Eğitim

Türklerin Kullandığı Alfabeler Hangileridir? Türkler Kaç Tane Alfabe Kullanmıştır?

Türklerin Kullandığı Alfabeler Hangileridir? Türkler Kaç Tane Alfabe Kullanmıştır?

Başlıklar

Bireyler arasındaki iletişimi sağlayan en önemli etken dildir. Dil, aynı zamanda bir milletin kültürünü yaşatması ve nesilden nesle aktarmasıdır. Bu yüzden bireyler dili kullanarak iletişim kurmaktadır. Ancak, dil her zaman tek başına yeterli olmamıştır. İletişimi kuvvetlendirmek ve anlayışı sağlamlaştırmak için yazı dili de gerekmektedir. Bu ihtiyaç alfabenin doğmasını sağlamıştır. Alfabe; konuşma dilinde sese karşılık gelen yazı dizisidir. Bu bağlamda Türklerin kullandığı alfabeler geçmişten gönümüze kadar çokça merak edilen konular arasında yer almaktadır.

Dil bakımından zengin ve kuvvetli milletlerden biri de Türklerdir. Geçmişten günümüze kadar eklemeler ve çıkarmalar ile konuşma dili evrilsede tamamen değişmemiştir. Milletler, farklı dönemlerde farklı alfabeler kullanmıştır. Türklerde bu milletler içerisinde yer almaktadır. Türkler günümüze kadar farklı dönemlerde birden çok alfabe kullanmıştır.

Dil ve alfabeler milletlerin asırlarca yaşanmışlık ve birikim sonucu elde ettikleri değerlerdir. Bu yüzden kendilerine özgüdür. Ancak bazı sebepler milletlerin alfabe değiştirmesine neden olmuştur. Türklerde bu nedenlere bağlı olarak alfabe değişikliğine gitmiştir. Bu nedenler içerisinde;

  • Kültürel ve sosyal etkilere bağlı olarak alfabe değiştirmeler, 
  • Din değiştirme veya dini etkilerle alfabe değiştirme,
  • Bağımsızlığın kaybedilmesine bağlı olarak alfabe değiştirmeler,

Bu durum bize gösteriyor ki bazı zamanlarda gönüllü değişiklik yapılmış, bazı zamanlarda ise zorunlu değişiklik yapılmıştır. Her iki durumda da Türkler, günümüze kadar 5 farklı alfabe kullanmıştır. Bu alfabeler;

  • Göktürk (Kök Türk) Alfabesi
  • Uygur Alfabesi
  • Arap-İslam Alfabesi
  • Kiril alfabesi
  • Latin Alfabesi

Geçmişten günümüze kadar farklı sebeplere bağlı olarak Türklerin kullandığı bu alfabeleri tek tek inceleyelim.

Göktürk (Kök Türk) Alfabesi

Türklerin tarihi, çok eskilere dayanmaktadır. M.Ö ki yüzyıllara kadar dayanmaktadır. Türkler, diğer milletler gibi o dönemlerde de dil kullanmışlardır. O dönemde Türklere ait herhangi bir yazılı belge bulunmadığı için hangi dil, yazı ve alfabe kullanıldığı durumu meçhuldür.

Türklere ait günümüze kadar uzanan en eski yazılı kaynak, Köktürk yazılı belgesidir. Önceki döneme dair herhangi bir kaynak olmadığı için Köktürk alfabesi nasıl oluşmuş, Köktürk alfabesine neden geçilmiştir gibi bilgilere dair herhangi bir malumat yoktur. Ancak kabul gören genel görüş Köktürk alfabesinin Türkler tarafından icat edildiğidir.

Göktürk (Köktürk) Alfabesi

Göktürk Alfabesi;

  • Göktürk tarafından yazılan metinler, isim olarak Göktürk veya Orhun yazıtları olarak adlandırılır.
  • Türklerin bilinen ilk milli alfabesidir.
  • En önemli özelliği sadece Türkler tarafından kullanılmasıdır.
  • Bu alfabeyi Hunlar, Göktürkler ve Türk gibi kavimler kullanmış, aynı zamanda eklemelerde bulunmuşlardır.
  • Yabancı etkilere maruz kalmamış bir alfabedir.
  • Göktürk alfabesi, 38 harften meydana gelmektedir.
  • Bu harflerden 4’ü ünlü, 31’i ünsüz ve 3’ü çift ünsüz sesler için kullanılır.
  • Ünlü sesler için kullanılan harflerin her biri aynı zamanda ikişer ünlüyü karşılamaktadır.
  • Dördü sesli olup, aynı zamanda sekiz sesi karşılar, geri kalan harfler sessiz harf konumundadır.
  • Göktürk alfabesinde büyük veya küçük harf yoktur.
  • ok, ko, uk, ku, ük, kü, nç, nd gibi heceler kendine mahsus harflerle gösterilir.
  • Yazımı sağdan sola doğrudur aynı zamanda bu şekilde okunur.
  • Orhun yazıtları, Göktürk alfabeleri ile yazılmıştır.
  • Yenisey yazıtları da Göktürk alfabeleri ile yazılmıştır.
  • Noktalama işareti ise sadece “:” kullanılmıştır.
  • Günümüz Türkçesi gibi hece sistemi üzerine kurulmuş ve sondan eklemeli bir dildir.
  • İslamiyet’ten sonra kullanılmamıştır.

Göktürk Alfabesinin Okunuşu

Türklerin geçmişte bilinen ilk alfabesi ile yazılan ve bilinen ilk yazılı eser olan Köktürk kitabeleri ne yazık ki günümüzde okunup anlaşılmamaktadır. Türk halkı bir tarafa, Türk dili ve edebiyatı alanını okumuş, hatta bu alanda ihtisas yapmış bazı eğitimciler de aynı şekilde okuyamamaktadır. Bu durum Türk değerlerine sahip çıkma noktasında önemli bir eksikliktir. Yeni bir gelişim sağlamak için bir öncekinin üzerine eklemek gerekiyor. Özellikle bilim ve kültür noktasında gelişmek için geçmiş eserler büyük bir önem taşımaktadır.

Türklerin bilim ve sanat noktasında yeterince gelişememesinin ardında yatan sebeplerden biri de geçmiş dönemlere ait eserleri okuyamaması ve bu eserlerin üzerine katamamasıdır. Yeni alfabe hayata dâhil edilmesi ile bir önceki alfabenin etkinliği azalmış ve sonraki nesillerce kullanılmamıştır. Bu durum şimdiki nesilde olduğu gibi eserlerin okunamamasına sebep olmuştur.

Örneğin yeni Türk harfleriyle:

  • Üze Tengri basmasar, asra yir telinmeser, Türk budun, ilingin törüngin kim artatı?

Günümüz Türkçesiyle:

  • Türk Ulusu! Üstten gök çökmese, alttan yer delinmese (senin) ilini, töreni kim bozabilir?

İlk Türk alfabesinin bilinmemesi ve okunmaması dolayısıyla yukarıdaki dizeyi anlayabilecek bir nesil maalesef yoktur.

Uygur Alfabesi

Milletlerin alfabe değiştirmesindeki sebeplerden biri, yapılan savaşlar neticesinde bağımsızlığın kaybedilip başka bir milletin sömürüsü altına girmesiydi. Uygurlar, Köktürk devletini yıkarak, onların yerine geçmiştir. Uygurlar topluluğunun ticarete, şehir hayatına ve yerleşik düzene olan hareketi, onları Orta Asya’nın tüccar kavmi olan Soğutlara itmiştir. Kültürel etkileşime bağlı olarak, kısa süre sonra Soğut alfabesini öğrenip onu belli ölçülerde ıslah ederek, bu alfabeden Uygur yazısını geliştirmişlerdir.

Türklerin kullandığı alfabeler arasında ikinci olarak kullanılan alfabe olan Uygur alfabesinin genel özellikleri şu şekildedir;

  • Göktürk devletinin yıkılmasının ardından kurulan Uygurlar tarafından adlandırılmıştır.
  • Uygur alfabesi 18 adet işaret ve sembolden meydana gelmiştir.
  • Bunların içerisinde 4 sesli harf yer alır.
  • Uygur harfleri, Göktürk harflerinde olduğu gibi sağdan sola doğru yazılır. Aynı zamanda harfler birbirine bitişik olacak şekilde yazılır.
  • Bitişik yazılan harfler içerisinde yalnızca ”Z” harfi ayrı yazılır.
  • Bu yazının kâtiplerine yani yazıcılarına bakşı, bakşıgeri veya serbahşı adı verilmektedir.
  • Uygur alfabesi Soğd kökenli bir alfabedir. Ancak olduğu gibi alınmamış, Uygurlar tarafından Türkçeye uyarlanmıştır.
  • Uygur alfabesi, hem İslamiyet öncesi hem de sonrası kullanılmıştır.
  • İslamiyet’ten sonra Türkistan ve Kırım’da bulunan Türk devletleri Uygur alfabesini kullanmaya devam etmişlerdir.
  • Aynı zamanda Timur İmparatorluğu ve ona ait diğer devletler, Uygur alfabesini kullanmıştır.
  • Uygur alfabesine ait ilk yazılı eserler, 9. yüzyıla aittir.
  • Uygur alfabesi ile edebiyat, sanat, din ve hukuka dair birçok eser yazılmıştır.

Uygur alfabesi

Uygur Alfabesinin Okunuşu

Türklerin birden fazla alfabe kullanması geçmişe dair eserlerin, kaynakların okunmasını da güçleştirmiştir. Göktürk yazıtlarında olduğu gibi Uygur metinlerini da günümüzde okuyabilen bir nesil yoktur. Kutadgu Bilig gibi önemli bir eser Uygur harfleriyle yazılmıştır ancak günümüzde okunup anlaşılması mümkün değildir.

Uygur alfabesiyle yazılmış bir dize;

Ata bir, ana bir uyalar bu halk

Tefavütleri yok öte öttise…

Günümüz Türkçesiyle:

Bu ulus aynı ana babadandır, bireyleri eşittir; birinin ileri geçmesi üstünlük sayılmaz.

Burada da görüleceği üzere Uygur alfabesi ile yazılan metinleri şuan günümüzde anlamak zordur.

Arap-İslam Alfabesi

Arap Alfabesinin ortaya çıkışı M.S. 2 ve 4’üncü yüzyıllar arasında olduğu bilinmektedir. Ortaya çıkışı ise Nebati yazısı olarak isimlendirilen yazı sisteminden olduğu tahmin edilmektedir. Nebati yazısı ise Arami alfabesinin bir türevidir. Bu durum Arap alfabesinin kökeninin Sami alfabesine ve Sami dillerine dayandığını göstermektedir. Arap alfabesinde bulunan 28 sessiz harfin 22 tanesi, Sami alfabesinden alınan harflerdir. Bu sesler sadece bazı şekil değişikliklerine uğramışlardır.

Bu harflerden geriye kalan 6 harf ve onların verdiği sesler Arapça ’ya özgü seslerdir. 28 harfli Arap alfabesiyle yazılmış olan ilk yazıtların yazılma tarihi ise M.S. 512 olarak bilinmektedir. Ancak bu yazıtlarda kullanılan alfabe, İslam devletleri döneminde kullanılan ve halen kullanılmakta olan alfabeden daha farklıydı. Sonraki dönemlerde Arap alfabesi günümüzde kullanılan şeklini almıştır.

Arap alfabesi, Abbasi ile Emevi devletlerinin yaptıkları fetihler ve İslam dininin başka devletler tarafından da kabul edilmiştir. Bunun etkisiyle 7. yüzyılın üçüncü çeyreğinden itibaren Orta Doğu merkezli geniş bir alana yayılma olanağı bulmuş ve İslam dininin benimsendiği coğrafyalarda kabul gören alfabedir.

Türklerin Arap Alfabesine Geçişi

Arap alfabesi, Türklerin İslamiyet’i topluca kabulünden sonra, yani 10. asırdan sonra geniş bir alanda bütün Türk-İslam devletleri tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Arap Alfabesinin sayısı yirmi sekiz olmasına rağmen Türklerin kullandığı Arap harfleri otuz bir ile otuz altı harften meydana gelmektedir. Sağdan sola doğru yazılan bu alfabe, Türk milletine dair her şeyi kucaklamış ve Türkçenin çeşitli lehçelerinde, pek çok kitap kıymetli eser ve kitabe yazılmıştır. Muazzam, kesintisiz ve halende kaynak olarak kullanılan abidevi eserler, bu alfabe ile tarihimize geçilmiştir.

Osmanlı dönemiyle birlikte, Türkler üzerinde Arapların etkisi iyiden iyiye artmış ve Arap harfleri olduğu gibi kabul edilmiştir. Arap alfabesi Türkler tarafından 6-7 yüzyıl boyunca kullanılmıştır. Bu dönem içerisinde Türkler tarafından Arap harflerin harekelerinin atılması veya alfabeye yeni harfler eklenmesi gibi Arap alfabesi üzerinde bazı değişiklikler yapılmıştır. Bu yüzden bu dönem içerisinde kullanılan alfabeye aynı zamanda “Osmanlı Alfabesi” demek de yanlış olmaz.

İslam ülkeleri ve Türkiye başta olmak üzere dünya üzerinde bulunan hemen hemen bütün kütüphanelerde ve kitapseverlerin kitaplıklarında Arap harfleriyle yazılmış milyonlarca Türkçe eser bulunmaktadır. Dünyanın en büyük ve muazzam arşivi, Türk – İslam alfabesiyle yazılan Türkçe evraklarla doludur.

Arap alfabesinin kullanımı yakın geçmişten olduğu için herkes tarafından olmasa güncelliğini korumaktadır. Üniversitede verilen eğitimler ile okunup anlaşılması mümkündür. Özellikle Osmanlıca metinler birçok kişi tarafından okunabilmektedir. Bu yönde gelişmeler çok fazladır.

Arap alfabesi

Arap Alfabesinin Özellikleri Nelerdir?

Türkler, Talas Savaşı’ndan ardından topluluklar halinde İslamiyet’i benimsemeye başlamıştır.

  • Türklerin İslamiyet’i kabulünden sonra, Türkler dini değerleri öğrenmeye başladı ve bu durum dile, dini kavramların hızla girmesini sağlamıştır.
  • Bu dini kavramların telaffuzu ve doğru yazılışı hususunda ayrılıklar yaşanmaya başlandı. Bu ayrılıkları gidermek için Arap alfabesine geçilmiştir.
  • Arap Alfabesi toplam 28 harften meydana gelmektedir.
  • Ancak bu harfler Türkçe’nin ses özelliklerini tam olarak karşılamıyor. Bunun için dilimize uygun eklemeler yapılarak 31/36 civarı harfle kullanılmıştır.
  • Bunlar içerisinde Arap alfabesinde bulunmayan ç, p, j gibi sesleri karşılığı olan harfler eklenmiştir.
  • Arap alfabesi sağdan sola doğru yazılır.
  • Arap alfabesinin harfleri ünsüz sesler üzerine kurulmuştur.
  • Sessiz harflerden oluşan Arap alfabesinde ünlü sesler kelimelerde gerekmedikçe gösterilmemiştir.
  • Ancak ünsüz harflerin özelliklerine göre ünlü sesler telaffuz edilmektedir.
  • Türkçede bulunan ünlü harfler; “a, e”  sesleri “elif”, “ı, i”, sesleri “ye”, “o, ö, u, ü” sesleri ise “vav” harfleriyle Arap alfabesinde gösterilmektedir.
  • Normalde hareke kullanılmazken önemli metinlerde okumada oluşabilecek sorunlar için hareke kullanılmıştır.
  • Bunlar içerisinde; Kur’an-ı Kerim ve bazı gramer kitapları hareke kullanılarak yazılmıştır.
  • Arap alfabesinde bulunan harflerin kullanımı zor gibi görünse de harflerin öğrenimi çok da zor ya da uğraştırıcı değildir.
  • Arap alfabesinde genel olarak, küçük-büyük harf kullanımı ve aynı zamanda noktalama kuralları yoktur.
  • Türklerde Arap alfabesinin kullanımı Karahanlı döneminden itibaren başlamış, 1 Kasım 1928’e kadar sürmüştür.
  • Arapça, Osmanlı döneminde Farsça ve Türkçe’nin karışımından meydana gelen Osmanlıca ile birlikte bir bütün oluşturmuştur.
  • Türkler için 1928 yılında yapılan harf inkılabı ile kullanımı sona ermiştir.
  • Bu alfabe ile Türk-İslam tarihinde geçmiş ve gelecek dönemlerin en önemli eserleri verilmiştir.
  • Arap alfabesi ile yazılan ve bizdeki ilk önemli eserler: Kutadgu Bilig, Divanü lügati’t-Türk ve Atabetü’l-Hakayık’tır.
  • Bunlar içerisinde Kutadgu Bilig ile Atabetü’l-Hakayık ürünleri Uygur alfabesiyle de yazılmıştır.

Kiril Alfabesi

Makedonya, Bulgaristan, Sırbistan ve Rusya gibi ülkelerde yaygın olarak Slav dillerinin yazılmasında kullanılan bir alfabe türüdür. Kiril alfabesi, en eski Slav kitaplarının yazımında kullanılan iki alfabeden bir tanesidir. Bunlardan biri Kiril alfabesi; diğeri ise Glagol alfabesidir.

Metodius ve kardeşi Aziz Kiril tarafından Kiril yazı türü 9. yüzyılın ikinci çeyreğinde yeni bir alfabe oluşturulmuştur. Kiril alfabesinin günümüzde halen kullanılmasında en büyük etken Kiril ve Metodius'un öğrencilerinin 9. yüzyıldan günümüze kadar Kiril alfabesini getirmiş olmasıdır. Bunun yanında bugün: Beyaz Rusya, Ukrayna, Bulgaristan, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Moğolistan, Makedonya ve Sırbistan'da halen bu alfabe kullanılmaktadır.

Kiril alfabesi aynı zamanda Slav Ortodoks ülkelerinde kullanılmaktadır. Türk Cumhuriyetlerinden de Kazakistan ve Kırgızistan da Kiril alfabesi kullanılmaktadır. Ayrıca Başkontostan ve Yakutistan gibi pek çok Özerk Türk Cumhuriyetlerinde de Kiril alfabesi kullanılmaktadır.

Kiril alfabesi, günümüzde halen daha Slav halkları tarafından yaygın olarak kullanılan, özellikle Slav dillerinin yazımı için kullanılan bir alfabedir. Birçok millette olduğu gibi Türklere de Kiril alfabesini zorla kabul ettirilmeye çalışılmıştır. Özellikle çarlık döneminde Rusya’nın sınırları içerisinde bulunan Türk halklarına da benimsetilmeye çalışılan bir alfabe olmuştur. Kabul ettirme çalışmaların ikinci aşaması Sovyetler Birliği döneminde gerçekleşmiştir. Devletin sınırları içinde bulunan hem diğer topluluklara hem de Türk Cumhuriyetlerine Kiril alfabesini zorla kabul ettirme çalışma politikaları sürekli olarak devam etmiştir.

Farklı milletlerin Kiril alfabesini kabul etmeleri ve ekleme çıkarma yapması ile birçok farklı Kiril alfabesi ortaya çıkmıştır. Türklerde de Türkçe sesleri karşılaması amacı ile alfabeye bazı harfler eklenmiştir. Ancak bu, Cumhuriyetlerde kullanılan alfabeler ile aynı değildir. Bu alfabelerin her biri Kiril alfabesine dayanıyor ve birbirlerine benziyor olsalar da farklı alfabeler olarak meydana gelmiştir. Günümüzde bu alfabeleri kullanan ülkelerin birçoğu Latin alfabesine geçmiştir, geriye kalan bir kısmında da Latin alfabesine geçmek için çalışmalar yapılmaktadır. Bazı Türk cumhuriyetlerinde ise geçiş yapılmayıp Kiril alfabesi ile Latin alfabesi beraber kullanılmaktadır.

Kiril alfabesi

Kiril Alfabesinin Genel Özellikleri

Türklerin Kiril alfabesine geçişi, Rusya’nın yapmış olduğu baskılar neticesinde Rusya topraklarında gerçekleşmiştir. Bu bağlamda Kiril alfabesinin genel özellikleri şunlardır;

  • Kiril alfabesi, Yunan alfabesinden yola çıkarak geliştirilen bir alfabedir. Ruslara ait olan bu alfabe, zorla kabul ettirilmiş bir alfabedir.
  • Ruslar, sınırları içindeki Türklerin birlik olmasını engellemek ve onları asimile etmek amacıyla, “tek alfabe” yasağı koymuştur. Bu yasağa bağlı olarak, farklı semboller ve şekillerle dolu bir alfabe hazırlamıştır.
  • Türkler, alfabeyi olduğu gibi almamıştır. Alfabe üzerinde kendi dillerine göre ekleme ve çıkarma yapmıştır. Bu durum Türkler arasında 20 çeşit Kiril alfabesi oluşmasına neden olmuştur.
  • Türkler birden fazla alfabe kullanmıştır. Kiril alfabesi, Türklerin kullandığı alfabeler arasında en fazla sesli harf bulunduran alfabedir.
  • Kiril alfabesi 38 harften meydana gelmektedir. Alfabenin 38 harfinden 11’i sesli harften oluşmaktadır.
  • Kiril alfabesi, Latin alfabesinde olduğu gibi soldan sağa doğru yazılır.
  • Halen bugün bazı Türk toplulukları Kiril alfabesini kullanmaya devam etmektedir.

Dili değiştirilen bir milletin geçmişle de bağları kopmaktadır. Bu yüzden ülkeler işgal ettikleri bölgelerde ilk olarak, baskı yoluyla dillerini benimsetirler. Bu sayede kendilerine bağlı, kültürel ve milli değerlerini yitirmiş bir toplum elde ederler.

Latin Alfabesi

Latin alfabesi, ilk olarak 1925 yılında Azeri Türkleri tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasından sonra 1 Kasım 1928 tarihinden sonra da ülkemizde kullanılmaya başlanmıştır. Ülkemizde, ''Yeni Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun''un kabul edilmesi üzerine Arap alfabesi kaldırılmış, yerine Latin alfabesi yaygın olarak kullanım göstermeye başlamıştır.

Ülkemizde kullanılmaya başlanan bu alfabe, Latin alfabesiyle her şeyi ile birebir aynı olmamasından ötürü Türkçe Latin Alfabesi, Latin-asıllı Türk Alfabesi veya kısaltılarak Türk Alfabesi olarak belirtilse de harf sayısını büyük oranda Latin alfabesinden aldığı için Latin alfabesi olarak kabul görülmüştür. Bazı ülkeler ise Latin alfabesi üzerine faklı harfler ekleyerek kendi öz alfabelerini oluşturmalardır. Estonya alfabesi buna örneklik teşkil etmektedir.

Latin alfabesi yapı özelliği ile Türkçede bulunan sesleri tam olarak karşıladığı için Türkçe dilinin kullanım ifadesini olabildiğince kolay hale getirmiştir. Bu durum daha önce kullanılan diğer alfabelerde yaşanan belli başlı sorun ve eksiklikleri ortadan kaldırmıştır. Diğer önceki alfabelerde yaşanan imla sıkıntıları da son bulmuştur. Bu alfabenin en önemli özelliğinden birisi ise Türkçe dil yapısının yazıldığı şekilde okunabilmesini sağlamasıdır. Bu özellik, pek az dil yapısında mevcuttur.

Latin alfabesi

Latin Alfabesinin Genel Özellikleri

Ülkemizde 1900'lerin başında okuma ve yazma bilenlerin sayısının oldukça az olması, Latin alfabesine geçişi kolaylaştırmıştır. Buna bağlı olarakta Ülkemizde kısa bir süre içerisinde Latin alfabesinin kullanımı yaygınlaşmaya başlanmıştır. Bu bağlamda Latin alfabesinin genel özellikleri şunlardır;

  • İlk kullanımı Azeri Türkler tarafındın olmuştur.
  • 29 Ekim 1923’te Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasından 3 yıl sonra Ülkemizde kullanılmaya başlanıştır.
  • Resmi olarak 1 Kasım 1928 tarihinde Türk Harf devrimi yapılmış, Arap alfabesi kaldırılarak yerine Latin alfabesi getirilmiştir.
  • Latin alfabesi, tarihsel süreç içerisinde Türklerin kullanmış olduğu alfabeler arasında en çok bilinen alfabedir.
  • Latin alfabesinde toplam olarak 29 harf bulunmaktadır. Bu harflerin 8 tanesi sesli, 21 tanesi ise sessiz harftir.
  • Latin alfabesinin öz yapısında bulunmayan ancak Türk dilinin yapısında ihtiyaç duyduğu "ç, ş, ğ, ö, ü" harfleri sonrasında eklenmiştir.
  • Latin alfabesinde bulunan ancak Türkçe dil yapısına uymayan "q, x, w"  harfleri de çıkarılmıştır.
  • Latin alfabesinde mevcut olan "I-i" harfinin yanında "ı" ve "İ" harfleri de kullanılmaya başlanmıştır.
  • Latin alfabesi önceden kullanılan alfabelerden farklı olarak soldan sağa doğru bir yazlım özelliği taşımaktadır.
  • Latin alfabesinde harfler, hem ayrı hem de bitişik yazılabilecek özelliktedir.
  • Bu alfabe diğer alfabelere göre daha kolay öğrenilmektedir.
  • Latin alfabesi, okuma-yazmayı olabildiğince kolaylaştırmıştır.

Genel olarak bakıldığında Türklerin tarih boyunca aktif bir şekilde kullanmış olduğu birçok alfabe mevcuttur. Ancak bu alfabeler içerisinde en uzun süre kullanılan ve Türkler ürerinde en çok etki bırakmış olan bu 5 alfabedir.  Bu yüzden Türklerin kullanmış olduğu alfabeler olarak, karşımıza bu 5 alfabe çıkmaktadır.

İlginizi çekebilir: Mors Alfabesi Nedir, Mors Alfabesi Çeşitleri ve Avantajları Nelerdir?

İlgili yazılar

Yorumlar - Yorum yapmak için tiklayin

YORUM BIRAKIN