Sağlık

Kan Vermenin Zararları ve Faydaları Nelerdir? Bağış Sonrası Yapılması Gerekenler

Kan Vermenin Zararları ve Faydaları Nelerdir? Bağış Sonrası Yapılması Gerekenler

Başlıklar

Kan Vermenin Zararları ve Faydaları 

İnsan vücuduna can veren en önemli parçalardan biri olan kan, vücudun oluşumunda büyük önem arz etmektedir. Kan sağlıklı bir yetişkinin vücut ağırlığının 1/13'ünü oluşturmaktadır. Örneğin 50 kilo bir bireyde 4 litre kan bulunurken, 110 kilo kadar olan bir kişinin vüdudunda ortalama 7-8 litre kan bulunmaktadır. Bireyin sağlıkla hayatını sürdürebilmesi, herhangi bir hastalık riski karşısında dirençli kalabilmesi ve vücudun bu hastalığa karşı savaşabilmesi için varlığı oldukça önemli olan kan vücutta birçok görevi üstlenmektedir. Vücudun herhangi bir noktasında meydana gelen hasar sonucu oluşan yarayı hızla kapatarak kan kaybını önler ve vücudun kan kaybını engeller. Vücutta koruma görevi gören kan, kan seviyesini dengede tutar.

Sistemler arası iletişimi ve ulaşımı sağlamaktadır; sindirim sisteminin parçaladığı besinleri hücrelere ulaştırır, dışarıdan vücuda alınan oksijeni dokulara götürür, metabolizma çalışması sonucu açığa çıkan karbondioksiti akciğerlere ulaştırır. Kan vücuda giren yabancı maddeler ile savaşır, yabancı maddeleri zararsızlaştırır ve antikor üretimi sağlar. Bu da kanın savunma görevi olduğunu gösterir. Kan vücuttaki pH dengesini, vücut ısısını belirli oranlarda düzenleme görür. Kısaca kanın vücutta savunma, düzenleme, koruma ve taşıma görevleri vardır.

Kan Vermenin Zararları ve Faydaları

Kan her insanda aynı miktarda bulunmayabilir. Örneğin sağlığı yerinde olmayan ve kan üretimine elverişli olmayan bir hastalığa sahip olan kişilerde vücut oldukça az kan üreterek çeşitli rahatsızlıklar açığa çıkarır. Bu nedenle bireylerin dışarıdan kan takviyesi alarak vücudundaki kanı normal değerlere çıkarması gerekir. Bu da vücuda alınacak birkaç litre kan ile mümkündür. Talasemi, anemi, hemofili, lösemi, kanser gibi birçok hastalıkta ek kan tedavisi gerekmektedir. Sadece bu tarz hastalıklarda değil ağır yaralanmalarda, bazı ameliyatlarda ve cerrahi işlemlerde de kana ihtiyaç duyulmaktadır. Her geçen sene bireyler kendi vücutlarına uygun kan bulamadıkları için hayatını kaybediyor. Kan vermek ve kan bağışı yapmak insanların hayatlarına büyük bir dokunuş yapmanın yanı sıra kişinin kendi sağlığı için de oldukça önemlidir. Bu gibi durumlarda ihtiyaç sahibi bireylere uygun kanın bulunabilmesi için her sağlıklı bireyin kan bankalarına ve belirli kurumlara kan bağışında bulunması gerekmektedir. Kan vermek bireyler için oldukça faydalı ve sağlık açısından düzenleyici bir işlemdir. Bireylerin düzenli olarak kan vermeleri ve bu gibi çeşitli hastalara yardımcı olabilmeleri oldukça önem arz eden bir durumdur. Ancak her birey kan veremez, ortalama 50 kilonun üzerinde olan ve yaşları 18-65 arası olan sağlıklı her birey kan verebilir. Ayrıca kan vermenin bazı faydaları ve zararları bulunmaktadır. Kan vermenin faydalarından bahsetmek gerekirse:

  • Vücudun kendine yetecek kadar ürettiği rutin ve sabit bir kan oranı vardır. Kan vermek, vücutta kan üreten organların uyarılmasını ve kan yapmasını sağlar. Bu sayede organlar dinç kalır ve sağlıkla çalışır.
  • Kan vermek vücut hücrelerini yeniler.
  • Kan veren kişi psikolojik olarak ihtiyaç sahibi bir kişiye yardım etmenin verdiği iç huzura kavuşur ve mental açıdan rahatlar.
  • Kan bağışlayan kişinin vücudundaki kan ve kan hastalıkları detaylıca değerlendirilir ve tarama testleri uygulanır. Bireyler bu sayede kendi sağlıkları ile alakalı bilgi sahibi olarak herhangi bir durum karşısında erkenden bilinç kazanarak tedbir alabilirler.
  • Kan vermek, bir başka bireye de örnek olmak demektir. Bu sayede her insan bir başka insana örnek olarak her geçen gün kan bağışçısı sayısını arttırabilir, toplumun sağlığı adına oldukça değerli bir etki yaratabilir.
  • Kan vermek, damarlar daha yoğun olduğundan dolayı özellikle bacaklarda ve damarların yoğun olduğu diğer organlarda damar hastalıklarını engeller. 
  • Rutin olarak kan bağışında bulunan bir kişinin kalp krizi geçirme riski, diğer bireylere göre oldukça düşüktür. Çünkü vücudun kan hücreleri sürekli olarak yenilenmektedir.
  • Kan bağışında bulunmak vücutta gelişebilecek olumsuz durumları ve komplikasyonları engellemektedir. 
  • Kan bağışı, kanda bulunan yağ miktarının azalmasını sağlar ve vücut içerisinde eskisine göre daha sağlıklı kan dolaşmaya başlar.
  • Kan bağışında bulunmanın vücutta gelişebilecek karaciğer, akciğer, kalın bağırsak kanserlerinin engellenmesinde rol oynadığı hakkında bilimsel dayanaklar mevcuttur. 
  • Kan bağışı sayesinde vücutta oluşan metabolik rahatsızlıklar da engellenir, normal düzeyinde kalması sağlanır. Örneğin kolesterol, yağ, şeker, kreatinin gibi metabolik değer oranlarını normal düzeyde tutarak vücudun direncini arttırır. 
  • Rutin kan verme eylemi kemik iliği yağlanmasını engeller. Bu da daha temiz ve oksijen bakımından zengin kan üretilmesini sağlar.
  • Kan vermek yüksek tansiyona ve baş ağrısına iyi gelmektedir. Vücudun iç basıncını azaltması sayesinde bu şikayetleri oldukça en aza indirmektedir.

Kan Vermenin Zararları ve Faydaları Nelerdir?

Kan vermenin bunlar gibi bilimsel olarak kanıtlanmış veya bilimsel olarak çalışmaların devam ettiği insan vücuduna faydalı olan birçok yararı vardır. Kan vermek insan vücudunu yeniler ve güçlenmesini sağlar. Toplumlar kan verme durumuna ciddi anlamda önem vermeli, bireyler birbirini bu konuda teşvik etmeli ve bilgilendirmelidirler. Bugün bir başkası için gerekli olan kan, bir başka zamanda sizin için ihtiyaç haline gelebilir. Kan vermenin faydalarının yanı sıra bazı zararları da vardır. Kan vermek zararlı bir işlem olmasa da kişide yan etki yaratan bazı durumlar ile karşılaşılabilir. Bu komplikasyonlardan bazıları:

  • Kan verdikten sonra bireyde titreme ve soğuk terleme gelişebilir. Bu vücudun kendi kendine yetebilmek için hızla kan üretmesinden kaynaklıdır. Bireyin kan üreten organları hızla çalışmaya ve kan üretmeye başlar. Bu da bireyde terlemeye ve titremeye yol açabilir.
  • Mide bulantısı da kan verdikten sonra meydana gelen bir yan etkidir. Ancak birey aç karnına kan verdiyse ve vücudun enerji üretecek herhangi bir kaynağı yoksa bu komplikasyon gelişir. Kan vermeden önce hafif yemek yenmelidir. Aksi takdirde mide bulantısı ve kusma gibi durumlar meydana gelebilir.
  • Kan verildikten sonra birey ayağa kalktığında baş dönmesi, düşme veya bayılma hissi oluşabilir. Bu vücudun iç basıncı ile birlikte tansiyonun düşmesinden ayrıca kan şekerinin ani düşüşünden kaynaklıdır. Vücuttan alınan kan, sağlığı etkilemez sadece kısa süreli problemler meydana gelir. Bu hissiyatlar geçicidir.
  • Bacaklarda kasılma ve dudaklarda karıncalanma nadiren görülen yan etkilerdir. Kan verildikten sonra bireyler bir süre oldukları yerde oturmalı ve hemen ayağa kalkmamalıdırlar. Aksi takdirde uzun süre oturmaya bağlı olarak aniden ayağa kalkıldığında bacaklarda kasılma hissedilebilir.
  • Kan verme işleminden hemen sonra bireyde halsizlik ve yorgunluk meydana gelir. Kan şekerinin ani düşüşü sebebiyle oluşan bu tablo hafif yemek yemekle ve şekerli gıda tüketimi ile hızla normal sınırlara döndürülür.

Eğer birey sağlıklı ise, hayatını tehdit eden ciddi bir rahatsızlığı yoksa, herhangi bir kan hastalığına sahip değilse ve belirtilen yaş aralığındaysa kan vermenin hiçbir sakıncası yoktur. Kan vermenin zararı sadece belirtilen maddelere uygun olmayan bireylerde görülen komplikasyonlardan ibarettir. Kan vermek kişiyi hayati bir tehlikeye atmaz. Aksine kan vermek bireyin hayatında oldukça önemli bir noktaya taşınır, birey bu durumun iç huzuru ile bu işlemi rutin haline getirir. Sağlıklı her birey kan vermeli ve çevresindekileri kan vermeye teşvik etmelidir. Birey kan verdikten sonra kan şekerinin düşmemesi ve normal sınırlara dönmesi için şekerli meyve suyu ve tatlı gıdalar tüketmelidir. Kan şekerinin düşmesi ile bireyde baş dönmesi, halsizlik, mide bulantısı gibi yan etkiler görülür.

Kan Bağışı Yapacak Bireye Uygulanan İşlemler

Kan bağışı yapacak olan birey 50 kilo üzerinde ve 18-65 yaş aralığında olmalıdır. Kan bağışı yapacak birey kan bağışlayacağı kurum veya kuruluşa başvurduğunda bireye “Donör Değerlendirme Formu” verilir. Kan bağışlayacak olan birey bu formu eksiksiz ve dikkatli bir şekilde, oldukça samimi cevaplarla doldurmalıdır. Form doğru bir şekilde doldurulduktan sonra ilgili yetkiliye teslim edilir ve bu yetkili ile yüz yüze kısa bir konuşma yapılır. Bu konuşma içerisinde formda yazılan cevaplar hakkında bilgiler verilir ve gerekli açıklamalar yapılır.

Bireyin kan vermesi için formda herhangi bir problem görülmüyor ise bir diğer aşamaya geçilir. Bireyin boy, kilo, tansiyon, nabız ölçümü ve fizik muayenesi yapılır. Eğer fizik muayenede bir sıkıntı ile karşılaşılmazsa test yapılmak üzere bireyden kan alınır ve alınan kan üzerinden bazı testler yapılır. Eğer çıkan test sonuçlarında herhangi negatif bir durum tespit edilmezse bireyden kal alınabilir. Birey kan alınması için koltuğa uzanır ve kişisen 15 dakikadan daha kısa bir sürede bir ünite kan alınır. Kan alındıktan sonra 15 dakika kadar bir gözlem süresi vardır. Bireyde gelişebilecek yan etkilerin ve komplikasyonların gözlemlenmesi için kan bağışı yapan birey bekletilir. Bu sırada tatlı yiyecek ve şekerli meyve suyu ikramı sağlanır. Birey bunları tüketmeli ve vücut kan şekeri oranını normal düzeylere çekmelidir.

Kan Bağışı Yapacak Bireye Uygulanan İşlemler

Kan Verdikten Sonra Yapılması Gerekenler

Kan verme işleminin bireyde birçok yan etkisi görülmektedir. Bu yan etkileri yaşamamak, hızlıca gündelik hayatınıza dönmek için uygulayabileceğiniz birkaç basit çözüm vardır. Özellikle sigara ve alkol kullanımının kesinlikle önerilmediği bu evrede bireylerin kesinlikle dikkat etmesi gereken bazı noktalar:

  • Kan verdikten sonra hemen ayağa kalkılmamalıdır. Birkaç dakika oturduğunuz yerde dinlenmeli, vücudun tekrar kendi dengesini kurmasını beklemelisiniz. Aksi takdirde hızla ayağa kalktığınızda baş dönmesi ve düşme hissiyatı yaşayabilirsiniz.
  • İstirahat halinde şekerli meyve suyu ve tatlı yiyecekler ile kan şekerinizi normal değerlere çekmek için vücudunuzu destekleyebilirsiniz. Bu sayede gündelik hayatınıza hızla geri dönebilirsiniz.
  • Sigara ve alkol kullanıyorsanız kan bağışından sonraki 2 saat içerisinde kesinlikle bu iki zararlı ürünü kullanmamalı ve tüketmemelisiniz.
  • Kan verdiğiniz kolunuz günlük hayatınızda en az kullandığınız kolunuz olmalıdır ve bu kolunuzla o gün boyunca ağır şeyler taşımamaya özen göstermelisiniz.
  • Kan bağışında bulunduktan sonraki saatler sizin için çok önemli. Kan bağışından sonraki 5-10 saat içerisinde çok sıcak ortamlarda yani hamam ve sauna gibi nemli oldukça sıcak mekanlarda bulunmamalısınız.
  • Kan verdikten sonraki ilk 4 saat, her zamankinden daha fazla bolca sıvı tüketmeli sık sık su içmelisiniz.
  • Kan bağışından sonra ağır egzersizlerden kaçınmalısınız.
  • Kan bağışı yapan birey ağır bir işte çalışıyor ise ilk 24 saat istirahat etmeli, dinlenmelidir.

Toplum her geçen gün kan bağışı konusunda bilinçlenmektedir. Kan bağışı oranı her geçen gün artmaktadır. Düzenli kan bağışı birçok insanın hayatını kurtarmaktadır. Belirli sağlık kurum ve kuruluşlarına müracaat ederek sizler de kan bağışında bulunabilir ve birçok insana umut olabilirsiniz. Bugün bir başkası için gerekli olan kan, yarın sizler için gerekebilir. Bu nedenle her sağlıklı birey kan bağışını rutin hale getirmeli, hem kendi sağlığı hem de diğer bireylerin sağlığı için düzenli olarak kan bağışında bulunmalıdır.

İlginizi çekebilir: Kızılay Nedir, Kızılay’ın Görevleri ve İlkeleri Nelerdir?

İlgili yazılar

Yorumlar - Yorum yapmak için tiklayin

YORUM BIRAKIN