizli örgütlenmeleri kullanılmıştır. Dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de örgütte sivil unsurlar da bulunmaktadır. 1960-1980 yıllarında ağırlıklı olarak bozkurtlar denilen grupların, mafyaların Türk Gladio’sundan destek aldığı görülmektedir. Uğur Mumcu Gladio yapılanmalarının kurulduğu ülkelerde adlarının başına milliyetçi sözcüğü eklenen sağcı örgütlerle iş birliği yaptığını belirtmektedir.

Türkiye’deki Gladio Faaliyetleri

Özel harp Dairesi başkanlığı da yapmış Sabri Yirmibeşoğlu Türkiye’deki kontrgerilla faaliyetlerine dair de ilk itirafları yapmıştır. Yirmibeşoğlu, 1955 yılında meydana gelen 6-7 Eylül’de, Atatürk’ün Selanik’teki evinin bombalandığı iddiasının sonrasında yaşananları ÖHD’nin mükemmel bir operasyonu olarak tarif etmektedir.

12 Mart askeri cuntasında kontrgerilla örgütü daha da belirgin olmuştur. Türkiye’nin farklı yerlerinde işkence haneler kurulmuş, buralarda Türk yasalarının geçerli olmadığı işkence edenlerce dile getirilmiştir. 1974 yılındaysa Bülent Ecevit Özel Harp Dairesi’nin varlığını resmen açıklamıştır. 3 Şubat 1978 tarihinde gerçekleştirdiği basın toplantısında Ecevit yine Özel Harp Dairesi’nden söz etmiş, örgütün hemen bütün illerde gerektiğinde kullanmak üzere silah depolarının olduğunu söylemiş, hatta MHP üyelerinden söz etmiştir. Fakat ertesi gün tam aksi yönde açıklamalar yapmak zorunda kalmıştır.

Kontrgerilla faaliyetleri 12 döneminde de kendini göstermiştir. Öncesi ve sonrasında uygulamalar aralıksız sürmüştür. Maraş, Çorum, Sivas olaylarında kontrgerilla uygulamalarının izlerini rahatlıkla görmek mümkündür. Süre gelen dönemdeyse özellikle Güneydoğu Anadolu’da yoğunlaşmıştır. Faili meçhuller, suikastlar, kimi zaman bireylere kimi zaman gruplara kimi zaman kurumlara yönelik operasyonlar devam etmiştir. Yakın dönemde Ergenekon davaları kapsamında iddianamelere çok sayıda kontrgerilla faaliyeti girmiş, mensupların ifadeleri ortaya çıkmıştır. Yıllar önce her ilde olduğu belirtilen silah depolarının bazılarına ulaşılmış, öldürülen insanların kemikleri ortaya çıkarılmış; fakat daha sonra bütün bu davalar kapatılmıştır.

Gladio tarzı oluşturulan örgütler Türkiye’de her zaman yaşamaya devam etmekte, farklı koşullarda, aynı amaçlarla faaliyetlerine devam etmektedirler. En büyük özellikleri kendilerini gizlemeleri ve faaliyetlerini propaganda, medya, finans vs. güçleriyle yaptıklarını başkalarına yıkmalardır. Özellikle de yoğun bir siyasi otorite ve halk tepkisiyle karşılaşmadıkları için şahıs ve eylemlerinin üzerine gidilememekte, bu da toplumsal refahın, gelişmenin, hukuk standartlarının yükseltilmesinin, gerçek dost-düşman ayrımının yapılmasının önünü kesmektedir. Bütün bunlar yapılamadığı için de İtalya’da, Fransa’da olduğu tarz bir Temiz Eller operasyonu yapılamamaktadır.

İlgili yazılar

Yorumlar - Yorum yapmak için tiklayin

YORUM BIRAKIN